Gölge adam ve Yemen anlaşmalarının mimarı: Reşad el-Uleymi

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi (Fotoğraf: Salih el-Ğanem)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi (Fotoğraf: Salih el-Ğanem)
TT

Gölge adam ve Yemen anlaşmalarının mimarı: Reşad el-Uleymi

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi (Fotoğraf: Salih el-Ğanem)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi (Fotoğraf: Salih el-Ğanem)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, uzlaşmacı ve her zaman dikkatlerden uzak, sessizce çalışmayı tercih eden güçlü ve ılımlı adam olarak nitelendiriliyor.
Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, Reşad el-Uleymi başkanlığında, genel olarak Yemen yelpazesini temsil eden yedi kişinin üyeliğiyle Yemen Başkanlık Konseyi’nin kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu konsey, yeni cumhurbaşkanının seçilmesiyle sona eren geçiş aşaması uyarınca ülke genelinde kalıcı bir ateşkes için Husilerle müzakere hakkına sahip olacak.
Reşad el- Uleymi, herkese yakın ve çeşitli Yemenli partiler ve taraflarla düşmanlığı bulunmayan biri olarak biliniyor. Bu da onu ortaya çıkan herhangi bir anlaşmazlığı derhal çözmeye çalışacak bir denge unsuru kılıyor.
Yemen Enformasyon Bakanlığı Müsteşarı Necip Gallab, Reşad el- Uleymi’nin Yemen Başkanlık Konseyi Başkanlığına getirilmesinin boşluktan kaynaklanmadığını, aksine onun Ayn Şems Üniversitesi’nden sosyoloji doktorasının olduğunu ve Mahra'dan Saada'ya dek Yemen'in sosyal yapısı hakkında geniş bilgi sahibi olduğunu söylüyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Gallab, el- Uleymi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yemen kabilelerinin hepsini inceledi ve bu hususta kitabı da var. Kabiliyeti dolayısıyla göreve getirildi. Muhtemelen Yemen'i yöneten ilk akademik şahsiyettir.”
Gallab onun hakkındaki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uleymi, gölgede ve bazen de açıkta çalışan en önde gelen liderlerden biridir. Birleşmiş Milletler ve Avrupalılarla yaptığı çalışmalarda önümüzdeki dönem barışın sağlanmasına odaklanmıştır. Büyükelçilerle ilişkileri iyidir. Bir teknokrat ve sorunları çözme hususundaki dehasıyla merhum Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in yakınındaydı. Pek çok konuda esnek ve pragmatik biridir. Dr. Abdülkerim el-İryani kendisine en yakın kişilerden biridir.”

Reşad el- Uleymi kimdir?
Reşad Muhammed el-Uleymi 1954 yılında Taiz’in Mevasit ilçesinde dünyaya geldi. İlk eğitimini köyünde, babası Hâkim Muhammed bin Ali Uleymi'den aldı. Ardından 1969’da Sana’daki Cemal Abdunnasır Okulu’ndan mezun olana kadar orta öğrenimini burada sürdürdü. Son dönemlerde Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa örgütleri için barış süreçlerinde faaliyet gösterdi. Kendisi perde arkasında çalışan ve medyada görünmekten hoşlanmayan gölge adamlardan biridir.
Dr. el- Uleymi, İçişleri Bakanlığı liderliğine kadar güvenlik pozisyonlarında yükseldi. Bu, onun güvenlik alanındaki performansı açısından bir dönüm noktası oldu.
Aynı zamanda Dr. Reşad el-Uleymi, Yerel Yönetim Bakanı olarak da görev yatı. Cumhurbaşkanı Salih tarafından yönetilen Genel Halk Kongresi'nin önde gelen siyasi aktörlerinden biriydi.
Gallab onun hakkında, “Pek çok meselede anlaşmazlık yaşamalarına rağmen Salih'in el- Uleymi kadar takdir ettiği bir siyasi figür yoktur. Zira kendisi, uzlaşmacı siyasi model, siyasi dosyaları yönetme ve devlet yönetimi konusunda büyük deneyime sahipti” ifadelerini kullandı.
Uleymi, Nisan 2019'da açıklanan Yemen Siyasi Güçler Ulusal İttifakı'nın kuruluşunun da mimarı olarak kabul ediliyor. O dönemde de meşruiyetin ulusal taşıyıcısı olan bu koalisyonun başına getirilmişti.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir Yemenli yetkiliye göre, el- Uleymi, Yemen'in ulusal çıkarları konusunda derin bir anlayışa sahip. Yetkiliye göre el- Uleymi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yönelik tüm propaganda ve saldırılara karşı çıkıyor, müttefik olduklarını açıklamaya çalışıyordu. Uleymi, tüm görüşlerinde koalisyona yakındı. Ayrıca sakin, iyi dinleyici ve nazik bir konuşmacıdır. Yemen toplumu ve Yemenli kişiliğin doğası hakkındaki akademik çalışmasının yanı sıra Yemen tarihi hakkındaki bilgisi, geniş çaplı sosyal bağlarını güçlendirdi.
Uleymi, 3 Haziran 2011'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki en-Nahdin Camii’nde Cuma namazı sırasında yaşanan patlama sonucu yaralandı. Saldırıda, Yemen Cumhurbaşkanı Abdullah Salih ve liderler hedef alınmıştı. Saldırı sonrasında Uleymi tedavi için Suudi Arabistan'a nakledildi.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.