Londra 2050’ye kadar 7 yeni nükleer santral inşa edecek

Birleşik Krallık Rusya’nın Ukrayna'ya saldırısı ardından iç ihtiyacı karşılamak için radikal gelişme adımları atılıyor

Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng (AFP)
Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng (AFP)
TT

Londra 2050’ye kadar 7 yeni nükleer santral inşa edecek

Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng (AFP)
Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng (AFP)

Kifaye O'Leary
Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng, Londra yönetiminin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya saldırısı ardından yerel enerjide radikal gelişme kapsamında yedi yeni nükleer santral inşa edebileceğini bildirdi.
The Sunday Telegraph’a konuşan Kwarteng, ülkenin öz yeterlilik çabaları kapsamında 2050 yılına kadar İngiltere'de altı veya yedi santrale sahip olacaklarını belirtti.
Nitekim bakanlar; bölgeleri belirleme, planlama sürecini hızlandırmak için formaliteleri bir kenara bırakma ve her bir tesisi işletmek üzere özel firmaları bir araya getirme yönünde ‘Great British Nuclear’ adlı yeni bir geliştirme mekanizması kurulması üzerine anlaştı.
Bu yöndeki ilk adımda Boris Johnson, 2024 yılına kadar yeni bir büyük ölçekli nükleer santrali desteklemek yönündeki mevcut taahhüdü önemli ölçüde genişletme planlarını ilan etmeye hazırlanıyor.
Johnson ve Kwarteng, ilk olarak The Telegraph tarafından ortaya çıkarılan yeni fabrikalar için fon sağlamak amacıyla Maliye Bakanı Rishi Sunak ile mücadele verdi. Çarşamba günü Johnson ve Sunak arasında gerçekleşen toplantıda ise İngiltere'nin biri hariç tümünün 2030 yılına kadar hizmet dışı bırakılacağı mevcut eski nükleer santral grubunu genişletme konusunda anlaşmaya varıldığı söyleniyor.
Perşembe günü açıklanacak olan enerji güvenliği stratejisi ile hükümetin 2030 yılına kadar küçük modüler reaktörlere ek olarak en az iki yeni büyük ölçekli santralin inşasını destekleme taahhüdü vermesi bekleniyor.
Bir hükümet kaynağı, konuyla ilgili açıklamasında, “Nükleer, bu on yıl içerisinde İngiltere’nin enerji alanında daha büyük bir rol alacak” ifadelerinde bulundu.
Johnson ve Kwarteng, ülkenin mevcut yedi gigavatlık (GW) nükleer kapasitesini 2050 yılına kadar 24 GW'a (en az üç katı) çıkarmak istiyor.
Kwarteng, ciddi maliyetlere rağmen şuan elektriğinin büyük bir kısmını nükleer santrallerden üreten Fransa'nın böylece kıtadaki diğerleri, örneğin Almanlar ve İtalyanlar tarafından imrenilen bir bağımsızlığa sahip olduğunu vurguladı.

Mega açık deniz rüzgar çiftliği
The Telegraph’ın bir diğer haberine göre Başbakan Johnson, geçen hafta endüstriyi İrlanda Denizi'nde 12 ay içinde ‘mega’ açık deniz rüzgar çiftliği inşa etmeye teşvik etme yönünde yenilenebilir enerji firmalarıyla bir yuvarlak masa toplantısında bulunmuştu. Bir hükümet kaynağının bildirdiğine göre Başbakan, endüstri liderlerine bu rüzgar çiftliğinin gigavatlarca enerji sağlayacağını, bunu bir yıl içinde gerçekleştirmeyi hayal ettiğini söyledi.
2015 yılında eski Başbakan David Cameron tarafından uygulanan moratoryumun (borçların ertelenmesi) ardından Kwarteng'in karadaki rüzgar çiftliklerinin yoğun bir şekilde genişletilmesi yönündeki baskısı üzerine ayrı bir tartışma patlak verdi.

