The Big Bang Theory hayranları, 10 yıldır yanıtlanmayan soruyu hâlâ düşünüyor

Hayal kırıklığına uğramış hayranlardan biri, 'Bize söylememiş olmaları hâlâ canımı sıkıyor' diye yazdı

(CBS)
(CBS)
TT

The Big Bang Theory hayranları, 10 yıldır yanıtlanmayan soruyu hâlâ düşünüyor

(CBS)
(CBS)

Yayında olduğu süre boyunca hayranlarına keyif veren The Big Bang Theory'nin final sezonunda pek çok olay sonuca bağlanmıştı.
Ne var ki dizide bir daha hiç bahsi geçmeyen ve 6. sezondaki belli bir bölümü düşününce izleyicileri hüsrana uğratan bir yan hikaye var.
10 yıl önce bu hafta gösterilen "The Tenure Turbulence" (Kadro Türbülansı) başlıklı bu bölüm, Leonard (Johnny Galecki), Sheldon (Jim Parsons), Raj (Kunal Nayyar) ve Barry Kripke'nin (John Ross Bowie) Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Üniversitesi'ndeki (CALTECH) kadrolu pozisyonu alma çabalarını gösteriyordu.
Bu bölümde insan kaynakları yöneticisi Janine Davis'e (Regina King) kur yapmak da dahil karakterlerin kadrolu olma çabalarına odaklanılmasına rağmen dizide pozisyonu hangi karakterin aldığını hiçbir zaman açıklamadı. Bölümün gösterime girmesinden bu yana hayranlar ise forumlarda ve tartışma sayfalarında hayret mesajları paylaşıyor.
Dizinin hayranlarından biri bu hafta Reddit'te "Evet, beni de rahatsız etti" yazdı ve ekledi:
"Bu konuyu öylece bırakamazsınız, dinamikleri için önem taşıyor."
Başka bir hayransa şöyle cevap verdi:
"Sanırım asla öğrenemeyeceğiz..."
Bir hayran, "The Big Bang Theory'de kadroyu kimin aldığını bize söylememiş olmaları hâlâ canımı sıkıyor" diye tweet attı.
 
The Big Bang Theory, 10 yıl önce bu hafta bir daha hiç değinmediği bir yan hikaye sunmuştu (Warner Bros Television Distribution)
Bu yan hikaye bir daha hiç ele alınmasa da Sheldon'ın Nobel Ödülü kazanmasının durumu onun lehine çevirdiğini belirtmekte fayda var.
Diğer hayranlarsa, dizinin birkaç bölüm sonra vazgeçtiği birden fazla olay örgüsü tanıttığını ve bunun aslında sitcom'un büyüsünün parçası olduğunu savundu.
The Big Bang Theory, 12 sezonun ardından 2020'de sona ermişti.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe