Tahran, Washington’u müzakereleri ‘rehin almakla’ suçladı

İran, ABD’nin taleplerine boyun eğmeyi reddetti ve Beyaz Saray’a Avrupalı ​​arabulucu tarafından iletilen önerilere yanıt vermesi çağrısı yaptı

Avusturya polisi, 8 Şubat 2021’de Viyana’nın merkezindeki Korobog Hotel’deki nükleer müzakereler merkezinin önüne aracını park ediyor (AFP)
Avusturya polisi, 8 Şubat 2021’de Viyana’nın merkezindeki Korobog Hotel’deki nükleer müzakereler merkezinin önüne aracını park ediyor (AFP)
TT

Tahran, Washington’u müzakereleri ‘rehin almakla’ suçladı

Avusturya polisi, 8 Şubat 2021’de Viyana’nın merkezindeki Korobog Hotel’deki nükleer müzakereler merkezinin önüne aracını park ediyor (AFP)
Avusturya polisi, 8 Şubat 2021’de Viyana’nın merkezindeki Korobog Hotel’deki nükleer müzakereler merkezinin önüne aracını park ediyor (AFP)

Tahran, Washington’u İran nükleer meselesiyle ilgili Viyana müzakerelerini ‘rehin almakla’ ve partizan ‘takasları’ olarak kullanmakla suçladı. Ayrıca Beyaz Saray’ı müzakere sürecinin ‘uzatılmasından’ sorumlu tutan Tahran, Avrupa koordinatörünün yakın zamanda Tahran’dan Washington’a aktardığı önerilere yanıt verilmesi çağrısı yaptı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Viyana görüşmelerinde bir duraksama varsa, bunun nedeni ABD tarafının taleplerini abartmasıdır” dedi. Abdullahiyan, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı, milletin yüksek çıkarlarını gerçekleştirmek ve kırmızı çizgileri gözetmek için mantıklı bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullanırken, ayrıca “Abartılı ABD taleplerine asla boyun eğmeyeceğiz, Beyaz Saray gerçekçi davranırsa anlaşmaya yakın” şeklinde konuştu.
Abdullahiyan’ın açıklaması, Ummanlı mevkidaşı Bedr el-Busaidi ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinden birkaç saat sonra geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Abdullahiyan, İran’ın, Viyana’da iyi ve sürdürülebilir bir anlaşmaya hazır olduğunu belirtti. Washington’un müzakereleri uzatmaktan sorumlu olduğu söyleyen Abdullahiyan, Devrim Muhafızları bünyesinde balistik füze geliştirmekten sorumlu birimi hedef alan yeni ABD yaptırımlarını da eleştirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Nevruz tatili nedeniyle basın toplantılarına iki hafta ara verilmesi sonrasında Viyana müzakereleri hakkında uzun bir açıklamada bulundu. Gazetecilere konuşan Hatipzade, 4 Nisan’da yaptığı açıklamada, “ABD, kırmızı çizgilerimizi aşmayacağımızı ve taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi idrak ederse, anlaşma büyük ölçüde ulaşılabilir durumda” dedi.
Hatipzade, Viyana’da olanların, ABD yaklaşımı nedeniyle askıya alındığını söyledi. “ABD, çözüm bekleyen meseleleri iç politikasında kullanmak için rehin almaya çalışıyor. İranlılar sabırlıdır ancak sonsuza kadar değil. ABD bir anlaşmaya varmak istiyorsa bir an önce siyasi bir karar vermelidir” diyen Sözcü ayrıca, kendi iç takaslarıyla uluslararası bir anlaşmayı rehin almaya çalıştıklarını söylerken, “Müzakerelerin durdurulmasından ve ilerleyen günlerde devam etmesinden ABD sorumlu ve çözüm Beyaz Saray’da” şeklinde konuştu.
Hatipzade, Tahran ile Washington arasında askıda kalmış sorunları çözmek için Washington’a yönelmeden önce 27 Mart’ta Tahran’da görüşmelerde bulunan müzakerelerin Avrupa koordinatörü Enrique Mora’nın ilettiği mesajlara da değindi.
Bu çerçevede Said Hatipzade, “Mora, turunda bazı noktaları beraberinde taşıdı ve bizimle fikir alışverişinde bulunmak istedi. Mora, bize düşündüğümüz konuları anlattı. Mesajlarımız, cevaplarımız ve taleplerimiz netti” diyerek, Avrupalı yetkilinin ziyaretinin ‘kendilerini bu durumdan kurtarmak’ olduğunu söylerken, “Askıda kalan sorunları çözmek için başka bir yol denemeye çalıştık” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığına göre Hatipzade, “Viyana’ya yeni müzakereler için değil, nükleer anlaşmayı tamamlamak için döneceğiz” dedi. “Şu anda Washington’dan nihai bir yanıt almadık. Washington, çözülmemiş sorunları yanıtlarsa, en kısa sürede Viyana’ya gidebiliriz” şeklinde konuşan Sözcü, “Nükleer anlaşma kapsamında yaptırım listesinden kimlerin çıkarılacağı sorunu çözülmedi” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, nükleer anlaşmayı diğer konularla ilişkilendirdiği raporlar hakkında ise “Müzakerelerin gündeminde bölgesel meselelerle bizim meselemiz arasında bağlantı kurmak yoktu” dedi.
Mora’nın ziyareti öncesinde İran, Devrim Muhafızları’nı yabancı terör örgütleri listesinden çıkarmanın, Viyana görüşmelerinde Tahran’ın ana talepleri arasında olduğunu açıklamıştı. Tahran ayrıca, gelecekteki hiçbir ABD başkanının anlaşmadan çekilmeyeceğine dair garantiler sağlamak amacıyla baskı yapıyor. Çözülmemiş bir başka konu da yaptırımların ne ölçüde azaltılabileceği.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, nükleer müzakerelere ilişkin askıda hala birkaç önemli sorun olduğunu ve bu kararları alma sorumluluğunun Tahran’da olduğunu belirtti.
ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, geçen ay Doha’da düzenlenen bir konferansta, “İran Devrim Muhafızları, ABD yasaları uyarınca yaptırımlara tabi olmaya devam edecek” diyerek, anlaşmaya bakılmaksızın İran Devrim Muhafızları’na ilişkin algılarının aynı kalacağını söyledi. Malley ayrıca, anlaşmanın amacının bu meseleyi çözmek olmadığını vurguladı.
Rusya’nın talebi, dünya güçlerini Mart ayı başlarında nükleer müzakereleri askıya almaya zorladı. Ancak Moskova, daha sonra İran ile olan ticaretinin Ukrayna ile ilgili yaptırımlardan etkilenmeyeceğine dair yazılı garantiler sağladığını söyledi. Bu durum, Moskova’nın anlaşmayı yeniden canlandırma yolunda ilerlemeye izin verebileceğini gösteriyor.



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.