Birleşik Krallık yasaları ve türbin inşaatı
Stratejinin türbin inşa etmeyi kolaylaştırmak için İngiltere'deki planlama yasalarının gevşetilmesi olasılığını yükseltmesi bekleniyor. Ancak bakanların ve Temsilciler Meclisi üyelerinin yoğun muhalefeti karşısında Kwarteng, “Herhangi bir hareketin büyük ölçüde yerel onay alması gerektiğini” vurguladı.
İnsanların çevrelerinde devasa rüzgar çiftlikleri görmek istememelerinin oldukça anlaşılır siyasi nedenleri olduğuna değinen Kwarteng, “Bence bu değişti” ifadelerine başvurdu. Kwarteng’in ifade ettiğine göre bakanlar, bölgelerinde bir rüzgar çiftliği geliştirmeyi kabul etmeleri karşılığında düşük enerji faturaları gibi insanlara verilebilecek olası teşvikler üzerine duruyor.
Hükümetin nükleer alandaki planlarının büyüklüğünden bahseden Kwarteng, “Enerji ile belki 30, hatta 40 yıl sonrasını düşünüyorsunuz. Hızla 2050'ye sararsak, İngiltere'de altı veya yedi siteye sahip olmuş olacağız. Bu önümüzdeki iki yıl içerisinde gerçekleşmeyecek; ancak kesinlikle arzu edebileceğimiz bir şey” açıklamalarında bulundu.
Great British Nuclear dağıtım biriminin yüksek hızlı demiryolu hattını inşa eden HS2 (High Speed Two) Ltd şirketi gibi devlete ait bir şirket olması muhtemel.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kwarteng, Bakan Sunak daha fazla kamu harcamalarına direnirken bu yönde büyük meblağlar harcanması konusunda yapılan baskı konusunda ise şöyle söyledi:
“Bence bu uzun vadeli bir şey. Bu konuda bir anlaşma olduğunu düşünüyorum. Açıkçası stratejide nelerin bulunduğunu tahmin etmek istemiyorum. Ancak bence hükümet genelinde nükleer konuda daha fazlasını yapabileceğimize dair bir farkındalık mevcut. Bu nedenle Başbakan'ın Kasım 2020'de yayınlanan 10 maddelik planında üçüncü nokta tamamıyla nükleerle ilgiliydi.”

Elon Musk'ın reaktörleri
Bakan Kwarteng, küçük modüler reaktör teknolojisi başarılı olduğu taktirde İngiltere'nin büyük ölçekli bir nükleer santrale eşdeğer üretim sağlamak için bir sahaya en fazla 10 adet yerleştirebileceğini aktardı.
The Telegraph, Elon Musk ile bağlantılı ABD merkezli bir enerji geliştiricisinin Birleşik Krallık genelinde yüzlerce küçük modüler reaktör inşa etmek için hükümet ile görüşmelerde bulunduğuna ışık tuttu.
2025 yılına kadar ilk mini nükleer santralini kurmak isteyen Last Energy şirketi bu yönde Galler'de bir alan belirledi. Şirket, 10 reaktör inşa etmek için 1,4 milyar sterlin yatırımda bulunacak.



Çin ve Husiler arasında gizli bir anlaşma, Kızıldeniz'deki otomobil gemilerini koruyor

Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları uluslararası nakliye için büyük maliyetlere yol açtı. (AFP)
Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları uluslararası nakliye için büyük maliyetlere yol açtı. (AFP)
TT

Çin ve Husiler arasında gizli bir anlaşma, Kızıldeniz'deki otomobil gemilerini koruyor

Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları uluslararası nakliye için büyük maliyetlere yol açtı. (AFP)
Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları uluslararası nakliye için büyük maliyetlere yol açtı. (AFP)

İnci Mecdi

Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden geçiş, Afrika'yı dolaşmaya kıyasla Asya ve Avrupa arasında her gidiş-dönüş yolculukta 14 ila 18 gün tasarruf sağlıyor; bu da yakıt maliyetlerini, mürettebat ücretlerini ve gemilerin yıpranmasını araç başına birkaç yüz dolara kadar azaltıyor.

Denizcilik konusunda uzmanlaşmış bir İngiliz araştırma şirketi tarafından yapılan analiz, Çinli otomobil şirketlerinin, Yemen'deki Husi milislerinin Kızıldeniz'den geçen uluslararası nakliye gemilerini hedef almaya başlamasından yaklaşık iki yıl sonra, halen Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa'ya sevkiyatlarını sürdürdüğünü ortaya koydu.

Otomobil üreticileri, Asya'dan Afrika çevresindeki daha uzun ve daha pahalı yolu kullanarak sevkiyatlarını göndermeye devam ederken, Birleşik Krallık Denizcilik Bilgi Servisi'nin yaptığı yeni bir analiz, geçen ay Çin limanlarından hareket eden en az 14 otomobil taşıma gemisinin Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa'ya geçtiğini ortaya koydu. Bu sayı, geçtiğimiz haziran ayında kaydedilen rakamlarla benzerlik gösteriyor.

Bu seferler, Husi milislerinin geçen ayın başında iki başka yük gemisini batırmasının ardından da devam ediyor. İran destekli Yemenli silahlı örgüt, saldırılarının İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü savaş altında yaşayan Filistinlilerle dayanışma amacıyla gerçekleştirildiğini söylüyor.

Gölge ittifak

Şarku’l Avsat’ın New York Times'tan (NYT) aktardığı habere göre, çoğu nakliye analisti, Çin hükümetinin İran veya Husilerle Çin'den gelen otomobil nakliye gemilerine saldırmamak için bir anlaşmaya vardığını varsayıyor. Deniz taşımacılığı verileri şirketi Veson Nautical’ın değerlendirme ve analiz bölümünün direktörü Dan Nash, “Çin, İran destekli Husilerle başa çıkmanın bir yolunu bulmuş gibi görünüyor… Onlara gemilerinin hedef alınmayacağı bildirildi” ifadelerini kullandı.

Çin, İran'ın ham petrol ihracatının neredeyse tamamını satın alıyor. 2023 yılında Pekin, İran'ın sıvılaştırılmış petrol ve doğal gaz ihracatının yaklaşık yüzde 90'ını satın aldı ve bu, İran hükümetinin yıllık bütçesinin yaklaşık yarısına denk geliyor. Çinli yetkililer, İran petrol ihracatının boykotunun Batı tarafından organize edildiğini, ancak Birleşmiş Milletler (BM) tarafından onaylanmadığını, bu nedenle Çinli petrol şirketleri için bağlayıcı olmadığını vurguluyor.

Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden geçiş, Afrika'yı dolaşmaya kıyasla Asya ve Avrupa arasında her gidiş-dönüş yolculukta 14 ila 18 gün tasarruf sağlıyor; bu da yakıt maliyetlerini, mürettebat ücretlerini ve gemilerin yıpranmasını araç başına birkaç yüz dolara kadar azaltıyor. Lloyd's List'in kıdemli analisti Rob Willmington'a göre, Afrika'yı dolaşmak ‘geminin yakıt faturasına önemli maliyetler ekliyor, yolculuktan kaynaklanan kirliliği artırıyor ve nihayetinde yeni araç alıcıları için fiyatları yükseltiyor.’

Bu tasarruflar, Çinli otomobil şirketlerinin Avrupa'da, Kızıldeniz rotasını kullanmayan Avrupalı ve Japon nakliye şirketlerine bağımlı olan Japonya, Kore ve Avrupa merkezl, rakipleriyle rekabet etmesine yardımcı oluyor.

Willmington'a göre, Çinlilere ait gemilerin yanı sıra, Güney Koreli bir şirkete veya Abu Dabi ve Türkiye'deki şirketlerin ortak girişimine ait birkaç otomobil taşıma gemisi, Çin'deki otomobil nakliye limanlarında durduktan sonra, geçtiğimiz haziran ve temmuz aylarında Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı'ndan geçti.