Libya’da geçtiğimiz yıl sonu öncesinde yapılması planlanan seçimlerinin ertelenmesi üzerinden en az üç ay geçti. Bu yöndeki yerel ve uluslararası çabalar yalnızca teklifler ve eksik istişarelerle sonuçlandı. Mevcut vaziyet, yeniden iktidar için yarışan iki farklı hükümetin varlığıyla daha da karmaşıklaştı.
Libya siyaset sahnesine son üç ay içerisinde çeşitli hesaplar ve çıkar çatışmaları damgasını vurdu. Her bir tarafın yalnızca krize kendi bakış açısından sunduğu vizyon ve çözümlere bağlı kalışı, diğer bazı tarafların girişimlerine rağmen siyasi çıkmaza yol açtı.
Söz konusu dönemde, mevcut yürütme makamının üzerinde anlaşmaya varılan başlıkları koordine edememesi ardından Tobruk'ta oturumlarını sürdüren Temsilciler Meclisi ise siyasi krizi çözme yönünde inisiyatif almıştı. Böylece Fethi Başağa başkanlığında, Abdulhamid Dibeybe hükümetinin yerini alacak yeni yönetimin atanmasına yönelik bir sonraki aşamayı yönetmek amacıyla bir ‘yol haritası’ sunulmuştu. Yol haritası ile aynı zamanda Libya'nın üç bölgesinden bir komite oluşturmak üzere anayasal bildiride değişikliğe gidilmesi, anayasa taslağında yer alan tartışmalı maddelerin incelenmesi ve değiştirilmesi, seçimler için anayasal zeminde Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında bir anlaşma sağlanması da öngörülmüştü.
Ancak Temsilciler Meclisi tarafından görevden alınan Dibeybe bu adımlara karşı çıkarak ortaya alternatif bir plan koymak istedi. Dibeybe, söz konusu planın önümüzdeki haziran ayında milletvekili seçimleri düzenlenmesine imkan sağlayacağını öngördü.
Karmaşa sürerken Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, 4 Mart’ta anayasal zeminin oluşturulması ve seçim yasalarının gözden geçirilmesi için Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasında ortak bir komite kurulmasını önerdi. Ancak Tunus'ta bu yönde düzenlenen istişare toplantılarına Temsilciler Meclisi’nin katılmaması nedeniyle bir sonuç alınamadı.
Başağa hükümeti geçtiğimiz ay Temsilciler Meclisi huzurunda yemin etmiş, görevlerini yerine getirmek için başkente geçme planları yapmıştı. Ancak iki taraf arasında silahlı çatışma çıkacağı endişesi bir yana, iktidara sımsıkı sarılan Dibeybe’nin güçlü muhalefetiyle karşı karşıya kaldı.
Parlamentonun ve Dibeybe hükümetinin destekçileirnin çoğu ise Williams’ı önerilerini benimsememekle ve ‘üçüncü bir yola girerek’ krizde üçüncü bir boyut yaratmakla suçladı. Williams ise ‘seçimlerin tarihini yalnızca Libyalıların belirleyebileceğinin’ altını çizdi.
Dibeybe’nin seçimlere tek başına gitmeyi planlaması, yapılan tüm yerel ve bölgesel girişimleri çıkmaza sokuyor. Başağa hükümeti ise ülkenin doğusu ve güneyinde karargah açarak Dibeybe hükümetini Trablus sınırları içinde izole etme yönündeki adımlarını artırıyor.
Başağa’nın yardımcısı Ali el-Katrani, Maliye Bakanı Usame Hammad ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ferec Gaim’in huzurunda Maliye Bakanlığı’nın Bingazi'deki genel merkezinin açılışına katılmıştı. Gaim açılışta yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Bu gelişme, Başağa hükümetinin merkezileşmeyi kırma, prosedürleri kolaylaştırma, zamandan ve emekten tasarruf etme ve Libya vatandaşına sunulan hizmetlerin seviyesini yükseltme yönünde izlediği politika kapsamında geliyor.”
Ardından iki hükümet de iktidarı ele almak için rakibine yönelik suçlama ve eleştirilerde bulunmaya, silahlı milislerin arkasına sığınmaya başladı. Diğer yandan Müslüman Kardeşler’in önde gelen liderlerinden, Demokratik Parti Başkanı Muhammed Savan ise Ulusal Birlik Hükümeti’nin hukuksuz bir şekilde yönetimde kalmak için milis güçlerini ‘koruma ordusuna’ çevirmek amacıyla devlet imkanlarını istismar edebileceği uyarısında bulundu. Aynı zamanda bunun sıfır noktasına geri gelinmesine, başkent Trablus'un silahlı gruplar arasında nüfuz mücadelesi alanına dönüşmesine sebep olabileceğine işaret etti.
Avrupa Birliği (AB) Libya Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Sabadell Jose ile gerçekleştirdiği görüşmede Başağa hükümetinin demokratik seçimine vurguda bulunan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Yusuf El-Akuri ise meclisin tüm Libyalıları temsil etmek istediğini belirtti. Akuri ile Sabadell’in görüşmesi, Başağa hükümetinin dış dünyaya daha fazla açılma yönünde atılmış bir adım olarak nitelendirildi. Aynı zamanda Avrupalı yetkililerin artık eskisi gibi Trablus’a ilgi göstermediği kaydeidldi.
Akuri, AB’nin Dibeybe’yi demokrasinin kurallarına ve Temsilciler Meclisi'nin kararına saygı duymaya çağırmada olumlu bir rol oynayacağı yönündeki umudunu dile getirdi. Libya'nın istikrarını ve Temsilciler Meclisi ile çalışmayı desteklediklerini vurgulayan Sabadell de şiddet içerikli tüm çözümlere karşı olduklarını, bir an önce seçime gidilmesi gerektiğini vurguladı.
Libya krizini çözme girişimleri siyasi açmaza takıldı
Libya krizini çözme girişimleri siyasi açmaza takıldı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة