Arap partileri İsrail hükümeti için bir kez daha belirleyici bir güç

Idit Silman (Knesset Medya Bürosu)
Idit Silman (Knesset Medya Bürosu)
TT

Arap partileri İsrail hükümeti için bir kez daha belirleyici bir güç

Idit Silman (Knesset Medya Bürosu)
Idit Silman (Knesset Medya Bürosu)

Filistinli Arap partiler İsrail'de iktidar krizinin patlak vermesiyle birlikte bir kez daha İsrail hükümetinin kaderini belirleyecek noktada yer alıyor. Zirâ Başbakan Naftali Bennett liderliğindeki koalisyon ya da Binyamin Netanyahu liderliğindeki muhalefet, bir sonraki aşamada atacakları herhangi bir adım için bu partilere ihtiyaç duyabilir.
İsrail içinde yaşayan Filistinliler (1948 Arapları), Knesset’te iki farklı listede temsil ediliyor: Temsilci Eymen Avde başkanlığında muhalefette 6 sandalyeye sahip Ortak Arap Listesi ve hükümet koalisyonu ile ortak olan ve 4 sandalyeye sahip temsilci Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket’in Birleşik Arap Listesi. İktidar koalisyonunun Knesset (parlamento) Bloğu Başkanı Idit Silman'ın istifası dolayısıyla dün hükümet koalisyonunda geriye 60 temsilci kalmıştı. Dolayısıyla İslami Hareket’in ana bileşeni olduğu Birleşik Arap Listesi’nin 4 temsilcisi, hükümetin bekâsı için gerekli ve belirleyici hale gelmiş oldu. Ancak hükümetin bekâsı, ek destek olmadığı taktirde kırılgan bir yapıda bulunuyor. Bu destek, Yahudi partilerden veya Ortak Arap Listesi’nden gelebilir.
60 sandalyeli muhalefetin ise hükümeti alaşağı etmek için en az 61 temsilciye sahip olması gerekiyor. Diğer yandan Ortak Arap Listesi’nin bağımsız oluşu ve arzu ettiği gibi oy kullanışı dolayısıyla muhalefet zaten bir değil. Dolayısıyla Netanyahu, Ortak Arap Listesi’ni hesaba katmıyor. Hükümetten güveni geri alma yönünde bir tasarı çıkardığı ve Ortak Arap Listesi bu tasarıya katılmadığı taktirde Arap temsilcilerin tutumu sayesinde iktidarda değişiklik olmayabilir.
Peki Arap temsilciler bu durumda ne yapar? Parlamento oyununa mı katılacak yoksa etkili olma yönündeki geleneksel konumlarını mı koruyacak?
İslami Hareket Birleşik Arap Listesi, hükümet kurulduğundan bu yana ikinci seçeneğe başvuruyor. Bennett başkanlığındaki hükümete dahil olarak Yamina Partisi ve Gideon Saar liderliğindeki radikal sağ parti ile ortak olan liste, açık bir yaklaşım ile hareket etmeyi seçiyor.
Koalisyondaki varlığı aslında hiç de kolay olmayan Birleşik Arap Listesi, aslında tamamen Yahudi-Siyonist bir hükümet istediğini belirten Silman'ın istifa nedenlerinden biriydi. Arap topluluğuna yönelik bütçeyi ciddi miktarda artırma (beş yılda yaklaşık 9 milyar dolar) ve Arap toplumunda giderek artan suçlarla mücadelede önemli bir plan benimseme yönünde hükümetten taahhüdü alarak tarihi bir başarı elde eden Birleşik Arap Listesi, Arap partilerinin İsrail siyasetindeki meşruiyetini vurgulamış oldu.
Bu hükümetin esnek ve geniş sınırları, Filistinlilerle barış müzakerelerini ilerletmekten kaçınma politikasına, işgal altındaki topraklarda baskı, istismar ve yerleşimciliği daha kapsamlı hale getirme politikasına yön verdi.
Filistinlilere kanlı saldırılar düzenleyen yerleşimci milislere göz yuman hükümet, Negev'deki Arap evlerini yıkma politikasını ise sürdürdü. Aynı zamanda Filistinli ailelerin bir araya gelişini yasaklayan ‘aile birleşimi’ yasasının süresini uzattı. Bu yaklaşımı nedeniyle Ortak Arap Listesi ve kamuoyu tarafından ciddi şekilde eleştirildi. Hükümet karşıtı politikasını kitlesel ve parlamento düzeyinde sürdüren Ortak Arap Listesi, üzerinde baskı kurmaya çalıştığı İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’ni hükümetteki sağın iradesine boyun eğmek ve somut kazanımlar elde edememekle suçladı. Aynı zamanda sokakta mücadele yaklaşımını sürdürdü.
Uzaktan bir gözlemciye göre İsrail'deki Araplar, bazı rolleri dağıtmakla akıllıca bir politika izliyor gibi görünüyor. Böylece hem Arapların karar alma mekanizmasından dışlanması politikasını zedeleyip hükümette ortaklık politikasını, hem de sokakta milli mücadele politikasını sürdürmek istedikleri düşünülüyor. Nitekim bu yaklaşım Arap kamuoyundan da destek görüyor. Anketler, her birinin milletvekili sayısını muhtemelen bir sandalye artacağını, Ortak Arap Listesi’nin 7, Birleşik Arap Listesi’nin ise 5 sandalyeye çıkacağını gösteriyor.
Yeni vaziyette Ortak Arap Listesi işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yönelik politikanın değiştirilmesi veya Arap vatandaşlarına eşitlik hakkı sağlanması gibi yeni talepler karşılığında Netanyahu veya Bennett’ı destekleyebilir. Arap politikacılar, İsrail'in Filistin Kurtuluş Örgütü'nü tanıması ve Araplara karşı ayrımcılık politikasını sona erdirmesi karşılığında 1993'te İzak Rabin hükümetinde bu tür bir yaklaşım izlemişti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre sağcı İsrail partileri, Araplar için böyle bir durumu elbette ki kabul etmeyebilir. Ancak bu öneri, hükümetin düşmemesi ya da ülkenin yeni ve faydasız seçimlere sürüklenmemesi açısından önemli.



Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.