Charles Darwin'in 22 yıl önce çalınan defterleri gizemli bir şekilde geri döndü

Milyonlarca dolar değerindeki defterler, ünlü biyoloğun "hayat ağacı" taslağını içeriyor

Darwin, 1838'de Evrim Kuramı'nın belkemiği olan doğal seçilim fikrini geliştirmişti (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
Darwin, 1838'de Evrim Kuramı'nın belkemiği olan doğal seçilim fikrini geliştirmişti (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
TT

Charles Darwin'in 22 yıl önce çalınan defterleri gizemli bir şekilde geri döndü

Darwin, 1838'de Evrim Kuramı'nın belkemiği olan doğal seçilim fikrini geliştirmişti (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
Darwin, 1838'de Evrim Kuramı'nın belkemiği olan doğal seçilim fikrini geliştirmişti (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)

Charles Darwin’in 22 yıl önce çalınan iki not defteri Cambridge Üniversitesi’ne iade edildi.
Milyonlarca dolar değerindeki küçük, deri ciltli defterler, Evrim Kuramı’nın kurucusu olan ünlü Britanyalı biyoloğun "hayat ağacı" taslağını içeriyor.
Evrimsel hayat ağacı diye de bilinen bu taslak, ortak atalar üzerinden canlıların öncül ve ardıl ilişkilerini ve türlerin kökenini açıklayan kurgusal bir araç. 1858’de Darwin ve meslektaşı Alfred Russel Wallace, biyoloğun meşhur Türlerin Kökeni eserini detaylandıran evrimsel hayat ağacı fikrini ortaya atmıştı.
Cambridge yetkilileri defterlerin 22 yıldır kayıp olduğunu ilk kez 15 ay önce açıklamış ve geri getirilmeleri için çağrıda bulunmuştu.
Şimdiyse iki kartpostal boyutundaki not defterinin parlak pembe bir hediye kutusunda isimsiz olarak üniversiteye bırakıldığı bildirildi.
Üzerinde kısa bir mesaj vardı:
"Kütüphaneci, Mutlu Paskalyalar X."
_124025974_ac8bbba0-85dc-413f-8942-7973b5e352a2.jpg
Hayat ağacı taslağını içeren defterler, bilim tarihinin en önemli belgelerinden (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
Streç filmle sıkıca sarılmış iki defteri içeren paket, üniversitenin kütüphane görevlisi Dr. Jessica Gardner’ın ofisinin hemen dışında, güvenlik kameralarının görmediği, halka açık bir bölgeye bırakılmıştı.
BBC'ye konuşan Dr. Gardner, "Mutlu hissediyorum" ifadelerini kullandı:
"Güvendeler, iyi durumdalar, evdeler."
Pakedi 9 Mart’ta ilk gördüğünde heyecandan "titrediğini" belirten Dr. Gardner, "Ama aynı zamanda temkinliydim çünkü onları açana kadar yüzde 100 emin olamazdım" dedi.
Defterlerin gerçek olduğunu anlamak için 5 günlük "ıstıraplı" bir inceleme süreci geçirdiğini aktaran bilim insanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gözyaşları döktük ve bence ağlamaya devam edeceğiz çünkü o duygusal anı aşamadık. Bunlar bizim için çok şey ifade ediyor."
Darwin bu not defterlerini kuramını geliştirmesinde büyük rol oynayan Galapagos Adaları'ndan döndükten sonra 1830'ların sonlarında doldurmuştu.
Cambridge'de bilim felsefesi profesörü Jim Secord, "Doğal seçilim ve evrim teorisi, yaşam ve dünya çevre bilimlerindeki muhtemelen en önemli teoridir" diye konuştu:
"Ve bunlar, bu teorinin kurulduğu defterler. Tüm bilim tarihindeki en dikkat çekici belgelerden bazıları."
Defterler en son Kasım 2000'de, fotoğraflarının çekilmesi için özel bir istek üzerine kütüphanenin koleksiyonundan çıkarılmıştı.
Sadece iki ay sonra rutin bir kontrol sırasında kayıp oldukları tespit edilmişti.
Başlangıçta kütüphaneciler 10 milyondan fazla kitap, harita ve el yazması içeren geniş kütüphanede yanlış yere konduklarını düşünmüştü.
Ancak arama çalışmalarına rağmen defterler hiç bulunamadı ve 2020'de Dr. Gardner çalındıkları sonucuna varararak polise ve Interpol'e haber verdi.
_124025972_e0e8921f-75f7-4fb8-9da0-770c3466744d.jpg
Darwin el yazmalarında farklı mürekkep türleri kullanması defterlerin orijinalliğinin teyit edilmesini sağladı (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)​​​​​​​
Dr. Gardner, gizemli bir şekilde geri dönen defterlerin "epey iyi durumda" olduğunu ekledi. "Olması gereken her sayfa orada" diyen bilim insanı, sözlerine şöyle devam etti:
Muhtemelen kuru bir ortamda oldukları, rutubete maruz kalmadıkları tahminini yürütebiliriz. Onları alan kişinin güvenli bir yere koyduğundan başka ne tahmin edebiliriz?
 
