Lübnan Başbakan Mikati: Seçimlerden şüphe duyulması boş bir sözden ibaret

Lübnan Başbakanı Mikati, hükümet toplantısında ‘Lübnan’ın iflası’ üzerindeki kargaşanın umutsuzluk ekmek amaçlı olduğunu söyledi

Necib Mikati, 6 Nisan’da kabine toplantısına başkanlık etti (NNA)
Necib Mikati, 6 Nisan’da kabine toplantısına başkanlık etti (NNA)
TT

Lübnan Başbakan Mikati: Seçimlerden şüphe duyulması boş bir sözden ibaret

Necib Mikati, 6 Nisan’da kabine toplantısına başkanlık etti (NNA)
Necib Mikati, 6 Nisan’da kabine toplantısına başkanlık etti (NNA)

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, parlamento seçimlerinin zamanında (15 Mayıs) yapılacağını yineleyerek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini açıkladı. Enformasyon Bakanı Ziyad Makkari’ye göre Mikati, Başbakan Yardımcısı Saade eş-Şami’nin Lübnan’ın iflası hakkında söylediklerinin ‘gerçekliğin bilimsel bir şekilde nitelemesi olduğunu ve etrafındaki uğultuların umutsuzluk ekme amacı taşıdığını’ dile getirdi.
6 Mayıs’ta Hükümet Sarayı’nda bir hükümet toplantısına başkanlık eden Mikati, IMF ile yapılan toplantılar hakkında konuşurken, “Hükümetin, IMF ile tamamlamayı planladığı ekonomik toparlanma programına ilişkin temel konulara yaklaşımda önemli ilerleme kaydedilmiştir” dedi. Aynı şekilde görüşmelerin devam ettiğini ve tüm noktalarda anlaşmaya varacaklarını vurgulayan Mikati, “Lübnan’dan talep edilen reformların tamamlanması, kanun tasarı ve tekliflerinin onaylanması ve ilgili kararnamelerin çıkarılmasına paralel olarak konuyu Bakanlar Kurulu’na sunacağız” dedi.
Lübnan Başbakanı, yardımcısı Şami’nin Lübnan’ın iflası hakkında söylediklerine de atıfta bulunurken, “Lübnanlıların mustarip olduğu zor bir sosyal ve ekonomik gerçeklikle karşı karşıya olduğumuz doğrudur. Ama kesinlikle pes etmeyeceğiz ve herkesle işbirliği içinde ülkeyi toparlanma yoluna sokmak için çalışmaya devam edeceğiz. Başbakan Yardımcısı’nın bu konuda söyledikleri, içinde yaşadığımız zor koşullardan çıkmak ve bu gerçeği bilimsel bir şekilde anlatmak için herkesi işbirliğine davet etmeyi amaçlıyordu” dedi. Panik ve umutsuzluğu yaymak ve Lübnanlıları giderek daha fazla umutsuzluğa düşürmek amacıyla yapılan bu açıklamaya eşlik eden kargaşa karşısında şaşkınlığını dile getiren Mikati, “Çünkü sorunun kökü, Lübnan’ın ödenmemiş tahvilleri ödemediği gün başladı. Tüm iç ve dış yükümlülüklerin nasıl ödeneceğini tartışmak amacıyla devam eden bir çalıştaydayız” dedi.
Lübnan Başbakanı, parlamento seçimleri meselesine de değinirken, “İçişleri Bakanlığı, bu hakkın zamanında ve en iyi koşullarda, oy pusulasının bütünlüğünü ve devletin ve kurumlarının tam tarafsızlığını sağlayacak şekilde yürütülmesi için temel adımları atmaktadır” ifadelerini kullandı. Mikati ayrıca, seçim sürecinin finansmanı ile ilgili kanunlara ilişkin kararnameleri, 6 Nisan’da Temsilciler Meclisi’nden alıp cumhurbaşkanlığına havale ettikten sonra imzaladığını ve bu hakkı tamamlamak için uygulama yolunu izleyeceğini söyledi. Aynı şekilde Necib Mikati, “Seçimlerin yapıldığı gerçeğinden şüphe duyulması ve yürütülmesini engelleyebilecek idari ve lojistik engellerin konuşulması sadece boş bir sözden ibarettir. Bu hak, zamanında gerçekleşecek. Çünkü bu, her şeyden önce Lübnanlıların bir talebi ve Lübnanlıların aradığı değişim yolunda önemli bir adım. Lübnanlı gençlerin özlemlerini ve hırslarını ifade etmeleri için bir fırsat teşkil ediyor. Bu kazanım, aynı zamanda tüm Lübnan dostlarının da bir talebidir. Çünkü seçmenlerin yönelimleri ve seçim sonuçları ne olursa olsun, demokrasinin en belirgin yönlerinden birini oluşturuyor ve bu kazanımı elde ettikten sonra Lübnan’a temel desteğin artması için ek bir fırsat sunuyor” ifadelerini kullandı.
Mikati, Trablusşam’da son günlerde yaşanan güvenlik olaylarını ele alırken, güvenliğin kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Necib Mikati ayrıca, İçişleri Bakanı ve belediyelere de Güvenlik Konseyi’nin Trablus’ta bir alt toplantısını yapması ve gerekli güvenlik önlemlerini alması çağrısında bulundu.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.