İran, Viyana müzakerelerinde ‘askıda kalan konuların’ sorumluluğunu ABD’ye yükledi

İran Cumhuriyet Savcısı: Süleymani dosyasını takip etmekte ısrarcı olacağız… İranlı milletvekili, Rusya ve Çin’in anlaşmayla ilgili endişeleri olduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile AB Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın, 27 Mart’ta Tahran’daki görüşmesinden bir kare (AFP) 
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile AB Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın, 27 Mart’ta Tahran’daki görüşmesinden bir kare (AFP) 
TT

İran, Viyana müzakerelerinde ‘askıda kalan konuların’ sorumluluğunu ABD’ye yükledi

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile AB Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın, 27 Mart’ta Tahran’daki görüşmesinden bir kare (AFP) 
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile AB Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın, 27 Mart’ta Tahran’daki görüşmesinden bir kare (AFP) 

Tahran, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmayı amaçlayan Viyana müzakerelerinde askıda kalan sorunların çözümünün sorumluluğunu ABD’ye yükledi.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile telefonda görüştü. Görüşmede, Viyana'daki nükleer görüşmeler ve Yemen'de taraflar arasında varılan geçici ateşkes konuları ele alındı. İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ‘nükleer müzakerelerde anlaşmaya yakın’ olduklarını belirten Abdullahiyan’ın Guterres’e, ‘’Çözüm bekleyen konularla ilgili önerilerimizi, Avrupa Birliği (AB) temsilcisi (Enrique Mora) aracılığıyla ABD'ye ilettik. Top artık ABD'nin sahasında" dediği aktarıldı. BM Genel Sekreteri Guterres de Viyana'daki nükleer müzakerelerin önemini vurgulayarak tarafların en kısa sürede anlaşmaya varmalarını umduğunu ifade etti. 
ABD ve İran heyetleri doğrudan iletişim kurmuyor, taraflar mesajlarını Avrupa Birliği ve diğer katılımcılar aracılığıyla gönderiyor. AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, geçtiğimiz hafta, aradaki buzları eritmek ve görüş ayrılıklarını yakınlaştırmak amacıyla, Tahran ve Washington’a ziyaret gerçekleştirmişti. Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaklaşık bir yıldır devam eden ‘nükleer müzakerelerde’ sona yaklaşılmışken, Moskova, Ukrayna savaşı nedeniyle kendisine uygulanan yaptırımların İran ile ilişkilerini etkilemeyeceğine dair yazılı garanti talebinde bulundu. Yaklaşık iki haftalık belirsizliğin ardından Rusya, ABD’den yazılı garanti aldığını açıkladı.
Rus engelinin aşılmasının ardından, Washington ile Tahran arasındaki ‘çözüm bekleyen’ konular yeniden gündeme geldi. İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, 26 Mart’ta yaptığı açıklamada, İran Devrim Muhafızları’nın ‘yabancı terör örgütleri listesinden’ çıkarılmasının da ‘çözüm bekleyen konular arasında’ olduğunu açıkladı. Daha önce bu husus defalarca gündeme gelmiş ancak İran’dan resmi olarak net bir açıklama yapılmamıştı. ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, Devrim Muhafızları’nın yaptırım listesinden çıkarılması konusunda, "Bu anlaşma Devrim Muhafızları ile alakalı değil. Devrim Muhafızları’na yaptırımlar devam edecek. Bu konudaki politikamız ve düşüncemiz değişmeyecek" demişti. ABD merkezli Axios haber sitesi, Joe Biden yönetiminin İran’a, bölgesel faaliyetlerini kısıtlaması karşılığında Devrim Muhafızları’nı terör örgütleri listesinden çıkarmayı teklif ettiğini, İran’ın ise bu teklifi reddettiğini iddia etti.

Süleymani tartışmaları
Geçtiğimiz Perşembe günü, Farsça yayın yapan Radio Farda, İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin intikamıyla ilgili herhangi bir eyleme başvurmayacağını taahhüt etmesinin, ABD’nin, Devrim Muhafızları’nı terör listesinden çıkarmak için ön koşullarından biri olduğunu ileri sürdü. Kasım Süleymani 2020’nin başlarında, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Bağdat’ta düzenlenen hava saldırısında öldürülmüştü. ABD istihbaratı, İran’ın, Kasım Süleymani’nin intikamını almak için dönemin yetkililerini hedef almaya yönelik çalışmaları olduğunu duyurmuştu.  
Diplomatik kaynaklar, Devrim Muhafızları’nın terör listesinden çıkarılmasının, Viyana müzakerelerinin tamamlanmasının önündeki son engel olduğunu aktardı. İran Cumhuriyet Savcısı Muhammed Cafer Muntaziri, dün yaptığı açıklamada, “İran, sorumlular cezalarını çekene kadar Süleymani dosyasını takip etmekten vazgeçmeyecektir” dedi. İran haber ajansı ISNA’nın aktardığına göre Muntaziri, “Süleymani suikastıyla ilgili dosyanın uluslararası bir boyutu var, dosyanın sonuçlanması zaman alacaktır. Ancak şunu ifade etmeliyim ki; dava tamamlanana ve failler cezalandırılana kadar hukuki takibi bırakmayacağız. Israrcıyız, dava seneler sürse de vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.  

Çin ve Rusya’nın endişeleri 
Viyana'da müzakerelerin gerçekleştirildiği Coburg Palace Oteli’nin önünde basın mensuplarına tahsis edilen çadırın kaldırılması, müzakerelerin seyriyle ilgili endişelere neden oldu. Rusya’nın müzakere heyetinin başkanı Büyükelçi Mihail Ulyanov, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu aşamada gazetecilerin çadırı gerekli değildi. İran ve ABD sorunlarını nihai olarak çözdüğünde -umarım yakında olur- taraflar otele dönerek müzakerelerin yeniden başladığını duyuracaktır” değerlendirmesinde bulundu.  
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Celil Rahimi Cihanabadi, Rusya ve Çin’in endişelerinin, Viyana müzakerelerine ara verilmesinin başlıca nedenleri arasında olduğunu söyledi. İran resmi haber ajansı IRNA’ya konuşan Cihanabadi, “Rusya ve Çin’in, özellikle Ukrayna kriziyle uğraşan Rusya’nın, İran Batıyla anlaşma sağlarsa, ticari olarak olumsuz etkilenecekleri yönünde endişeleri var” dedi. ABD’yi nükleer müzakerelerin önünü tıkamakla suçlayan Cihanabadi, “’ABD İsrail’in etkisi altında kalıyor, İran bu darboğazdan geçerse daha fazla istekte bulunamayacaklarını bildiklerinden, İran’a tüm taleplerini bu süreçte dayatmaları gerektiğini düşünüyorlar. Batı, İran’ın direnişi ve diplomasisi karşısında bir çıkmaza girdi, kendi kamuoylarını zafer kazandıkları yönünde ikna etmeye çalışıyorlar” diye konuştu.  
Muhafazakâr Milletvekili Mahmud Nebeviyan, Devrim Muhafızları’na bağlı Fars haber ajansına, nükleer müzakerelerle ilgili bir makale kaleme aldı. Nebeviyan, ‘muhtemel anlaşmanın İran’ın kırmızı çizgilerini dikkate almadığını’ öne sürdü. Eski Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in yardımcılarının, Ali Bakıri Kani liderliğindeki müzakere heyetinde yer aldığına dikkati çeken Nebeviyan, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’ye, müzakere heyetini değiştirmesi ve heyete ‘İran’ın kırmızı çizgilerine ve devrime bağlı’ kişileri ataması çağrısında bulundu. 2015 nükleer anlaşmasının canlandırılması yerine yeni bir anlaşmaya varılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Nebeviyan, İran’ın nükleer kazanımlarının zedelenmeyeceği bir anlaşmaya varılması gerektiğini savundu.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.