Suriye: Dera’da rejimle uzlaşan milis güçlerine saldırı düzenlendi

Suriye’nin güneyinde rejim yanlısı bir yerel lidere düzenlenen saldırının ardından otomobili (Süveyda-24)
Suriye’nin güneyinde rejim yanlısı bir yerel lidere düzenlenen saldırının ardından otomobili (Süveyda-24)
TT

Suriye: Dera’da rejimle uzlaşan milis güçlerine saldırı düzenlendi

Suriye’nin güneyinde rejim yanlısı bir yerel lidere düzenlenen saldırının ardından otomobili (Süveyda-24)
Suriye’nin güneyinde rejim yanlısı bir yerel lidere düzenlenen saldırının ardından otomobili (Süveyda-24)

Dera’da askeri kontrol noktasına düzenlenen silahlı saldırıda 3 kişi yaralandı. Yerel kaynaklar, Yermük bölgesi Kuseyr köyünde, rejime bağlı milis güçlerinin kontrol noktasına kimliği tespit edilemeyen kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlendiğini ve biri ağır olmak üzere üç güvenlik görevlisinin yaralandığını aktardı. 2018’de Dera’da Rusya’nın arabuluculuğu ile varılan anlaşma sonucu bazı muhalifler rejim güçlerine katılmıştı. Söz konusu ‘kontrol noktası’ bölge halkından olan Basil Celmavi liderliğinde orduya bağlı yerel milisler tarafından korunmaktaydı. 2018’deki uzlaşıdan önce bu bölge terör örgütü DEAŞ’ın kontrolü altında bulunmaktaydı.  
Dera kent merkezinde Kusur mahallesinde, Suriye Askeri Güvenlik Servisi ile çalışan yerel muhalif grubun liderine yönelik suikast girişiminde bulunuldu. Bomba imha ekibi, Eyser el-Hariri isimli yerel liderin otomobiline yerleştirilen bombayı patlatarak imha etti. Suikast girişiminin bulunulduğu Tren istasyonu civarı, güvenliğin en yoğun olduğu bölge olarak biliniyor.
 
Yılbaşından bu yana Dera’da 124 saldırı gerçekleşti
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin verilerine göre, yılbaşından bu yana Dera’da farklı yöntemlerle 124 saldırı gerçekleşti. Bu saldırılarda 53’ü sivil olmak üzere 102 kişi yaşamını yitirdi. Suriye rejimi ile çalışan milislerden 35, uzlaşı anlaşmasına imza atan ancak rejime katılmayan 6 muhalif savaşçı, kimliği belirsiz 5 kişi, Rusya yanlısı milislerden de 1 kişi bu saldırılarda öldü. Suriyeli aktivistlere göre, son dönemlerde Dera ve Süveyda kentlerinde olaysız gün geçmiyor. Güneydeki bu şehirlerde neredeyse her gün bir cinayet, suikast ve silahlı soygun yaşanıyor. 2018’den itibaren bölgede güvenliğin sağlanması için rejim ve muhalifler arasında çok sayıda anlaşma yapılmış, muhalifler silahlarını rejim güçlerine teslim etmişti. Bu muhaliflerin bir kısmı tarafsız kalırken, bir kısmı rejim güçleriyle anlaşarak ‘güvenlik hizmeti’ vermeye başladı. Dera’da, tarafsız eski muhaliflere ve rejime bağlanan muhalif liderlere sıklıkla suikast girişiminde bulunuluyor.  



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters