En fazla ölüme yol açan kanser türü olan akciğer kanseri hakkında bilmeniz gerekenler

En fazla ölüme yol açan kanser türü olan akciğer kanseri hakkında bilmeniz gerekenler
TT

En fazla ölüme yol açan kanser türü olan akciğer kanseri hakkında bilmeniz gerekenler

En fazla ölüme yol açan kanser türü olan akciğer kanseri hakkında bilmeniz gerekenler

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre kanser, ABD’de kalp hastalığından sonra önde gelen ikinci ölüm nedeni.
Şarku’l Avsat’ın Eat This, Not That (Bunu Yiyin, O Değil) adlı sağlık sitesinden aktardığına göre, Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nde kanser önleme profesörü ve Chu Ailesi Küresel Kanser Önleme Merkezi direktörü Dr. Timothy Rebek, “Her zaman iyi tedavilere ihtiyacımız olacak. Ancak bu sorundan bir türlü kurtulamıyoruz. Halk sağlığı üzerinde bir etki yaratmak için kanseri önlemeliyiz” ifadelerini kullandı.

1-En ölümcül kanser hangisi?
Tüm kanser ölümlerinin %23’ü akciğer kanserinden kaynaklandığından, kanser söz konusu olduğunda en çok ölüme bu kanser türü neden oluyor. İnsanlar daha az sigara içtiklerinde akciğer kanseri riski azalıyor ama ne yazık ki tamamen sona ermiyor. Çünkü hala birçok insan bu hastalığın semptomlarını gösteriyor. Konuyla ilgili olarak radyasyon onkoloğu Dr. Gregory Videtic, “Bu durum genellikle kanserin, olmasını istediğimizden daha yaygın olabileceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

2-Bu ölümcül kanserin sebepleri neler?
Akciğer kanserinin bir numaralı nedeni; vakalarının yaklaşık %90’ına neden olan sigara. Onkolog Nathan Bennell, “Akciğer kanseri nedeniyle ölen insanların çoğu ya sigara içiyor ya da eskiden sigara içiyordu. Dolayısıyla sigara, akciğer kanserinin yüz karası. Şurası bir gerçek ki, akciğeri olan herkes kanserojenlere maruz kalabilir ve akciğer kanseri geliştirebilir, bu nedenle bu, herkesi endişelendirmesi gereken bir hastalık. Tütün dumanı, insanoğlunun bildiği en bağımlılık yapan maddelerden biridir. Bağımlılık ise bir hastalık. Sigara içmek, genellikle ergenlik döneminde bağımlılığa dönüşür. Sigara içseniz de içmeseniz de kimse akciğer kanserinden ölmeyi hak etmez” dedi.

3-Akciğer kanserinin erken belirtileri neler?
Cleveland Clinic’e göre, akciğer kanserinin erken belirtileri şunlar:
Geçmeyen öksürük
Ses kısıklığı
Balgamda kan veya öksürükle çıkan balgam
Zayıflama
Hırıltı
Sık ve açıklanamayan enfeksiyonlar
Öksürük veya gülmeyle kötüleşen göğüs ağrısı

4-Akciğer kanserinden nasıl korunulur?
Kurul sertifikasına sahip bir onkolog ve Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi'ndeki Akciğer Kanseri Programı direktörü olan Julie Brahmer’e göre, “Hiçbir şey akciğer kanserine yakalanmamayı garanti etmese de, pasif içicilikten kaçınıp sigara da içmezseniz akciğer kanseri riski azalır. Yüksek risk altındaysanız da muayeneleri kaçırmamanız gerekir” dedi. Brahmer ayrıca, sağlık taramasının, akciğer kanserini ciddi aşamalara geçmeden önce tespit etmek için sahip olduğumuz en iyi araç olduğunu vurguladı.

5-Bilimsel gelişmeler akciğer kanserinin tanı ve tedavisine katkı sağlıyor
Akciğer kanseri semptomlarından endişe duyan herkes bir uzmana danışmaktan çekinmemeli.
Göğüs hastalıkları uzmanı Peter Mazzoni, “Birçoğumuz kariyerimize kanser, kara bir lekeyken başladık. Ama şimdi tüm bu gelişmeler, bu senaryoyu muazzam bir umutla doldurdu. Erken teşhis için uğraşabilirsiniz. Yüksek risk altındaysanız test yaptırabilirsiniz. Erken evrede kanser teşhisi konulursa ameliyat olmadan bu süreci atlatma ihtimali daha yüksek. Hastalığın daha ileri safhalarında da kanserin tedavi edilmesinde inanılmaz derecede umut veren büyük değişiklikler var” ifadelerini kullandı.



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell