Yemen istişareleri çözüm için yol haritasını çiziyor

Yemen istişarelerinde devlet kurumlarını yapılandırma yönünde bir yol haritası oluşturulmaya başlandı

Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher dün KİK’in Riyad'daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında (Şark’ul Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher dün KİK’in Riyad'daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında (Şark’ul Avsat)
TT

Yemen istişareleri çözüm için yol haritasını çiziyor

Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher dün KİK’in Riyad'daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında (Şark’ul Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher dün KİK’in Riyad'daki merkezinde düzenlediği basın toplantısında (Şark’ul Avsat)

Yemen’de kaydedilen sorunlar üzerine yürütülen tartışmalarda geçen altı günün ardından Yemenliler çözüm üretmeye ve kendi aralarında ülkedeki mevcut durumda güvenlik ve istikrar sağlayacak bir yol haritası çizmeye başladı.
Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) ev sahipliğinde düzenlenen Yemen görüşmelerinin yedinci gününde bu sahneye ‘uyumun’ eşlik ettiğini vurgulayan KİK Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher, dünkü toplantılar sona erdiği sırada yaptığı açıklamada şöyle söyledi:
“İstisnasız herkes, vatanları Yemen’i istikrarlı ve müreffeh hale getirmeyi kabul ediyor. Başarılı istişarelerin yedinci gününü kutluyoruz. Burada herkes iyimser; endişeye mahal yok. Umudunu bu istişarelerdeki temsilcilere bağlamış durumdaki Yemen halkı, kendilerini mevcut durumdan güvenli ve müreffeh bir Yemen'e götürecek bir harita çizmeye başladı. Bu, KİK’deki kardeşlerinden gerekli desteği alacaktır. Yemenliler son birkaç gündür sıkıntılar ve engeller üzerine duruyor. Aynı zamanda dün Yemen hükümetinin tüm üyeleriyle görüşmelere başlandı. İstisnasız herkesin tek derdi, yurt içi ve yurt dışındaki yurttaşa hizmet etmek için devletin tüm olanaklarından nasıl yararlanılacağı yönünde. Devlet kurumlarını pekiştirmeye, bu kurumların Yemen vatandaşına hizmet etmelerini sağlamaya kararlılar. Çözüm bizzat Yemenlilerin elinde. KİK ise üzerinde anlaşmaya vardıkları şeye karşı çıkmayacak. Şimdi hükümet ile tüm eksenlerde açık ve kapsamlı oturumlar yürütüyorlar. Ortaya söz konusu yol haritası üzerine çözümler koydular. Yemenlilerin kendi aralarındaki istişareler, herhangi bir referansın, Birleşmiş Milletler (BM) müzakerelerinin veya Körfez Girişimi’nin yerini tutmaz. Bu istişareler, barış ve uluslararası müzakere şansını artırır”.
Siyasi eksenden katılımcı Lütfi Numan ise meşruiyetin performansı, bu noktada reform ve düzeltmeye gidilmesi gerektiği yönünde birçok konuda gerçekçi bir yaklaşım olduğuna değindi. Şarku'l Avsat'a konuşan Numan, şöyle ekledi:
“Mevcut yasal çerçeveyi ihlal etmeyen anayasal ve yasal referanslara uyulması gerektiği konusunda uyarıda bulunanlar var. Bununla tüm Yemen bileşenlerini ve siyasi partileri kapsayan Yemen anayasasına işaret ediliyor. Bugün mevcut sıkıntılara ve çözümlerine değinildi. Yemen'deki savaş alanlarında Husilerle karşı karşıya gelinmesinin yanı sıra meşruiyeti destekleyen Arap Koalisyonu ülkeleri ile meşruiyet bileşenleri arasındaki ilişkilere de yer verildi”.
Numan aynı zamanda Yemenliler arasındaki mevcut duruma rağmen oturumları profesyonel bir şekilde yönettiği için KİK Genel Sekreterliğine teşekkürlerini sundu.
İstişarelerin nasıl sonuçlanacağı yönündeki beklentileri konusunda ise ABD’nin dış politika duayeni Henry Kissinger’ın “Gidişatı takip etmek kolay, ancak sonucu tahmin etmek zordur” sözüne başvuran Numan, “Yemenliler oturup konuştukları an yumuşayan bir tabiata sahip. Ancak toplantı odasından çıktıklarında çekişmeye geri dönüyorlar” dedi.
Güvenlik ekseninden Abdulkerim Said ise şu ifadeleri kullandı:
“Güvenlik ekseni ve terörle mücadele ile ilgili istişarelere tüm bileşenleri ve vilayetleri temsilen yaklaşık 40 üye katıldı. Bu yöndeki sıkıntılar tartışıldı, her ildeki hassas durum ve güvenlik hususundaki dengesizlikler gözden geçirildi. Başbakan ve hükümet üyeleriyle oturarak fikir alışverişinde bulunuldu. Bugün güvenlik ekseninde yapılacak istişarelerin sonuçlarına göre benimsenecek çözüm ve önerileri ele aldık. Bunları uygulamanın, bu konuda kararlar almanın, ulusal safları sıklaştırmanın ve dahil olmayan güçleri hükümete entegre etmenin sorumluluğu Yemen hükümetine aittir. Körfez ülkeleri ve uluslararası toplum ise bilhassa terörle mücadele, bu yöndeki kabiliyet, bilgi ve deneyim alışverişi açısından bu yönde destek verecektir”.
Said, güvenlik ve terörle mücadele yönündeki görüşmeler konusunda da “Bu yöndeki görüşmeler, oturumlarda temsilci konumundaki bileşenler arasında büyük bir uyum içerisinde ve çatışmasız gerçekleştirildi. Zirâ ülkedeki herkesi etkileyen güvenlik durumu üzerine anlaşmaya varılması gerekiyor. Görüşmelerde kurtarılan tüm illerdeki güvenlik sisteminin zayıflığı, meşruiyet cephesindeki bölünme nedeniyle bu yöndeki kararların fazlalığı ve tüm bunların güvenlik koordinasyonunu etkilemesi üzerine duruldu. Savaştan zarar gören mali, insani ve teknik kaynakların güçsüzlüğü, bunların ise altyapı eksikliğine, bütçede, güvenlik kabiliyetinde ve maaşlarda düşüşe neden oluşu konuşuldu. Kurtarılan bölgelerde askeri oluşumların ve çeşitli güvenlik hizmetlerinin entegrasyonunu da içeren çözümler üzerine bir vizyon geliştirdik. Düşmanın hem karada suikastlar düzenleyerek, hem de Sana’daki temaslara sızarak kaydettiği ihlaller de karşılaşılan sıkıntılar arasında yer alıyor. Meşruiyetin aldığı en ağır darbelerden biri de bu. Veriler, hizmet cihazları ve uluslararası kullanıma açık ulusal numaralar Husi kontrolü altında. Diğer yandan yeni telekomünikasyon şirketlerinin kurulması ve ilgili uluslararası kuruluşlara hitap edilmesi önerildi. Zirâ iletişim sistemi Husilerin elindeki en önemli silahlardan ve fon kaynaklarından biri. Bu sektörden en az 100 milyar Yemen riyali elde ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan El Kaide, DEAŞ terör örgütlerinin ya da son zamanlarda terör örgütü olarak sınıflandırılan Husi grubunun yayılmacılığından bahsettiklerini söyleyen Said, ifadelerini şu şekilde sonlandırdı:
“Bu konu tam bir tarafsızlık ve objektiflik içerisinde ele alındı. Mali ve idari yolsuzluğun güvenlik hizmetlerinde yaygınlaşması da valilikler, siyasi güvenlik ve istihbarat temsilcilerinin huzurunda cesur ve şeffaf bir şekilde ele alındı. Mali ve idari yolsuzluğun güvenlik hizmetleri içerisinde yayınlaşması, Husi grubunun devlet kurumları üzerindeki kontrolü konuları da valilikler, siyasi güvenlik ve istihbarat temsilcilerinin huzurunda cesurca ve şeffaf bir şekilde ele alındı. Meşru hükümetin ve Husilere karşı mücadele eden yerel güçlerin önündeki seçenekler üzerine uygun çözümler geliştirildi. Aynı zamanda kaçakçılık, silah ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması ve bu hususların milislerin ve suç operasyonlarının finansörlüğünde kullanılan radikal gruplara etkileri üzerine duruldu.”



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”