BM Yemen Özel Temsilcisi: Riyad istişareleri Yemen'de çözüm için gerçek bir fırsat

Grundberg, Husilerle görüşmek için yakın bir zamanda ziyaret gerçekleştireceğini ve mahkumların serbest bırakılmasını dört gözle beklediğini açıkladı

Grundberg, Husilerle görüşmek için yakın bir zamanda ziyaret gerçekleştireceğini ve mahkumların serbest bırakılmasını dört gözle beklediğini açıkladı
Grundberg, Husilerle görüşmek için yakın bir zamanda ziyaret gerçekleştireceğini ve mahkumların serbest bırakılmasını dört gözle beklediğini açıkladı
TT

BM Yemen Özel Temsilcisi: Riyad istişareleri Yemen'de çözüm için gerçek bir fırsat

Grundberg, Husilerle görüşmek için yakın bir zamanda ziyaret gerçekleştireceğini ve mahkumların serbest bırakılmasını dört gözle beklediğini açıkladı
Grundberg, Husilerle görüşmek için yakın bir zamanda ziyaret gerçekleştireceğini ve mahkumların serbest bırakılmasını dört gözle beklediğini açıkladı

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'daki istişarelerin Yemen'de çözüm için gerçek bir fırsat olduğunu vurguladı.
BM'nin Yemen Temsilcisi Hans Grundberg, ateşkesi çökmekten korumak ve ayakta tutmak için istekli olmak gerektiğini kaydetti. Yemenli taraflarla istişarelerin yakında yeniden başlayacağını belirten Grundberg, siyasi bir anlaşmaya varılması için çalışmaların önümüzdeki Mayıs ayına kadar devam edeceğini ifade etti.
Riyad'daki istişarelerin Yemen'de çözüm için gerçek bir fırsat olduğuna işaret eden BM'nin Yemen Temsilcisi, “Daha olumlu bir atmosfere doğru ilerlemek için sabırsızlanıyoruz ve üçlünün (Suudi Arabistan, Umman, Birleşmiş Milletler) çabalarını takdir ediyoruz” diye konuştu.
Husiler dahil olmak üzere tüm taraflarla görüşmek üzere Sana ve Yemen'in diğer bölgelerine yakın zamanda ziyarette bulunacağını açıklayan BM yetkilisi, barışçıl bir çözümün savaş alanından değil, sadece diyalog yoluyla başlayacağını vurguladı.
Grundberg, dün (Çarşamba günü) Şarku'l Avsat’ın da fiilen katıldığı Ürdün'ün başkenti Amman'daki basın toplantısında, ateşkesin tüm tarafların desteğine ve saygısına ihtiyacı olduğunu söyleyerek, ateşkesin ilk günlerinin ileriye giden yolu belirleyeceğini ifade etti. Grundberg, bahsi geçen ateşkesin Yemen'de son altı yılda yapılan ilk ateşkes olduğunu aktardı. 

Marib vurgusu
BM Temsilcisi, “Ateşkesin başlamasından bu yana şiddette önemli bir azalma var. Ancak özellikle Marib çevresinde düşmanca faaliyetler olduğuna dair raporlar var. Bu düşmanlık büyük bir endişe kaynağı. Ateşkes şimdi bize siyasi bir çözüme doğru ilerleme kaydetmemiz için nadir bir fırsat verdi ve bunu sürdürmek, tarafların çatışmaya barışçıl bir çözüme ulaşılması konusundaki kararlılığının bir testidir. Barışa doğru bir adım olarak ateşkesi güçlendirme arzularında Yemenlileri birleştiren bir şey olduğuna inanıyorum. İlgili tarafların ön koşul belirlemeden iyi niyetle bu sürece katılmaları ve Yemen'deki çatışmayı sona erdirecek gerçek bir yapıcı siyasi diyalog için şartları zorlamaları gerekir” değerlendirmelerinde bulundu.
Siyasi olarak desteklenmediği takdirde bir ateşkesin nadiren gerçekleşeceğini kaydeden Grundberg,  sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda açık iletişim kanallarını sürdürmek için ilgili tüm taraflarla bir koordinasyon mekanizması oluşturmak üzere çalışıyoruz. Amaç tüm düşmanca askeri faaliyetlerin durdurulmasını desteklemek için olayları önlemeye, sakinleştirmeye ve yönetmeye yardımcı olmak. Bunun ateşkesi güçlendireceğini umuyoruz. Birleşmiş Milletler denetlemiyor, ateşkese uyma sorumluluğu paydaşlara aittir.”

Yemen hükümetinden önemli adımlar
Yemen hükümeti, ülkede uzun süredir devam eden çatışmaların sona ermesi için yapılan ateşkes çağrıları dikkate alınarak geçtiğimiz Cuma günü 2 petrol gemisinin İran destekli Husilerin kontrolündeki Hudeyde Limanı'na girişine izin verdiğini, ‘tüm esirlerin serbest bırakılması ve Sana Havalimanı'nın açılması’ için gerekli düzenlemeleri de ‘olumlu bir şekilde ele aldığını’ duyurdu.
Grundberg, “Ofis ekibim, Taiz'de ve diğer valiliklerde yolların açılması konusunda anlaşmaya varmak üzere taraflarla bir toplantı hazırlamak için çalışıyor. Kendilerine davetiye gönderildi, bu tarafları temsil edecek ekiplerin belirlenmesini bekliyoruz. Ateşkes anlaşması bazı önemli insani önlemleri, özellikle 18 yakıt gemisinin Hudeyde limanlarına girmesini ve Sana Havalimanı'na haftada iki ticari uçuş gerçekleştirilmesini içeriyor. Taraflar, Yemen'deki sivillerin hareket özgürlüğünü kolaylaştırmak üzere Taiz ve diğer vilayetlerde yolların açılması konusunda anlaşmaya varmak için bir toplantı yaptı. Yemenlilerin Taiz'de ve başka yerlerde kapanan yollardan dolayı çektiği acıyı hafife almıyorum. Yemenliler, sivil toplum, özel sektör ve kadınlar ile istişare etmeye devam ediyoruz” dedi.
“Merkez Bankası'nın çalışmalarının karşılaştığı zorluklar bir önceliktir ve ele alınmalıdır” diyen Grundberg, ayrıca BM’nin mahkumların serbest bırakılması konusuna olan ilgisine de şu sözlerle değindi:
“Üzerinde çok çalışıyoruz ve bu dosyada olumlu bir atılım yapmak için çeşitli taraflarla görüşme halindeyiz.”
BM yetkilisi, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin Suudi Arabistan ve Umman’ın Yemen dosyasında oynadığı role övgüde bulunduğunu ifade etti. Grundberg, “Savaşan tarafların iradesi ile bölge ve uluslararası toplumun desteği, ‘ateşkesin istikrarı, ivmenin sürdürülmesi, siyasi bir sürece doğru ilerlemeyi mümkün kılmak ve çatışmaya kapsamlı, barışçıl ve sürdürülebilir bir son vermek’ için en önemli faktörler arasında yer alıyor” dedi.



Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.

Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.

Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor

Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.

Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.

Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.

Gazze'nin özel konumu

Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.

u78ıkıo
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.

En önemli kayıplar

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.

UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.

Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.

Kültürel soykırım

Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.

“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.

Filistin tarihinin sonu

Filistin tarihi ve mirası  profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.

“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.

5y6h
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”

Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”

UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.

İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.