Lübnan’da ‘seçimle değişimin imkansızlığı’ Şii İkilisine rakip listeleri azalttı

Aktivist Ali Emin’in Twitter hesabından yayınladığı, Hizbullah karşıtı gösteriden bir kare.
Aktivist Ali Emin’in Twitter hesabından yayınladığı, Hizbullah karşıtı gösteriden bir kare.
TT

Lübnan’da ‘seçimle değişimin imkansızlığı’ Şii İkilisine rakip listeleri azalttı

Aktivist Ali Emin’in Twitter hesabından yayınladığı, Hizbullah karşıtı gösteriden bir kare.
Aktivist Ali Emin’in Twitter hesabından yayınladığı, Hizbullah karşıtı gösteriden bir kare.

Lübnan İçişleri Bakanlığı'nın Mayıs ayında gerçekleştirilecek parlamento seçimlerine 100’ün üzerinde ‘aday listesiyle’ katılım sağlanacağını açıklamasına rağmen, seçimlere sınırlı katılım olacağı tahmin ediliyor. Bir önceki seçime oranla ‘aday listeleri’ artarken, Şii İkilisi Hizbullah ve Emel hareketlerinin güneydeki seçim ‘aday listelerinde’ ise azalma kaydedildi. ‘17 Ekim 2019 ayaklanması’ ve onu takip eden eşi görülmemiş ekonomik çöküşün ardından, genel olarak seçmenlerde, sandık aracılığıyla bir değişim gerçekleşmeyeceği yönünde kanaat oluştu.  
Lübnanlıların, seçimlere katılarak bir değişim gerçekleştirmekteki isteksizliğinin birçok nedeni bulunmakta. Cunubiya web sitesinin kurucusu aktivist Ali Emin, mevcut şartlar altında siyasi hareketlerin ‘Hizbullah devletinin askeri egemenliğine’ direnemeyeceği yönündeki inancın, seçimlere yönelik bir ilgisizlik oluşmasının başlıca nedeni olduğunu savunuyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Hizbullah karşıtı aktivist Ali Emin, “Lokman Selim’in öldürülmesi (Hizbullah aleyhtarı araştırmacı) en çok Şii çevrelere bir mesaj taşımaktaydı. Bu adeta devletin güvenlik ve adalet mekanizmasına olan güvenin tamamen yitirilmesine neden oldu. Seçim merkezine girdiğinizde kendinizi parti binasında hissediyorsunuz” dedi.  

Hizbullah’a karşı olanlar seçimlerde aday olmaktan korkuyor
Hizbullah karşıtı Şii adaylar çoğu zaman fiziksel saldırıya varan tacizlere maruz kalıyor. Bu nedenle Hizbullah’la organik bağı olmayanlar ya da Hizbullah’a karşı olanlar seçimlerde aday olmaktan korkuyor. Bu durum, Lübnan’ın güneyindeki Şii nüfusun ağırlıklı olduğu bölgelerdeki ‘aday listelerindeki’ azalmanın sebebi olarak gösteriliyor. Ali Emin, seçim merkezlerinin Hizbullah tarafından kontrol edildiğini iddia etti. Seçim merkezlerindeki memurların, Hizbullah etkisi altında olduğunu savunan Emin, seçmenlerin bazı bölgelerde Hizbullah karşıtı listelere oy vermekten çekindiğine işaret etti. Ali Emin, “Çoğu insan oy vermenin bir değişiklik yapacağına inanmıyor, çünkü Hizbullah’ın seçim sonuçlarını değiştirebileceğini biliyorlar. Seçim sonuçlarını değiştirmese dahi bir darbe yapma gücü olduğunun farkındalar. Sorun seçimleri aşıyor, nitekim Hizbullah daha önce, seçim sonuçları ne olursa olsun, kimsenin uzlaşı olmadan tek başına yönetemeyeceğini duyurmuştu. Bu uzlaşının nasıl olacağını da bir tek o belirleyebiliyor” diye konuştu.
Açıklamalarını sürdüren Ali Emin, “Hizbullah, Suriye, Irak ve Yemen’de savaşmaya giderken bir uzlaşı aradı mı? Ya da 7 Mayıs’ta Beyrut’u işgal ederken bir uzlaşıyı mı hedefliyordu? 2010'da Saad Hariri hükümetini devirip tek tip bir hükümet kurduğunda ‘uzlaşı’ neredeydi?” diye sordu.
Ali Emin, seçimlerle değişimin gerçekleşmeyeceğine olan inancın büyük bir hayal kırıklığı yarattığını belirterek, “Bu durum böyle devam ederse büyük bir kaosa yol açacak olan sosyal patlama kaçınılmaz olacaktır” yorumunda bulundu. 17 Ekim Devrimi’nin sloganının ‘barışçıl intifada’ olduğunu hatırlatan Emin, yakın zamanda yaşanabilecek sosyal patlamanın iç savaştan daha kötü sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.  

Emel ve Hizbullah etkisi
Güneydeki Sur-Zehrani bölgesinde ‘3 liste’ yarışıyor. Emel ve Hizbullah koalisyonunun aday listesinin karşısındaki listelerin seçilme şansı olmadığı tahmin ediliyor. Sayda-Cezin seçim bölgesinde de Hizbullah’a karşı yarışan adayların hiç şansının olmadığı düşünülüyor. Güneyde yer alan Baalbek-Hermel seçim bölgesinde ise Hizbullah’ın seçmenler üzerinde ‘mutlak kontrolü’ bulunuyor.
Baalbekliler İstişare Derneği üyesi Şeyh Abbas Yezbek, seçimlerin Hizbullah’la temsil edilen İran işgali altında gerçekleşecek olmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti. Abbas Yezbek, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Burada Beka’da askeri bir işgal altında yaşıyoruz, bu aynı zamanda dini, kültürel bir işgal. Hizbullah Şiilerin görüşleri üzerinde bir tekel oluşturmuş durumda. Şiiler arasında kendisine itiraz edenleri ya da itaat etmeyenleri, direnişin kazanımlarına düşmanlık edenler olarak damgalıyor. Burada güvenlik güçlerinin ya da devlet temsilcilerinin bir gücü bulunmuyor. Her şey Hizbullah’ın egemenliği altında, dolayısıyla muhalif olanlar seçimlere katılmamayı tercih edecektir” dedi. 
Hizbullah ve Emel hareketleri, güneydeki sonuçları önceden garanti etmiş olsa da seçimlere katılımın düşük olmaması için yoğun bir çalışma yürütüyor. Abbas Yezbek’e göre, Hizbullah kendi yönetimindeki ülkedeki siyasi ve ekonomik çöküşten son derece rahatsız. Nitekim Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Hizbullah arasındaki ittifak ilişkisi biliniyor, mecliste çoğunluk onun elinde ve hükümet tamamen etkisi altında. Abbas Yezbek, güneyde Hizbullah listeleri dışındaki adayların seçilme şansı olmadığını ve bu listelerin çoğunun oyları bölmek hedefiyle Hizbullah tarafından oluşturulduğunu söyledi.



Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
TT

Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)

Beşli komite ülkeleri, Lübnan'da cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere karşı ‘önlem’ almakla tehdit ederken, Lübnanlı milletvekillerinden anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerini ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerini talep etti.

Açıklama, Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD temsilcilerinin katıldığı Doha'da yapılan toplantı sonrası yapıldı. Fransa'nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın katıldığı toplantıda Lübnan liderliğinin, vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını hızlandırmaya ve gerekli ekonomik reformları uygulamaya yönelik acil ihtiyacı tartışıldı.

Toplantıda, ‘ekonomiyi kurtarmak ve Lübnan halkı için daha müreffeh bir geleceği güvence altına almanın Lübnan liderliğinin ne yapacağına bağlı olduğu’ belirtildi. Toplantıya katılanlar, Lübnanlı milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerinin önemini vurguladı.

Lübnan’daki siyasi güçler ise Beşli Komite tarafından yayınlanan nihai bildiriyi yorumlama konusunda farklılık gösteriyor. Muhalefet, diyalog konuşmalarını görmezden gelerek, dolaylı da olsa, Cihad Azur’u desteklemeye devam ederken iktidar kanadı ise Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’ye destek veren Fransız girişimine bel bağlıyor.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları, komite tarafından yayınlanan açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, daha sonra içerik hakkında bir açıklama yapılacağına dikkat çekti. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Milletvekili Giyas Yazbek, nihai açıklamayı ‘muhalefetin yürüttüğü siyasi mücadeleye öncelik, hak ve meşruiyet veren iyi bir adım’ olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yazbek, “Açıklama, talep ettiğimiz anayasal çözümü krizden çıkış için bir yol haritası olarak ortaya koydu ve bu ülkelerin gerçek duruşunu gösterdi. Ayrıca karşı taraf her şeyi bir bütün olarak kendi çıkarına göre değerlendiriyor” dedi.

Yazbek, açıklamasında (Şii) Hizbullah ve müttefikleri tarafından gündeme getirilen diyalog konusunu göz ardı ederken, “Genel olarak muhalefet ve özel olarak LKP olarak, uluslararası hareketten duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyin haklı olduğumuzu teyit ettiğini vurguluyoruz. Ayrıca bu koşullar, devrimci normlar kategorisine giren her şey ve devleti devlet üzerinde kontrol altına alma girişimleri karşısında anayasaya bağlılığımızı desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP), Beşli Komite’nin açıklamasının Fransız girişimini desteklemediğine inanıyor. Dolayısıyla İSP’de Milletvekili Bilal Abdullah’a göre cumhurbaşkanının belirlenmesinde dış taraflar yer almıyor. Abdullah’ın ifadelerinden, Fransız girişiminin feshedildiği anlaşılırken, Şarku’l Avsat’a konuşan Bilal Abdullah, “Açıklamada, Fransız girişiminin bir nevi düzeltme ve tasfiyesi yer almış, liyakatin içeride elde edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Açıklama, rejim değişikliği ile ilgili diğer konulardan uzakta cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı ve böylece Taif Anlaşması’na bağlılığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

Marada lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığını destekleyen Hizbullah ve müttefiklerine ilişkin olarak ise bu kanat, öyle görünüyor ki açıklamadan sonra atılacak pratik adımları sabırsızlıkla bekliyor. Öyle ki Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki meclisteki Kalkınma ve Kurtuluş bloğundaki parlamenter kaynaklar, açıklamadaki mesajı kendi siyasi gruplarına yönelik veya aleyhte değerlendirmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Açıklama neleri içerirse içersin ve diyalog çağrısını alt üst eden yorumlar ne olursa olsun kesin olan şu ki, Lübnan’daki ilgili tüm güçlere yetkinin Lübnan’ın olması gerektiğine dair bir mesajdır. Bu nedenle eğer samimi niyet ve irade varsa, Lübnanlıların çözüm üretmesi için bir teşvik olmalıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar ayrıca, bu açıklamayı takip edecek pratik adımların beklenmesi çağrısında bulundu.

Berri’nin dış hareketten ne sonuç çıkacağını bekleme çağrısı yapması sonrasında yakın zamanda bir oturum çağrısı yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak ise kaynaklar, gelecek hafta beklenen bir hareketten bahsederken, bunu cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısının izleyebileceğine dikkati çekti.

Öte yandan Marada Hareketi liderlerinden Kerim er-Rasi, Fransız girişiminin sona erdiğini söylemekten kaçınıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Rasi, “Açıkçası, açıklama iki şeyi gösterdi; Fransız girişiminin devrilmedi, ancak öte yandan diyalog çağrısında bulunulmayacak” dedi. Kerim er-Rasi, “Paris, başladığı yoldan geri adım atmayacak. Ama iç ve dış engellerle çözüm çok uzakta olabilir” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Faysal Kerami ise Başmüftü Şeyh Abdullatif Deryan ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, “Doha toplantısının hepsi mantıklı olan, devlete başvurma ve cumhurbaşkanı seçimini hızlandırma çağrısı yapan tavsiyelerini okudum. Ancak her şeyden önce karar, Lübnanlıların ve Temsilciler Meclisinin elinde. Lübnanlı politikacılar ve parlamenterlerin bir cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kamu işlerinde ve kurumlarda düzeni yeniden sağlayabileceğimiz bir çözüm üretmek için diyaloga geçelim” açıklamasında bulundu.