Lübnan’da ‘devletin iflasıyla’ ilgili açıklamalar endişelere neden oldu  

Lübnan Başbakan Necib Mikati, İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbulat’ı evinde ziyaret etti. (Lübnan haber ajansı)  
Lübnan Başbakan Necib Mikati, İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbulat’ı evinde ziyaret etti. (Lübnan haber ajansı)  
TT

Lübnan’da ‘devletin iflasıyla’ ilgili açıklamalar endişelere neden oldu  

Lübnan Başbakan Necib Mikati, İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbulat’ı evinde ziyaret etti. (Lübnan haber ajansı)  
Lübnan Başbakan Necib Mikati, İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbulat’ı evinde ziyaret etti. (Lübnan haber ajansı)  

Lübnan Başbakan Yardımcısı Saade el-Şami’nin ‘devlet ve merkez bankasının iflas ettiği’ yönündeki açıklamaları, finans çevrelerinde ve vatandaşlar arasında endişeye neden oldu. Devletin 73 milyar dolar olduğu tahmin edilen bütçe açığını, bankalar ve mevduat hesaplarına yansıtma eğiliminin daha da güçlenmesi yönünde korkular arttı.
  Şarku’l Avsata açıklamada bulunan üst düzey bir banka yetkilisi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerede bulunan El-Şami başkanlığındaki heyetin, kayıpların devlet, Lübnan Merkez Bankası, bankalar ve mevduat sahipleri arasında nasıl dağıtılacağı konusunda herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındığını söyledi. Üst düzey bir ağızdan devlet ve merkez bankasının iflasının duyurulmasının, sektör ve mudiler için kötü haber anlamına geldiğini belirten yetkili özel bankaların 18 milyar doları bulan sermayelerinde ciddi kayıplar olduğunu hatırlattı.  
 Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, devletin yaklaşık 104 milyar dolara varan borç yükümlülüklerini reddetmesinin ve iki buçuk yıl boyunca aralıksız devam eden parasal ve mali çöküntülerin sorumluluğunu üstlenmemesinin, çok ciddi bir ekonomik krizin habercisi olduğunu vurguladı. Hükümetin IMF ile bir kurtarma planı üzerinde uzlaşmasının zor olduğu tahmininde bulunan yetkili, önceki hükümetin 1,2 milyar borcun ödemesinde temerrüte düşmesinin özel bankacılık sektörünün uluslararası taraflardan kredi bulmasını zorlaştırdığını vurguladı.   
Bu arada Başbakan Necib Mikati’nin, Saade el-Şami’den ‘iflas açıklamasının’ gerekçelerini sunmasını istediği öğrenildi. Dün İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbulat’la yaptığı görüşme sonrasında kendisine el-Şami’nin açıklaması sorulan Başbakan Mikati, “Anladığım kadarıyla başbakan yardımcısının açıklamaları yanlış değerlendirilmiş. Kendisi likiditeden söz ediyor olmalı. Ödeme gücünün olmadığını kastetmemiş.” dedi.  
 Şami, katıldığı bir televizyon programında, ülkenin ekonomik durumu hakkında açıklamalar yapmış ve şunları söylemişti:
"Maalesef tıpkı Merkez Bankası gibi devlet de iflas etti. Meydana gelen zararı en az şekilde halka yansıtmaya çalışacağız. Devlet, Merkez Bankası, bankalar ve mevduat hesapları arasında zarar paylaşımı olacaktır.”  
Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame ise bankanın iflas etmediğini, ağır kayıplara rağmen faaliyetlerini sürdüğünü açıkladı. Hükümetin ve IMF’in ülkedeki finansal sistemi istikrara kavuşturmak için çalışma yaptığını hatırlatan Selame “Lübnan Merkez Bankası, anayasanın 70’inci maddesi uyarınca kendisine tevdi edilen görevleri sürdürmektedir” ifadesini kullandı.  
Bu arada özel bankaların ve finans sektörünün temsilcileri, Ernesto Rigo Ramirez başkanlığındaki IMF heyeti ile başkent Beyrut’ta bir toplantı gerçekleştirdi. Finans sektörü temsilcileri, ekonomik yıkımın baş sorumlusunun devlet olduğunu ve finansal kayıpların sorumluluğuyla yüzleşmesi gerektiğini vurguladı. Kayıpların devletten çok bankalara ve mevduat sahiplerine yansıtılacağı yönündeki planlara itiraz eden temsilciler, kurtarma planının gerçekçi ve adil olması gerektiğine işaret ettiler. Ayrıca sürdürülebilir bir finansal istikrar için devletin ve merkez bankasının ekonomik çöküşteki sorumluluğunu kabul etmesinin zorunlu olduğunu kaydettiler. Temsilciler, Lübnan lirasının düşüşünün engellenmesi ve temel tüketim maddelerinin sübvanse edilmesi için döviz rezervlerinin elden çıkarıldığını ve devletin harcamalarını kısmayı reddettiğini savundular. Özel sektör temsilcileri, devletin bir tüzel kişilik olarak, mali ve finansal çöküşün birincil sorumlusu olduğuna işaret ederek Lübnan ekonomisine yeniden güvenin sağlanması için bir devlet fonu oluşturulmasının önemini vurguladılar.  
Diğer yandan IMF ile müzakerelere başkanlık eden Saada el-Şami şu açıklamada bulundu:
"Lübnan hükümeti ile Uluslararası Para Fonu arasında müzakereler devam ediyor. Bugün konuştuğumuz en önemli şey, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması, ekonomik toparlanma planının tamamlanması, bütçenin ve Sermaye Kontrolü projesinin mecliste onaylanmasıydı. Yakında bir anlaşmaya varmayı umuyoruz. Nihai imzalar atılmadan önce bazı uygulamalara başlayacağız.”  
Lübnan’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Necat Ruşdi de açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“IMF ile yapılan tartışmalar daha iyi bir iş birliğinin nasıl gerçekleşebileceğine odaklanıyor. Önceliğimiz Lübnan’da ekonomik istikrarın sağlanması, kurumlarda yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesidir.” diye konuştu.



Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
TT

Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)

Beşli komite ülkeleri, Lübnan'da cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere karşı ‘önlem’ almakla tehdit ederken, Lübnanlı milletvekillerinden anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerini ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerini talep etti.

Açıklama, Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD temsilcilerinin katıldığı Doha'da yapılan toplantı sonrası yapıldı. Fransa'nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın katıldığı toplantıda Lübnan liderliğinin, vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını hızlandırmaya ve gerekli ekonomik reformları uygulamaya yönelik acil ihtiyacı tartışıldı.

Toplantıda, ‘ekonomiyi kurtarmak ve Lübnan halkı için daha müreffeh bir geleceği güvence altına almanın Lübnan liderliğinin ne yapacağına bağlı olduğu’ belirtildi. Toplantıya katılanlar, Lübnanlı milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerinin önemini vurguladı.

Lübnan’daki siyasi güçler ise Beşli Komite tarafından yayınlanan nihai bildiriyi yorumlama konusunda farklılık gösteriyor. Muhalefet, diyalog konuşmalarını görmezden gelerek, dolaylı da olsa, Cihad Azur’u desteklemeye devam ederken iktidar kanadı ise Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’ye destek veren Fransız girişimine bel bağlıyor.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları, komite tarafından yayınlanan açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, daha sonra içerik hakkında bir açıklama yapılacağına dikkat çekti. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Milletvekili Giyas Yazbek, nihai açıklamayı ‘muhalefetin yürüttüğü siyasi mücadeleye öncelik, hak ve meşruiyet veren iyi bir adım’ olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yazbek, “Açıklama, talep ettiğimiz anayasal çözümü krizden çıkış için bir yol haritası olarak ortaya koydu ve bu ülkelerin gerçek duruşunu gösterdi. Ayrıca karşı taraf her şeyi bir bütün olarak kendi çıkarına göre değerlendiriyor” dedi.

Yazbek, açıklamasında (Şii) Hizbullah ve müttefikleri tarafından gündeme getirilen diyalog konusunu göz ardı ederken, “Genel olarak muhalefet ve özel olarak LKP olarak, uluslararası hareketten duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyin haklı olduğumuzu teyit ettiğini vurguluyoruz. Ayrıca bu koşullar, devrimci normlar kategorisine giren her şey ve devleti devlet üzerinde kontrol altına alma girişimleri karşısında anayasaya bağlılığımızı desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP), Beşli Komite’nin açıklamasının Fransız girişimini desteklemediğine inanıyor. Dolayısıyla İSP’de Milletvekili Bilal Abdullah’a göre cumhurbaşkanının belirlenmesinde dış taraflar yer almıyor. Abdullah’ın ifadelerinden, Fransız girişiminin feshedildiği anlaşılırken, Şarku’l Avsat’a konuşan Bilal Abdullah, “Açıklamada, Fransız girişiminin bir nevi düzeltme ve tasfiyesi yer almış, liyakatin içeride elde edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Açıklama, rejim değişikliği ile ilgili diğer konulardan uzakta cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı ve böylece Taif Anlaşması’na bağlılığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

Marada lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığını destekleyen Hizbullah ve müttefiklerine ilişkin olarak ise bu kanat, öyle görünüyor ki açıklamadan sonra atılacak pratik adımları sabırsızlıkla bekliyor. Öyle ki Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki meclisteki Kalkınma ve Kurtuluş bloğundaki parlamenter kaynaklar, açıklamadaki mesajı kendi siyasi gruplarına yönelik veya aleyhte değerlendirmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Açıklama neleri içerirse içersin ve diyalog çağrısını alt üst eden yorumlar ne olursa olsun kesin olan şu ki, Lübnan’daki ilgili tüm güçlere yetkinin Lübnan’ın olması gerektiğine dair bir mesajdır. Bu nedenle eğer samimi niyet ve irade varsa, Lübnanlıların çözüm üretmesi için bir teşvik olmalıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar ayrıca, bu açıklamayı takip edecek pratik adımların beklenmesi çağrısında bulundu.

Berri’nin dış hareketten ne sonuç çıkacağını bekleme çağrısı yapması sonrasında yakın zamanda bir oturum çağrısı yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak ise kaynaklar, gelecek hafta beklenen bir hareketten bahsederken, bunu cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısının izleyebileceğine dikkati çekti.

Öte yandan Marada Hareketi liderlerinden Kerim er-Rasi, Fransız girişiminin sona erdiğini söylemekten kaçınıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Rasi, “Açıkçası, açıklama iki şeyi gösterdi; Fransız girişiminin devrilmedi, ancak öte yandan diyalog çağrısında bulunulmayacak” dedi. Kerim er-Rasi, “Paris, başladığı yoldan geri adım atmayacak. Ama iç ve dış engellerle çözüm çok uzakta olabilir” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Faysal Kerami ise Başmüftü Şeyh Abdullatif Deryan ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, “Doha toplantısının hepsi mantıklı olan, devlete başvurma ve cumhurbaşkanı seçimini hızlandırma çağrısı yapan tavsiyelerini okudum. Ancak her şeyden önce karar, Lübnanlıların ve Temsilciler Meclisinin elinde. Lübnanlı politikacılar ve parlamenterlerin bir cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kamu işlerinde ve kurumlarda düzeni yeniden sağlayabileceğimiz bir çözüm üretmek için diyaloga geçelim” açıklamasında bulundu.