Türk SİHA’sı SDG oluşumlarından Süryani Askeri Konsey liderlerinden birini taşıyan aracı hedef aldı

SDG unsurları askeri eğitim sırasında (AFP)
SDG unsurları askeri eğitim sırasında (AFP)
TT

Türk SİHA’sı SDG oluşumlarından Süryani Askeri Konsey liderlerinden birini taşıyan aracı hedef aldı

SDG unsurları askeri eğitim sırasında (AFP)
SDG unsurları askeri eğitim sırasında (AFP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, Türkiye’ye ait bir silahlı insansız hava aracının (SİHA), Haseke’nin kuzey kırsalında yer alan Tel Temr kasabasında SDG oluşumlarından Süryani Askeri Konseyi’nden bir lideri taşıyan aracı hedef aldığını öne sürdü.
Medya Merkezi, bölgedeki Rus güçlerine elektrik santraline kadar eşlik eden araca yönelik saldırı sonucu askeri lider ve yanlarındaki tercümanın ağır yaralandığını bildirdi.
Geçtiğimiz hafta ise, Haseke’nin Tirbespiye beldesine bağlı Hasude köyünde, içinde Öz Savunma Güçleri unsurları ve Kürt şair Ferhad Merde’nin olduğu bir aracın SİHA ile hedef alındığına dair haberler çıktı.
İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) tarafından olaya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Türk devletine ait SİHA, Hasude köyünde bir aracı hedef aldı. Araçta bulunan 3 kişiden biri ölürken, 2 kişi de yaralandı.”
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Medya Sorumlusu Ferhat Şami ise, Twitter hesabı üzerinden şu açıklamayı yaptı;
“Bu öğleden sonra Öz Savunma Güçleri’ne ait bir aracı hedef alan SİHA saldırısı sonucunda Dirar Cuma Hamza yoldaşımız hayatını kaybetmiş, aralarında ünlü şair Ferhad Merde’nin de bulunduğu iki arkadaşımız da yaralanmıştır.”

Süryani Askeri Konseyi Sözcüsü Rus güçlerini kınadı
Şarku’l Avsat’a konuşan Süryani Askeri Konseyi Sözcüsü Matai Hanna, “Türk saldırısı Süryani Askeri Konseyi’nin SDG güçlerinin yanındaki direnişini kırmayı amaçlıyor” dedi.
Rus güçlerini son zamanlarda artan Türk saldırılarını engellemek için bir sessizlik ve müdahale etmeme politikası sürdürmekle suçlayan Hanna, “Bölgeye garantör güç olarak giren Rus güçlerinin, bölge sakinlerini korumak ve Türk saldırılarının durmasını sağlamak için herhangi bir önlem almamasını kınıyoruz” dedi.
Diğer yandan, Türk kuvvetleri ve ona yakın Suriyeli muhalif grupların, Haseke’nin kuzey kırsalında, ateşkes anlaşmalarının garantörü olan Rus kuvvetlerinin konuşlandığı bölgeye birkaç metre uzaklıktaki SDG kontrolündeki köy ve kasabaları ağır silahlar ve SİHA’larla hedef alarak operasyonları artırdığı iddia edildi.
Söz konusu askeri operasyonların, 17 köy ve Tel Tamer’deki elektrik aktarma istasyonunu etkilediği öne sürüldü. Bu köyler uluslararası M4 karayolu üzerinde yer alıyor.
Bölgedeki yerel aktivistler, sosyal medya hesaplarından, Barış Pınarı bölgesinde konuşlu Türk kuvvetlerin ve Suriye Milli Ordusu’na bağlı grupların son günlerde SDG kontrolündeki bu bölgeleri ağır top ve roketatarlarla hedef aldığını iddia etti.

Türk güçlerinin elektrik santrali ve şebekelerini hedef aldığı iddia edildi
Fırat’ın doğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin idari birimlerinden olan Cezire Kantonu’ndaki Enerji ve İletişim Ofisi, Türk güçlerinin Serekaniye (Resulayn) kırsalından Kobani’ye (Ayn el-Arab) kadar olan bölgelerin sınırları boyunca, Tel Temr ve Özerk Yönetim bölgelerinin yakınındaki elektrik santrali ve şebekelerini hedef aldığını iddia etti.
Enerji ve İletişim Ofisi tarafından yapılan açıklamada, ayrıca suyun stratejik bir silah olarak kullanıldığı öne sürülerek, “Geçtiğimiz Cumartesi gününden bu yana Suriye’nin kuzey ve doğusundaki barajlara giren Fırat suyu miktarı azaltıldı” denildi.

“Uluslararası Koalisyon ve SDG güçlü bir ortaklık kurduk”
DEAŞ’a karşı ABD öncülüğünde oluşturulan Uluslararası Koalisyon güçleri, ortakları olan SDG ile güvenlik işbirliği ve istihbarat paylaşımına olan bağlılığın sürdüğünü bildirdi.
DEAŞ ile mücadele amacıyla kurulan Birleşik Ortak Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekatı’nın (CJTF-OIR) Facebook hesabından yapılan açıklamada, “Uluslararası Koalisyon ve SDG, DEAŞ’ın nihai yenilgisini sağlama hedefine dayalı olarak 2014’ten bu yana güçlü bir ortaklık kurdu” denildi.
Açıklamada, SDG ile sahada güvenlik işbirliği ve istihbarat paylaşımının yanı sıra Suriye’nin kuzeydoğundaki halka yardım sağlama ve yeniden imar etmeye olan bağlılık ifade edildi.



Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
TT

Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)

Beş kişilik bir ailenin reisi olan Ebu Yusuf bu bayramı da buruk geçirdi. Yokluk ve yoksulluk onu da diğer tüm Suriyeliler gibi derinden etkiledi. “Bayramda mutlu olmak istedik ama olamadık. Bayramlaşmak için birçok akrabaya gidemedim. Sadece erkek ve kız kardeşime gittim. Çoğu insan benim gibi, yokluktan dolayı psikolojik olarak yorgun” diyen 40 yaşındaki Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç çocuğunun bayram ihtiyaçlarının az bir kısmını dahi karşılayamadığını belirterek şunları söyledi:

 Artık bayramlarda sevinme imkanımız yok. Mutluluk çok paranın olmasını gerektiriyor ancak çoğu kişide bulunmuyor. Allah şartları düzeltsin, eski günlerdeki gibi bayramlarda neşeyi geri getirsin...

Ebu Yusuf, yüzünde üzüntü ile ‘lanetli savaştan’ önceki yıllardaki bayramların sevincini hatırlayarak, aile fertlerinin bayram namazından hemen sonra en büyüğün evinde toplandıklarını ve ardından diğer akrabalarıyla bayramlaşmak için yola çıktıklarını, Şam sokaklarının bayramlaşmak için dışarı çıkan insanlarla dolduğunu anlattı. “Şimdi sokaklara bakın, çocuklar dışında neredeyse boş” dedi. Halkın büyük çoğunluğu, Suriye hükümetinin, yoksulluk sınırının altında olan bölgelerinde yaşıyor. Devlet sektörü çalışanlarının aylık maaşı 150 bin lirayı geçmiyor. Beş kişilik bir aile, özellikle gıda maddelerindeki fiyatlardaki çılgın artış nedeniyle ayda dört milyon liradan fazlasına ihtiyacı duyuyor.

sdgf
Şam’da şeker satan bir dükkan. (AFP)

Şam sakinlerinin Kurban Bayramı kutlamaları için yaptıkları hazırlıklar, orta sınıfın yok olmasının ardından sınıf farklılıklarının ve geçim eşitsizliklerinin artan boyutunu gösterdi. Şarku’l Avsat, bayramdan önceki birkaç gün boyunca, bayram ihtiyaçlarını satın alındığı Şam pazarlarının kalabalık hali yerinde gözlemledi. Hazırlıklar vatandaşların maddi imkanlarına göre değişiklik gösteriyordu. Ebu Muhammed’in anlattıklarını, Şam’ın güneyinde tek oğluyla birlikte yaşayan yaşlı kadın Ümmü Samir de doğruladı. Gözyaşlarını tutmaya çalışan kadın, Şarku’l Avsat’a bayramın ilk üç gününde kapısını sadece üç kızının çaldığını belirterek şunları söyledi:

Bayramlar, maddi durumdan dolayı sıkıcı hale geldi. Komşular sessiz, kapılar çalınmıyor ve kimse kimsenin bayramını kutlamıyor. Bina girişinde veya asansörde birbirlerini görürlerse selam verirler ama ziyafet hazırlıkları çok az olduğu için nadiren biri diğerini davet eder.

Yaşlı kadın, yoksulluğun birçok aile reisi için psikolojik bir baskı oluşturduğunu vurgulayarak pek çok kişinin artık bir fincan kahve ya da bir bardak meyve suyu ikram edemediğini kaydetti. “Böyleyken, bayramdan nasıl mutlu olacaksınız?” diye sordu.

sde
Şam’da bayramın ilk gününde çocukların sevinci. (AFP)

Bu zor şartların gölgesinde bazıları, lise öğretmeni Mahmud’un da yaptığı gibi sosyal medya aracılığıyla akraba ve komşularının bayramını kutlamakla yetindi. Mahmud, Şarku’l Avsat’a şunları aktardı:

Bu daha iyi, çünkü durum çok zor. Birine giderseniz ve onun mali gücünün olmadığını biliyorsanız, utanmasına neden olabilirsiniz.

Ancak tüm bunlar yine de Şam sakinlerinin hepsinde bayram sevincinin tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Zira sayıca çok az da olsa varlıklı kişiler ve zenginler, bayram geleneklerini yeniden canlandırmak için çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir toplum araştırmacısı, Şarku’l Avsat’a, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun her geçen gün daha da kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle yorgun hissettiğini ve sürekli endişe içerisinde yaşadığını belirtti. Bunun her geçen gün daha da kötüleşen psikolojik durumlarını etkilediğini, sadece ziyafetlerle değil, ruhları neşelendirecek her şeyden mahrum kalmalarına neden olduğunu vurgulayan araştırmacı, bu dayanılmaz durum nedeniyle birçok Suriyelinin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Hükümete bu duruma acilen bir çözüm bulma çağrısında bulundu.