Washington, Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nun yeniden açılması için İsrail'in onayının gerektiğini düşünüyor

Filistinliler konsolosluğun kapatılmasını, ABD yönetiminin barışı sağlamadaki rolünün tabutuna çakılan son çivi olarak değerlendiriyorlar

Filistin Devlet Başkanı Abbas, ABD Dışişleri Bakanı ile Ramallah'ta bir araya geldi (WAFA Haber Ajansı)
Filistin Devlet Başkanı Abbas, ABD Dışişleri Bakanı ile Ramallah'ta bir araya geldi (WAFA Haber Ajansı)
TT

Washington, Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nun yeniden açılması için İsrail'in onayının gerektiğini düşünüyor

Filistin Devlet Başkanı Abbas, ABD Dışişleri Bakanı ile Ramallah'ta bir araya geldi (WAFA Haber Ajansı)
Filistin Devlet Başkanı Abbas, ABD Dışişleri Bakanı ile Ramallah'ta bir araya geldi (WAFA Haber Ajansı)

Halil Musa
Bir buçuk yıl önce ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nu yeniden açmaya yönelik tekrar tekrar verdiği sözlere rağmen, ABD'li yetkililer bunu şiddetle reddeden İsrail hükümetinin onayına bağlı oldukları için böyle bir adımın atılması zor görünüyor.
Biden, Ocak 2021’de Beyaz Saray’a girmeden önce selefi Donald Trump’ın açılışının üzerinden 175 yıl geçtikten sonra Kudüs’teki ABD Konsolosluğu’nu kapatma ve buranın Kudüs’e taşınan ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ne bağlanması yönündeki kararını iptal edeceğine söz vermişti. Filistinliler Trump’ın bu adımını ‘ABD yönetiminin barışı sağlamadaki rolünün tabutuna çakılan son çivi ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını reddeden fanatik bir ideolojinin sonucu’ olarak değerlendirmişti.
ABD Konsolosluğu, Oslo anlaşmalarından bu yana ABD’nin Filistin Yönetimi Büyükelçiliği görevlerini yerine getiriyordu. Ancak Trump yönetimi Mart 2019'da konsolosluğu kapatarak buranın ‘Filistinlilere Yönelik Hizmetleri Yürütme Birimi’ adıyla Kudüs'teki ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ne dahil edileceğini açıklamıştı.
Filistinli yetkililer ABD’li mevkidaşları ile yaptıkları her görüşmede, Başkan Biden’ın ABD Konsolosluğu’nun ve Washington’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ofisinin tekrar açılması yönündeki vaadinin yerine getirilmesini ve ABD Kongresi’nin Filistinliler ile ABD’liler arasında normal bir ilişki tesis edilmesini engelleyen yasalarının lağvedilmesini talep ediyorlar.
Bu talep en son Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın geçen ay Ramallah'ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı ikinci görüşmesinde dile getirildi.
Söz konusu görüşmede Abbas, ‘Biden yönetiminin, iki devletli çözüm, yerleşim birimleri ve yerleşimcilerin şiddetine son verilmesi, Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsünün korunması, tek taraflı eylemlerin önlenmesi, Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nun yeniden açılması ve FKÖ’yü şiddete teşvik eden bir terör örgütü olarak kabul eden ABD yasalarının lağvedilmesi yönündeki düşüncelerinin uygulanmasının önemini’ vurgulamıştı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, ABD'nin buna yanıtı, konsolosluğu yeniden açmaya yönelik çabaları devam ettirmek oldu. Ancak konsolosluğun açılması için ortada bağlayıcı bir tarih yok. ABD'nin İsrail Büyükelçisi Thomas Nides, konsolosluğun yeniden açılmasının İsrail hükümetinin onayına bağlı olduğuna işaret ederek “Mesele o kadar basit değil. Bu hükümet tek sandalyeli bir çoğunluğa sahip ve ben onun devrilmemesini tercih ederim” dedi.
Nides açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Filistinliler ve İsrailliler meseleyi abarttılar. Bunun beni iki devletli çözümü canlı tutacak şeyler üzerinde çalışmaktan alıkoymasını istemiyorum. Konsolosluğu açmak istiyoruz ancak her gün tüm enerjimi bunun açılması için harcayıp diğer her şey bırakayım da cehennemin dibine gitsin istemiyorum.”
Filistinliler, Kudüs'teki ABD Konsolosluğu’nun varlığını, ABD'nin Kudüs'ü Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanımasının bir nişanesi olarak görse de, İsrailliler ‘Kudüs'ün sadece İsrail'in başkenti olarak kalacağı hususunda’ ısrarcı.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, ABD Konsolosluğu'nun yeniden açılmasını şiddetle reddederek, "Kudüs'te Filistinlilere hizmet edecek bir ABD Konsolosluğuna yer yok. Tutumumuzu net bir şekilde ifade ediyoruz: Kudüs İsrail devletinin başkentidir" demişti.
Independent Arabia’ya konuşan Filistinli yetkililer, Washington'un konsolosluğu Filistin Yönetimi'nin mahkumların ve şehitlerin maaşlarını ödemeyi bırakması şartıyla açacağı yönündeki iddiaları reddederek, ‘Blinken’ın bu konuyu Abbas ile görüşmesinde dile getirmesinin konsolosluk meselesinin maaşlar ile ilişkilendirildiği şeklinde anlaşılmasına yol açtığına’ işaret ettiler. Filistinli bir yetkili “Washington henüz konsolosluğu açmayacak. İsrail reddettiği için ve bir çıkarı olmadığı için buna yanaşmıyor” dedi.
FKÖ Yürütme Kurulu Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, “Washington, Filistinlilere konsolosluğun yeniden açılması için İsrail'in onayının gerektiğini söyledi. Böyle bir şey imkansız ve asla da olmayacak” dedi. Biden yönetimi Filistinliler ve İsrailliler arasındaki çatışmayı azaltmaya ve hayat koşullarını iyileştirmeye çalışıyor. Ancak çatışmanın sonlanmasını sağlayacak ciddi bir siyasi süreç başlatma konusunda ciddi bir tutum sergilemiyor.



