Semâvi, dünyevi ve modern dinlerde oruç çeşitleri

Zerdüştlük inancına göre oruç, bedenin zayıflaması şer karşısında hayırların zayıflamasına yol açtığı için dini yükümlülükler arasında yer almaz.

Müslümanlar Ramazan Ayı’nda yemeyi, içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı terk edip yoksullara sadaka dağıtır. (AFP)
Müslümanlar Ramazan Ayı’nda yemeyi, içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı terk edip yoksullara sadaka dağıtır. (AFP)
TT

Semâvi, dünyevi ve modern dinlerde oruç çeşitleri

Müslümanlar Ramazan Ayı’nda yemeyi, içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı terk edip yoksullara sadaka dağıtır. (AFP)
Müslümanlar Ramazan Ayı’nda yemeyi, içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı terk edip yoksullara sadaka dağıtır. (AFP)

Fidel Spiti
Toplu oruç, belirli bir dine inananlarla sınırlı değildir. Nitekim oruç, Yahudilik, Hristiyanlık, İslam, Budizm, Hinduizm ve Maya, Aztekler ve Avustralya'nın yerli halklarının dinleri gibi semavi, beşeri ve pozitivist olarak tüm dünya dinlerinin paylaştığı yükümlülüklerden biridir. Beden ve ruhun doğa ile ilişkisine inanan yarı dini gruplar da dahil olmak üzere çevre ve ruh-beden sağlığı ile ilgilenen din ile ilişkisi olmayan gruplara ait oruç türleri de vardır. Bu grupların kendilerine has oruçları bulunur. Ayrıca doktorlar ve beslenme uzmanları tarafından önerilen, belli yiyeceklerin yenilmediği oruç yöntemi veya gün boyunca ya da günlerce aralıklı oruç tutmak da dahil olmak üzere sağlık için tutulan oruçlar da mevcuttur. Bu tür oruç yöntemleri, sindirim sistemi ve pankreasın yanı sıra ruh ve sinir hastalıklarıyla ilgili birçok diyetin bir parçası haline gelmiştir.
Farklı oruç çeşitleri vardır. Bunların en meşhuru yeme ve içmenin kesildiği oruçtur. Ancak belli bir süre hiç konuşmadan susarak veya içgüdüsel bedensel zevklerden uzak durarak da oruç tutulmaktadır. Budizm'de ‘nirvana’ya ulaştıran oruç bulunur. Burada beden ve ruh, belli bir oruçtan sonra yüce nur ile birleşir.
Sadece İran’da yayılan Zerdüştlüğün yükümlülükleri arasında yeme içmeden keserek oruç tutmaya yer yoktur. Bunun sebebi Zerdüştlük inancına göre bedenin zayıflaması, şer karşısında hayırların zayıflamasına yol açar ve insana hiçbir manevi fayda sağlamaz.

Semavi dinlerde oruç
İslam dinindeki oruç kurallarını ele alırsak, diğer semavi dinlerden daha açık ve net olduğu görülecektir. Başta Ramazan Ayı’nda olmak üzere oruç kurallarına belirli bir şekilde uyulur. Müslümanlar yemeyi, içmeyi ve her türlü ahlak dışı davranışı bırakırlar. Bu ayda Müslümanlar yoksullara sadaka verir, aileler toplanır, akrabalık bağları ve komşular, fakirler ve zenginler arasındaki insani ilişkiler güçlenir. Ramazan Ayı, İslam dünyasında çocuklar için büyük bir neşe kaynağı olan Ramazan Bayramı ile sona erer. Çocuklar üç gün süren bayramda hediyeler alırlar ve aileler birbirlerine armağanlar verip tatlılar ikram ederler.
Diğer yandan, oruç, çoğu Hıristiyan mezhebi tarafından gece yarısından öğleden sonraya kadar yiyeceklerden uzak durmak ve daha sonra yağsız yemek yemek olarak görülür. Bazıları ise orucu sabahtan akşama kadar yeme ve içmeden uzak durmak olarak kabul eder. Kimisi Hz. İsa’nın öldürülmesi için istişare yapıldığı gün olduğu için çarşamba günü, kimisi de çarmıha gerildiği gün olduğu inancıyla  cuma günü oruç tutar. Buna ek olarak 43 gün süren ve Noel Bayramı ile sona eren bir oruç süreci de vardır.
Yahudiliğe gelirsek; takipçilerinin oruç tuttuğu birkaç dini bayram vardır. Yahudi takvimindeki bu bayramların en önemlisi Yom Kippur’dur (Kefaret Günü). Tevrat tabletlerinin kırılması ve Tevrat'ın Yeruşalayim’de (Kudüs) yakılmasının yasını tutmak için bir günlük ‘Şiva Asar BeTamuz’ orucu vardır. Ayrıca bu oruç Romalı Titus’un Yahudileri yok etmek için Yeruşalayim’e saldırdığı günü anmak için de tutulmaktadır.
Yahudiler 25 saat boyunca oruç tutarlar. Gün batımından itibaren yemeyi, içmeyi, cinsel ilişkiyi ve hatta sigara içmeyi bırakırlar. Yom Kippur'da İsrail'deki sosyal yaşam durur ve ülke yabancılara adeta terk edilmiş gibi görünür. Araplarınki hariç lokantalar ve kafeler kapalı olur. Caddelerde ambulanslar, itfaiyeciler ve polis arabalarından başka hiçbir şey geçmez.

