Yemen Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini Başkanlık Konseyi’ne devretmesi memnuniyetle karşılandı

Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi (Reuters)
Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi (Reuters)
TT

Yemen Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini Başkanlık Konseyi’ne devretmesi memnuniyetle karşılandı

Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi (Reuters)
Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi (Reuters)

Birçok Körfez ve Arap ülkesi, Yemen anayasası, Körfez girişimi ve yürütme mekanizmaları uyarınca Yemen Başkanlık Konseyi’nin kurulması ve Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin yetkilerini Konsey’e devretmesini memnuniyetle karşıladı.
Yemen’de Cumhurbaşkanı Hadi’nin yetkileri yeni kurulan, Reşad el-Uleymi başkanlığında 8 üyeli Başkanlık Konseyi’ne devredildi
Yemen resmi televizyon kanalında Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-Eryani’nin okuduğu açıklamada, “Geçiş süreci görevinin uygulanarak tamamlanması için yönetim Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’den Başkanlık Konseyine devredilecektir” ifadesi kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Hadi söz konusu duyuru öncesinde Yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer’i görevden aldığını ilan etmişti.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı, tarafından bugün yapılan açıklamada karardan duyulan memnuniyete vurgu yapılarak, Yemen’de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşma konusunda görevlerini yerine getirmesini sağlamak için Başkanlık Konseyi’ne ve destekleyici kuruluşlarına verilen destek ifade edildi.
Ürdün Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanlığı da, Cumhurbaşkanı Hadi’nin Yemen anayasası ve Körfez girişiminin şartlarının ve yürütme mekanizmalarının uygulanmasına uygun olarak kurulan Başkanlık Konseyi’ne tüm yetkilerini devretmesinin memnuniyetle karşılandığını bildirdi.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacraf, Yemen’de güvenlik ve istikrarı sağlama ve Yemen krizini sona erdirme konularında görevlerini yerine getirebilmesi için Başkanlık Konseyi’ni desteklediklerini söyledi.
Dr. Hacraf, Reşad el-Uleymi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi ve üyelerine, özellikle bu tarihi aşamada ulusal sorumluluklarını yerine getirmeleri, Yemen ve kardeş halkına hizmet etmeleri konusunda başarılar diledi.
Arap Birliği Genel Sekreterliği’nden bir kaynağa göre, Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt, Başkanlık Konseyi’ni destekleyerek, bu kararın Yemen hükümetinin meşruiyetinin somut bir örneği olduğunu dile getirdi.
Başkanlık Konseyi’nin Yemen’in barışa ulaşmasına katkıda bulunacağına dair umudunu ifade eden Ebu Gayt, Yemenli taraflara, halkın çektiği acıları sona erdirmek ve ülkede istikrar ve güvenliği yeniden tesis etmek için müzakerelere girmeye hazırlık olarak mevcut ateşkesi sürdürmeye çağırdı.
Arap Parlamentosu da Hadi’nin kararını memnuniyetle karşılayarak, Başkanlık Konseyi’ne tam desteği ifade etti.
Arap Parlamentosu, Suudi Arabistan’ın Yemen ekonomisine 3 milyar dolarlık acil destek sağlama kararına ve Yemen ekonomisini desteklemek için gerekli mali kaynakları harekete geçirmek için uluslararası bir konferans düzenleme çağrısına da övgüde bulundu.

 



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters