Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim, Şarku'l Avsat'a konuştu:Ateşkesin başarısı gözlemcilerin değil, Yemenli tarafların elinde

Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim. (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim. (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim, Şarku'l Avsat'a konuştu:Ateşkesin başarısı gözlemcilerin değil, Yemenli tarafların elinde

Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim. (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim. (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

Yemen’de krizin çözülmesine yönelik çabalar sürüyor. Ülkede önümüzdeki yaz barışın sağlanması yönünde Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde ciddi müzakerelerin yürütüleceği tahmininde bulunan Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim, BM Özel Temsilcisi’nin uluslararası toplumun da desteğiyle bu müzakereler için yazılı bir çerçeve hazırlayacağını belirtti. Şarku'l Avsat'a konuşan Oppenheim, Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Riyad'daki merkezinde düzenlenen ve bugün sona eren istişarelerin sonuçlarına dikkat çekerek gelecekte, BM Yemen Özel Temsilcisi’nin himayesindegerçekleşebilecek görüşmelerde istifade edilebileceğini vurguladı.  
İlan edilen ateşkesin kırılgan olduğunu söyleyen Oppenheim, taraflardan istikrar yönünde ileriye doğru adımlar atmalarını istedi. Aynı zamanda ateşkesin başarısının gözlemcilerin değil, Yemenli tarafların elinde olduğunun altını çizdi. Richard Oppenheim ayrıca ülkesinin Yemen meselesine çözüm getirecek her türlü diyalouu desteklediğini belirtti.   
Suudi Arabistan ile Husiler arasında varılacak herhangi bir anlaşmanın nihai bir siyasi çözümün temelini teşkil edeceğini kaydeden Büyükelçi, gelecekte yine KİK’in himayesinde, Husilerin de katılımıyla istişarelerin gerçekleşebileceğine dikkat çekti.
Birleşik Krallık’ın Sana Büyükelçisi Richard Oppenheim Yemen'deki sıkıntılı ekonomik durumdan müzakere sürecine, ateşkesin sağlanmasında Suudi Arabistan ile Umman'ın rolünden uluslararası arenada gösterilen çabalara kadar birçok başlıkta Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtladı:

-Yemenliler arasındaki istişarelerin ilk gününde siz de vardınız. Bu istişarelerin önemi nedir?
Öncelikle herkese hayırlı Ramazanlar dilerim. Ben bu istişarelerin Yemen'in karşılaştığı sıkıntılar ve çözümleri hakkında siyasi, ekonomi ve güvenlik ekseninde konuşmaları için tüm Yemenlilere iyi bir fırsat teşkil ettiğine inanıyorum. Şu ana kadar neticelerinden haberdar olmadık. Fakat bu istişarelerin iyi ve olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini biliyoruz. Bu girişim için KİK’e teşekkürlerimizi sunuyor, ateşkes ilanının istişareler için olumlu olduğunu düşünüyoruz.

-Son iki gündür Yemen Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile görüşüyorsunuz. Bu görüşmelerde söz konusu istişarelerin sonuçlarına da değindiniz mi?
Bu istişareler, Yemen hükümeti ve ülkedeki birçok (elbette hepsi değil) taraf için çeşitli alanlarda karşılaşılan sıkıntıları tartışmaları yönünde bir fırsat teşkil ediyor. Böylece Yemen içerisinden olması şartıyla çözüm fikirleri sunulabilir. Bu fikirlerden BM Yemen Özel Temsilcisi’nin himayesinde gelecekte gerçekleşebilecek görüşmelerde istifade edilebilir.

-Ateşkes ilanı Yemenliler için sevindirici bir haberdi. Bu sürecin önemini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ateşkes, taraflar için gerçek bir fırsat ve hassas bir gelişme. Ateşkesin devamı ve üzerinde mutabık kalınanların uluslararası toplumun desteğiyle uygulanmasının sorumluluğu ise tarafların elinde. Bizim açımızdan konuşmak gerekirse Başbakan ve Dışişleri Bakanı da bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı. Yemen halkının çıkarına olan her şeyi önemsiyoruz.

-Bazıları bunu denetleyecek mekanizmalar ve denetleyiciler olmadan nasıl ateşkes ilan edildiğini ve bu yönde nasıl başarılı olunacağını merak ediyor. Bu konudaki görüşlerininz nedir?
Bir sonraki aşamanın gözlem için fırsat teşkil edeceğini düşünüyorum. Ancak öncesinde tüm taraflarla kademeli olarak ileriye doğru adımlar atılmalı ve aralarında güven tesis edilmeli. İzleme uzun vadeli herhangi bir ateşkeste olması gereken bir başlıktır. Fakat en nihayetinde ateşkesin başarısı gözlemcilerin değil, Yemenli tarafların elinde.

-Son varılan ateşkeste Suudi Arabistan ve Umman’ın önemli rolleri vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizce bu harikulade bir gelişme. Suudiler ve Ummanlıların birlikte çalıştığını biliyoruz. Bu iş birliğinin bir sonraki aşamada da devam etmesi beklentisindeyiz. Zira artık teyit edilmesi gereken, kırılgan bir ateşkese sahibiz.

-Bunun yanısıra esir takası, geçişlerin açılması, Sana Havalimanı ve petrol türevleri hususlarında anlaşmalar da duyuruldu. Peki, siz tüm bu taahhütlerin uygulanması konusunda iyimser misiniz?
Bu anlaşmanın hayata geçirileceğini umut ediyoruz. Beklentimiz bu yönde. Esir takası olumlu bir adımdır. Taraflar arasında güvenin oluşmasını sağlar. Özel Temsilcilik Ofisi bu yönde yoğun çalışmalar yürütüyor. Tarafların da bu takas üzerine çalışmaları önemlidir.

-BM Temsilcisi bugün taraflarla başladığı görüşmelerin mayıs ayına kadar süreceğini duyurdu. Sizce Riyad'daki Yemen istişareleri ve ateşkes ilanının ardından Yemen'de kapsamlı bir siyasi sürecin başlamasına tanık olabilir miyiz?
Yemenli taraflar arasında görüşmenin her an gerçekleşebileceği düşüncesindeyim. Müzakerelerin BM himayesinde düzenlendiğini görebiliyoruz. Fakat BM Temsilcisi’nin taraflar ile görüşmesi için önvelikle zamana ihtiyacı var. Bu süreç sona erdiğinde temsilcilik uluslararası toplumun da desteğiyle, tüm taraflarla birlikte yazılı bir çerçeve oluşturacak. Ardından yaz aylarında Özel Temsilci’nin himayesinde ciddi siyasi müzakerelere şahit olabiliriz.

-Şimdiye kadar Suudi Arabistan müzakere konusunda ısrar ederken Husiler ise meşru yönetimi görmezden geliyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yemen sorununa çözüm getirecek her türlü diyalogu teşvik ediyoruz. Bu yönde Suudi Arabistan’ın her türden rolünün arkasındayız. Bence bu çok önemli. Suudi Arabistan ile Husiler arasındaki anlaşma, nihai siyasi çözümün temelini teşkil edebilir. Husiler, KİK’in himayesinde düzenlenen istişarelere katılabilir. Bu fırsatı değerlendirmek onların elinde. Gelecekte bölgede ya da başka herhangi bir yerde KİK’in veya şu an Sana’yı seyahat etme fırsatına sahip BM Özel Temsilcisi’nin himayesinde çeşitli fırsatlar olacak. Husiler de siyasi müzakerelerin bir parçası olmalı. Zira Yemen siyasi sahnesinde önemli bir yer teşkil ediyorlar.

-Husiler, BM Özel Temsilcisi’nin Sana’ya girişine onay verdi mi?
Beklentim bu yönde. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Temsilci, çözümün bir parçasıdır ve önemli bir siyasi taraf olan Husilerle doğrudan konuşmalıdır.

-Peki, Yemen'deki sıkıntılı ekonomik durumu nasıl görüyorsunuz? Durumu iyileştirme, para biriminin çöküşünü durdurma yönündeki mevcut çabalar neler?
Yemen savaşın başlamasından bu yana ekonomik açıdan oldukça kötü bir durumda. Uluslararası toplum Yemen'i ekonomik açıdan desteklemeli. Bu konuda tarihi bir role sahip olan KİK’in yapabileceklerini kısa süre içerisinde göreceğiz.

-Husiler aslında Yemen halkının bir parçası ancak İran'a alet oluyorlar. Sizce İran nüfuzundan ayrılıp Yemen dokusuna dönebilirler mi?
İran ile Husiler arasındaki ilişkileri biliyoruz. Husi grubunun geleceğinin İranlıların değil, kendi ellerinde olacağı günlerin geleceği beklentisindeyim. Bunu gelecekte Husilerin ve İran'ın davranışlarından göreceğiz. İran hükümetinin taraflar arasındaki bu anlaşmayı olumlu karşılamasından memnunum. Bu iyi bir gelişmedir. Ancak anlaşmanın uygulandığını görmeliyiz.

-Uluslararası toplum, Yemenliler siyasi bir anlaşmaya vardığı taktirde yeni bir karar çıkarmaya hazır mı? Tarafları barışa yöneltecek bu gibi bir karara bugün gerek görüyor musunuz?
Uluslararası toplumun ve tarafların güvenini kazanan, uluslararası toplumu temsil eden BM Özel Temsilcisi’nin yürüttüğü çabaların desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Kendisini, ofisini ve Yemen'de barışı sağlama çabalarını desteklememiz önemli. Bence bu, barışa doğru ilerleme yönünde nadir bulunan gerçek bir fırsat. BM Özel Temsilcisi’nin himayesinde, adım adım çalışmalıyız.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.