Sih aktiviste suikast davası: Oklar Hindistan lideri Modi'ye döndü

Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
TT

Sih aktiviste suikast davası: Oklar Hindistan lideri Modi'ye döndü

Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)

ABD, Sih aktivist Gurpatwant Singh Pannun'a suikast girişiminde rol oynadığı gerekçesiyle Hindistan istihbaratının eski çalışanı Vikash Yadav hakkında hukuki işlem başlattı.

New York'ta perşembe günü açılan davada, Yadav'ın Adalet için Sihler (SJF) adlı örgütün lideri Pannun'a yönelik suikastı Hindistan'dan organize ettiği öne sürülüyor. 

İddianamede, Hindistan'ın dış istihbarat servisi Araştırma ve Çözümleme Kanadı'nın (RAW) eski görevlilerinden Yadav'ın, Pannun'a suikast düzenlemek için ABD'de yaşayan Nikhil Gupta'yla Mayıs 2023'te anlaştığı savunuluyor. 

Geçen yıl yakalanan Gupta hakkında başlatılan hukuki süreç de devam ediyor. Gupta, Pannun'u öldürmesi için biriyle anlaşmaya çalışırken, bu kişinin polise haber vermesi sonucu yakalanmıştı. Böylece suikast planı da ortaya çıkmıştı. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, Yadav hakkındaki iddianameyle, bu süreçte ilk kez Hindistan hükümetinin bir Sih aktiviste yönelik suikast girişimiyle doğrudan ilişkilendirildiğine dikkat çekiyor. 

Hindistan yönetimi, ABD'li yetkililerle işbirliği yapıldığını belirtirken, Yadav hakkındaki suçlamalara ilişkin açıklamada bulunmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı da Hindistan'ın işbirliğinden memnuniyet duyduklarını aktardı. 

İddianamede, Yadav'ın RAW'da "kıdemli saha yetkilisi" olduğu belirtiliyor. İstihbarat teşkilatında nasıl bir görev yaptığı tam olarak açıklanmazken, "güvenlik denetimi ve istihbarattan" sorumlu olduğu ifade ediliyor.

ABD ve Kanada pasaportlarına sahip Pannun, Hintli ajanlar tarafından kendine suikast planlandığı iddialarına ilişkin geçen yıl yaptığı açıklamada şunları söylemişti: 

Amerikan topraklarında bir ABD vatandaşının tehdit edilmesi, ABD'nin egemenliğine karşı bir meydan okumadır.

Bağımsız Halistan fikrini savunan SJF, Hindistan'da yasaklı bir örgüt. Narendra Modi hükümeti, Pannun'u da "terörist" diye niteliyor. 

ABD'deki iddianame, Kanada ve Hindistan arasındaki gerginliğin tekrar tırmandığı bir döneme denk geldi. 

csdvf
Yadav'ın ne kadar süre RAW'da çalıştığına dair bilgi paylaşılmadı (ABD Adalet Bakanlığı)

Ayrılıkçı Sih örgütü Halistan Kurtuluş Gücü'nün (KLF) lideri Hardeep Singh Nijjar'ın 18 Haziran 2023'te Kanada'nın Britanya Kolumbiyası bölgesindeki Surrey şehrinde yer alan bir Sih tapınağının önünde öldürülmüştü. Kanada, olaydan Hindistan hükümetini sorumlu tutmuş, daha sonra iki ülke arasında kriz yaşanmıştı. 

Kanada Kraliyet Atlı Polisi'nden 14 Ekim'de yapılan açıklamayla gerginlik tekrar yükseldi. Ottava yönetimi, Yeni Delhi'nin Kanada'daki diplomatlar aracılığıyla Sih aktivistlerle ilgili bilgi topladığını, daha sonra da suç çeteleriyle anlaşarak bu kişilere saldırı düzenlediğini iddia etmişti. 

Kanada Başbakanı Justin Trudeau da Hindistan'ı, Kanada topraklarında vatandaşlarına yönelik şiddet kampanyası yürütmekle suçlamıştı. 

Hindistan ise iddialara tepki göstermiş, daha sonra 6'şar diplomat karşılıklı sınır dışı edilmişti.

Independent Türkçe, New York Times, BBC