Doğu Asya ve modern dinlerde oruç
Hinduizm'de oruç tutmak, sıradan insanlar için zorunlu değildir. Ancak keşişler yılda birkaç hafta veya daha fazla süre zahitlik yaparlar ve yaşamak için gereksinim duymadıkları her şeyden vazgeçerler. Hinduizm'de büyük zühd gelenekleri vardır. Bunlardan en meşhuru 'Sadu'ların yaptıklarıdır. Bu insanlar bir deri bir kemik kalıncaya kadar oruç tutarlar. Mahatma Gandhi bu oruç türünün savunucularındandı. Kendisi kesintisiz oruç tutmaya olan bağlılığı hakkında "Gözlerimden vazgeçemediğim gibi oruçtan da vazgeçemem. Dış dünyayı gözle gördüğünüz gibi, oruç ile de iç âlemi görürsünüz" derdi. Hinduizm’deki oruç kurallarına göre inananların belirli zamanlarda oruç tutması zorunlu değildir. Ancak her inananın kendi iç benliğine yakınlaşmak için istediği bir saatte, dilediği bir şekilde oruç tutması gerekir. Oruçlu veya oruçsuz olsunlar bütün Hindular oruç dönemlerinde temizliklerini, sabırlarını ve ibadetlerini sürdürmeli ve yalan söylemekten, cinsel ilişkiden ve hayvansal ürünler tüketmekten imtina etmelidir.
Budizm'de oruç tutmak Hinduizm'de olduğu gibi genel bir dini yükümlülük değildir. Budistler Buda'nın doğumunun, aydınlanmasının ve ölümünün yıl dönümünü anmak için mayıs veya haziran aylarında ilk dolunay gününe denk gelen Vesak Bayramı’nda oruç tutarlar. Bu bayramı kutlama biçimleri tefekkür, oruç ve kutlama şeklinde değişmektedir. Cinsel ilişkiye girmek, alkol tüketmek ve et yemek o gün yasak olarak kabul edilir.
Hindistan'da Jainizm diye bir din var. Bu dinin takipçileri, meditasyon ve nefse hakim olma amacıyla, ay döngüsünün 14’üncü ve 18’inci günlerinde ve yılda üç kez bir haftadan fazla olmak kaydıyla oruç tutarlar. Ancak en katı oruç yöntemlerinden biri, bu dünyadan göçmek için gönüllü kutsal bir seçim olarak ölene kadar oruç tutmaktır.
Jainizm dini doyana kadar yemek yememek de dahil olmak üzere ilahi bağlantı kurmak için zühd, nefis kontrolü ve ruhun özgürleştirilmesini savunur. Dinin takipçileri yumurta da dahil olmak üzere tüm hayvansal gıdalardan kaçınırlar. Ayrıca bu dinin mensupları oruç tutarken, içinde mikroorganizmaların yaşamadığından emin olmak için suyu sadece kaynatarak içerler.
Modern bir din olan Rael’e gelince... Takipçileri, gazeteci ve otomobil yarışçısı Claude Vorilhon'un dünyada yaşamı yaratan dünya dışı varlıklardan talimat aldığına inanıyorlar. Vücudu rahatlatmak için haftada bir oruç tutarlar.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe