Irak: Mukteda es-Sadr’ın ‘siyasi itikafa’ girmesinin ardından Vatanı Kurtarma İttifakı içinde başlayan anlaşmazlık, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin elini güçlendiriyor

Arşiv-AA
Arşiv-AA
TT

Irak: Mukteda es-Sadr’ın ‘siyasi itikafa’ girmesinin ardından Vatanı Kurtarma İttifakı içinde başlayan anlaşmazlık, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin elini güçlendiriyor

Arşiv-AA
Arşiv-AA

Iraklı anayasa uzmanlarının cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili anayasal sürenin bitiş tarihiyle ilgili farklı görüşler dile getirdiği bir ortamda Vatanı Kurtarma İttifakı ve Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın 40 gün süreyle ‘siyasi itikafa’ girme kararı alması ülke siyasetindeki belirsizliği daha da artırdı.
Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile koalisyon kuran Sadr’ın, Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki siyasi hasımlarına tanıdığı 40 günlük süre, hasımlarına karşı müzakerelerde elini güçlendirdi. Ancak bu adımın ardından Vatanı Kurtarma İttifakı içinde çıkan anlaşmazlıklar Şii Koordinasyon Çerçevesi ile ittifak kurduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Azim Koalisyonu ve birkaç bağımsız milletvekilinin (ki bu bağımsız milletvekilleri Vatanı Kurtarma İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in seçilmesini engellemek için cumhurbaşkanı seçim oturumuna katılmamıştı) lehine bir gelişme kabul ediliyor.
Irak’taki siyasi çevreler, ülkedeki siyaset sahnesinin önümüzdeki süreçte bazı değişikliklere tanık olacağına işaret ediyor. Bu değişikliklerin bir kısmı bölgesel ve küresel ölçekteki gelişmelerle ilişkiliyken, diğer kısmı Iraklı siyasi aktörlerin Anayasa’nın tanıdığı tüm sürelerin aşılmasına rağmen hükümeti kurma ve cumhurbaşkanını seçme noktasına uzlaşıya varmakta başarısız olmalarıyla ilgili.
Bu gelişmelerin gölgesinde Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın 40 gün boyunca siyaset sahnesinden uzaklaşma kararı alması tüm siyasi grupları zor durumda bıraktı. Sadr’ın liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı şu sıralar Meclis Başkanı ve Sünni Egemenlik İttifakı lideri Muhammed el-Halbusi ile Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi yöneticilerinden Hakim ez-Zamili arasında büyüyen anlaşmazlıkla meşgul olurken, Cumhurbaşkanı seçim oturumuna milletvekillerinin üçte ikisinin katılması şartını engellediği için kamuoyunda ‘engelleyici üçte bir’ ismiyle anılmaya başlayan Şii Koordinasyon Çerçevesi anayasal sürelerin aşılmasından ve ortaya çıkan vakit kaybından sorumlu olmadığını vurguladı.
Sünni Egemenlik İttifakı yöneticileri ve diğer Sünni liderler, Halbusi ve ez-Zamili arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi için Sadr’a müdahale etme çağrısında bulunmalarına rağmen Sadr bu konuda sessizliğini koruması siyasetteki belirsizliğin artmasına neden oluyor. Halbusi ve Zamili arasındaki anlaşmazlığın temelinde yetki çatışması bulunuyor. Halbusi ‘Meclis Başkanlığı Heyeti’ ibaresini kaldırıp yerine ‘Başkan ve İki Yardımcısı’ ibaresinin kullanılarak yetkilerin Meclis Başkanı’nda yani kendisinde toplanması için adım atarken, Zamili bu adıma karşı çıkıyor. Sünni Araplar bu anlaşmazlığa Meclis Başkanlığı’nın Sünni kotasına ait olması yönüyle yaklaşıyor. Bu yaklaşıma göre meclis başkanının iki yardımcısı Kürt ve Şii temsilcilerden seçilse de Meclis Başkanlığı makamı bizzat Sünnilerin kotasına ait olması sebebiyle Meclis Başkanı’na ait yetkilerin ‘Meclis Başkanlığı Heyeti’ adı altında paylaştırılmasının doğru olmadığı ve bu yetkilerin sadece Meclis Başkanı yani Halbusi’ye ait olması gerektiği vurgulanıyor.
Sünni taraflar, Zamili’nin ‘Başkan ve İki Yardımcısı’ ibaresi yerine ‘Meclis Başkanlığı Heyeti’ ibaresinin kullanılmasında ısrar etmesinin Sadr Hareketi ile Sünniler arasında kurulan ittifakı tehdit ettiği hususunda Mukteda es-Sadr’ı uyarıyorlar. Ancak bu uyarılar karşısında Sadr henüz bir tepki göstermedi. Sızdırılan bilgiler, Sünni Egemenlik İttifakı’nın, Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin de bir parçası olduğu Vatanı Kurtarma İttifakı’ndan çıkabileceğine işaret ediyor. Egemenlik İttifakı’nın böyle bir adım atması Halbusi ve Barzani arasında da anlaşmazlığa yol açar. Zira iki taraf daha önce Erbil’de stratejik ittifak düzeyinde bir dizi anlaşmalar yapmıştı. Kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalara göre KDP’nin Halbusi ve Zamili arasındaki anlaşmazlıkla ilgili yaklaşımı şu şekilde: Eğer bu anlaşmazlık Vatanı Kurtarma İttifakı’nın dağılmasına yol açarsa bu durum tüm tarafları etkileyecek ve karşı tarafa yani Şii Koordinasyon Çerçevesi, KYB ve Sünni Azim Koalisyonu’na dengeyi Vatanı Kurtarma İttifakı’nın aleyhine çevirme fırsatı verecek. KDP bunun olmaması için Sadr’ın ‘siyasi itikafı’ sona erene kadar Halbusi ve Zamili arasındaki anlaşmazlığın kontrol altında tutulması için taraflara baskı uyguluyor.
Tüm taraflar, Sadr’ın ‘siyasi itikafının’ sona ermesinden önce veya sonrasında yaşanacakları beklerken, Irak Meclisi bir yasama kurumu olarak önünde halletmesi gereken görevlerden hiçbirinde ilerleme sağlayamadı.
Irak İstişare Merkezi Başkanı Ferhad Alaaddin, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmelerde şunları kaydetti:
“İlk meclis oturumunun üzerinden üç ay geçti ve henüz hiçbir şey yapılmadı. Seçilmiş Irak Meclisi üç kez cumhurbaşkanını seçmekte başarısız olmasıyla Anayasa’yı ihlal etti. Ayrıca sisteme aykırı bir yasayı (Olağanüstü Yardım Yasası tasarısına atıf yapıyor) geçirmeye çalışmak dışında hiçbir yasa çıkarmadı. Yasama tatili kapıya dayanırken hâlâ meclis komisyonlarının oluşumunu da tamamlayamadı. Bunun ekonomik maliyeti (yani bu süre içinde meclis üyelerinin aldığı maaşları kastederek) 57 milyar dinara (yaklaşık 50 milyon dolar) ulaştı.”



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.