Türkiye Trablus'taki askeri varlığının devam ettiğini yineledi

Başağa, hükümeti devralacağı tarihi açıklamaktan kaçındı

Anadolu Ajansı’nın Libya’da görevli Türk askerlerinin Trablus’taki ilk sahurlarından aktardığı bir kare
Anadolu Ajansı’nın Libya’da görevli Türk askerlerinin Trablus’taki ilk sahurlarından aktardığı bir kare
TT

Türkiye Trablus'taki askeri varlığının devam ettiğini yineledi

Anadolu Ajansı’nın Libya’da görevli Türk askerlerinin Trablus’taki ilk sahurlarından aktardığı bir kare
Anadolu Ajansı’nın Libya’da görevli Türk askerlerinin Trablus’taki ilk sahurlarından aktardığı bir kare

Türkiye, Libya'nın başkenti Trablus'taki askeri varlığının devam ettiğini yinelerken Fethi Başağa’nın yeni hükümeti halen, Trablus’a girmenin, Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki geçici hükümetten yetkileri devralmanın ve görevlerini yerine getirmenin yolunu bulmaya çalışıyor.
Anadolu Ajansı (AA), 2019 yılında Türkiye ile Libya’nın eski hükümeti Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan Askeri ve Güvenlik İş birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Libya'da görev yapan Türk askerlerinin, Cumartesi günü başkent Trablus'taki ilk sahurlarından görüntüler aktardı.
AA, Trablus'ta Libya Görev Grup Komutanlığı (LGGK) Müşterek Kara Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda Ramazan ayının atmosferini yerinde gözlemledi. AA’ya konuşan Lojistik Destek Tabur Komutanı Yarbay İsmail Ünal, Türk askerlerinin, dünyanın her yerinde azim ve kararlılıkla kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye devam ettiklerini söyledi.
Öte yandan Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından başbakan olarak atanan Fethi Başağa, Ramazan ayı vesilesiyle yaptığı açıklamada, Ramazan ayının Libyalıları yeniden birleştirmesini ve aralarındaki hoşgörü ve birlik ruhunu güçlendirmesini temenni etti. Başağa, yaptığı kısa açıklamada, bu mübarek ayın safları sıkılaştırmak, bölünme ve ayrılıklardan uzaklaşmak ve ulusun çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak için bir araya gelme konusunda bir fırsat olmasını umduğunu ifade etti.
Başağa, yeni hükümeti kurmak ve iktidarı devralmak üzere başbakan olarak atanmasının üzerinden bir ayı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen halen hükümetinin başkent Trablus’a ne zaman gireceğini açıklamaktan kaçınıyor. Buna karşın Başağa hükümetinin sözcüsü Osman Abdulcelil, kararlılığı ve şiddet kullanmama sözünün Başağa’yı Trablus'a girmekten alıkoyduğunu söyledi. Dibeybe’yi ‘ülkenin yaşadığı trajedileri yeniden yaşatmaya çalışmakla’ suçlayan Abdulcelil, yaptığı açıklamada, adil ve başarılı seçimler için kendi ifadesiyle ‘Libya uzlaşısına’ yatırım yapılması çağrısında bulundu.
Diğer taraftan Libya Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed Ali El-Huveyc, Tunus’ta Ekonomi ve Planlama Bakanlığı Samir Said ile Cumartesi günü gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ilk adım olarak gıda ve ilaç endüstrisini destekleme, geliştirme ve özel sektörü yatırım projelerini uygulamaya teşvik etme hedefiyle iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirmek ve ortak bir yatırım haritası ortaya koymak istediklerini söyledi.
Bakan Huveyc, ülkesinin endüstrileri yerelleştirmek ve komşu ülkeler Tunus ve Cezayir ile ticareti geliştirmenin yanı sıra Afrika pazarına doğru transit ticareti canlandırmak amacıyla Zuvare şehrinde ve Tunus sınırına kadar uzanan özel bir bölgede çalışmalar yaptığına dikkati çekti.
Libyalı Bakan ayrıca, ülkesinde Tunus tarafından sağlık merkezlerinin kurulması da dahil olmak üzere, ekonomik iş birliği için kapsamlı bir stratejinin uygulanması konusunda iki tarafın bir anlaşmaya vardığını duyurdu.
Bu arada İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino Grimaldi, Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ile İtalyan konsorsiyumu Aeneas temsilcileri arasında Trablus Uluslararası Havalimanı'ndaki yeniden yapılanma çalışmalarına devam etmek için olumlu görüşmeler gerçekleştiğini bildirdi. Havalimanının tüm tesisleriyle birlikte iç ve dış olmak üzere iki terminalin inşasının yaklaşık 80 milyon euroya mal olması bekleniyor.
Büyükelçi Buccino, İtalyan haber ajansı Nova’nın aktardığı açıklamasında, “Proje, İtalya’nın ekonomi diplomasisinin ve İtalyan hükümet yetkililerinin sık sık Libya'ya yaptığı ziyaretlerin somut sonuçlarından biri olarak Libya Merkez Bankası'ndan akreditif mektubu aldı” dedi.



Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
TT

Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)

Kritik öneme sahip Maya kenti Caracol'un ilk hükümdarı olduğu düşünülen birine ait mezar keşfedildi. Mezarda bulunan eserler dönemin büyük kentleri arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.

Maya dünyasının en büyük ve en önemli şehirlerinden Caracol'un nüfusunun zirve döneminde 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak diğer pek çok Maya şehrinde olduğu gibi, bilinmeyen nedenlerle MS 900 civarında çöküşe geçti.

Kalıntıları Belize'de yer alan antik kentin harabelerindeki kazılar en az 40 yıldır sürüyor. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalarda hiçbir kraliyet üyesine ait mezara rastlanmamıştı. 

Kazılara liderlik eden Houston Üniversitesi arkeologları Diane ve Arlen Chase, etkileyici bir keşifle bu durumu değiştirdi. 

İlk kez Caracol'da bir kraliyet mezarı ortaya çıkaran ekip, bunun kentin bilinen ilk hükümdarına ait olduğunu düşünüyor.

Houston Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre Te K'ab Chaak adlı kralın mezarı yaklaşık MS 350'ye tarihlendi. Araştırmacılar tahta 331'de çıkan Te K'ab Chaak'ın hanedanının en az 460 yıl varlığını sürdürdüğünü söylüyor.

Field Museum'dan arkeolog Gary Feinman, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Çok erken bir döneme ait hükümdar buldular, ki bu çok önemli ve bir hanedanın kurucusu olduğu iddia ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu büyük bir bulgu.

Araştırmacılar mezarda bulunan kalıntılara dayanarak Te K'ab Chaak'ın 1,7 metre boyunda ve öldüğünde dişi olmayan yaşlı bir adam olduğunu tespit etti.

Chase çifti kalıntılarla birlikte gömülen seramik kapların tarzından mezarın son derece eski olduğu sonucuna vardı. Kırmızı zincifre mineraliyse, çok yüksek statüye sahip birine ait olduğunu anlamına geliyordu.

Arlen Chase "Eşyalar zincifreyle kaplanmışsa kraliyet ailesinin en üst seviyedeki kişileri sözkonusu demektir" diye açıklıyor.

Ekip mezarda yeşim taşından yapılmış üç set kulak süsü de buldu. Maya elitlerinin kullandığı bu değerli eşyalara pek sık rastlanmıyor. 

ghyjudcfv
Çömlek kaplar üzerinde daha önce görülmeyen tasvirler bulundu (Houston Üniversitesi)

Ayrıca mozaik bir ölüm maskesi de keşfeden araştırmacılar bunun çok daha nadir olduğunu belirtiyor. Chase çifti daha önce sadece bir adet ölüm maskesi bulmuştu.

Arkeologlar mezarda gördükleri çömleklerin de etkileyici olduğunu ifade ediyor. Bu kaplarda Mayaların ticaret tanrısı, bir sinek kuşu ve mızrak tutan bir hükümdarla ona adak adayan kişiler resmedilmişti. Bazılarında maymun, baykuş ve nasua gibi hayvanlar tasvir edilmişti. 

Arlen Chase bazı tasarımlar için "Bunları daha önce hiç görmemiştik" diyor.

Araştırmacılar mezardaki bazı eserlerin, yine MS 350'lere tarihlenen diğer iki Caracol mezarındakilere çok benzediğini söylüyor. Bunlar arasında Meksika'nın orta kesiminden gelen yeşil obsidyen bıçaklar ve mızrak fırlatmak için kullanılan bir alet de vardı. 

Ekip bu aletlerin genellikle Caracol'un 1200 kilometre uzağındaki Teotihuacán kentiyle ilişkilendirildiğini belirtiyor. 

Chase çiftine göre bu durum iki kent arasındaki büyük mesafelere rağmen erken Maya halkının, Orta Meksika topluluklarıyla sanılandan onlarca yıl önce ilişki kurduğuna işaret ediyor. Te K'ab Chak zamanında Teotihuacán'dan Caracol'a yürümek muhtemelen en az 150 gün sürüyordu.

İkili, ellerindeki bulgulara dayanarak kentler arasında ticari ve diplomatik ilişkiler kurulduğunu düşünüyor. Öte yandan bazı uzmanlar net çıkarımlar yapmadan önce daha net kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Live Science, New York Times, Smithsonian Magazine, Houston Üniversitesi