Independent Türkçe, BBC, The Guardian



Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
TT

Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)

Bilim insanları Venüs'ün uzun zamandır aranan devasa kraterlerinin göz önünde olabileceğini öne sürdü. 

Güneş Sistemi'nin ilk oluşum döneminde Dünya da dahil iç kısımdaki karasal gezegenler asteroit bombardımanına maruz kalıyordu.

Dünya'da bu yolla oluşan çarpma kraterleri rüzgar ve levha hareketleri gibi süreçlerle silinirken, Merkür, Ay ve Mars'ta devasa kraterler hâlâ mevcut.

Venüs'teyse bugüne kadar bin civarında krater keşfedildi. Ancak bunların genişliği 300 kilometreyi geçmediği için bilim insanları büyük çarpma kraterlerinin nereye gittiğini anlamaya çalışıyor. 

Journal of Geophysical Research: Planets adlı hakemli dergide 28 Ekim'de yayımlanan makaleye göre hiçbir yere gitmemiş olabilirler. 

Bilim insanları Venüs yüzeyinde Haasttse-baad Tessera adı verilen bir bölgeye odaklandı. Tessera adı verilen yüzey şekilleri büyük ölçüde bozunmuş, buruşukluklar ve oluklar taşıyan alanları ifade ediyor.

Bilim insanları 1500 kilometre genişliğindeki Haasttse-baad Tessera'nın haritalarını kullanarak nasıl oluştuğunu anlamak için bilgisayar modellerine başvurdu.

Venüs'ün bugün 112 kilometre kalınlığa sahip kabuğu milyarlarca yıl önce sadece 10 kilometreydi. 

Yeni çalışmadaki modele göre bu ince kabuk nedeniyle gezegene çarpan büyük bir asteroidin ardında krater yerine tesserayı bırakması muhtemel.

Kabuğu delip altındaki mantoya ulaşan asteroit, buradaki lavların yukarı çıkmasına ve yeni oluşan kratere dolmasına yol açmış olabilir. Daha sonra yüzeyde soğuyan lavların altında meydana gelen plato, manto hareketleri sonucu silinip gitmiş ve lav tabakasının tekrar yüzey seviyesine inmesine yol açmış olabilir.

ABD'nin Arizona eyaletindeki Gezegen Bilimleri Enstitüsü'nden, çalışmanın ortak yazarı Vicki Hansen, bu süreci "bezelye çorbasının üstünde tabaka oluşmasına" benzetiyor.

Aratırmacılar ayrıca Haasttse-baad Tessera'nın eşmerkezli halkalar içerdiğini de kaydetti. Jüpiter'in bazı uydularında da görülen bu halkalar, altında daha yumuşak bir katman olan sert bir kabuğa bir cismin çarpması sonucu oluşuyor.

Bilim insanları, Venüs'teki bu halkaların peş peşe iki ayrı asteroidin çarpması sonucu meydana geldiğini öne sürüyor. Modele göre ikinci asteroit 70 kilometre civarında bir çapa sahipti.

Bilim insanları bu dev çarpma kraterlerinin 1,5 milyar ila 4 milyar yıl önce oluştuğunu düşünüyor. Ancak bulguların doğrulanması için daha fazla veriye ihtiyaç var.

Hansen çalışmayı şu şekilde değerlendiriyor:

Eğer bu gerçekten çarpma sonucu oluştuysa, Venüs'ün en eski ve en büyük çarpma krateri olacak ve bize Venüs'ün geçmişine dair nadir bir bakış açısı sunarak gezegenin erken dönem süreçleri hakkında bilgi verecek.

Independent Türkçe, Space.com, EarthSky, Journal of Geophysical Research: Planets