Cezayir-Libya görüşmesinde sınır güvenliği konusu ele alındı

Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ve Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Cezayir’de gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ve Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Cezayir’de gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir-Libya görüşmesinde sınır güvenliği konusu ele alındı

Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ve Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Cezayir’de gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ve Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Cezayir’de gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, önceki gün Cezayir’de gerçekleştirilen toplantı sırasında Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’a Cezayir’in, Libya’daki siyasi krizi çözümü için ‘önemli bir adım’ olarak, adil ve şeffaf seçimler düzenlenmesi konusundaki istekli olduğunu bildirdi. Tebbun toplantı sırasında, tüm yabancı milislerin Libya’dan çıkması gerektiğini ayrıca Libyalıların ülke işlerini düzenleme ve yönetme çabalarından dış müdahalelerin uzak tutulması gerektiğini vurguladı.
Tebbun ve Menguş toplantısı hakkında bilgi sahibi kaynaklar, Cezayir’in Libya’da geçen yılın sonlarına doğru yapılması planlanan ancak ertelenen genel seçimlerin bu yıl sona ermeden önce yapılmasına yönelik istekli olduğunu iletti. Kaynaklara göre, Tebbun ayrıca Libya’da ve bölgenin tamamında istikrar sağlanması için, çatışan taraflar arasındaki siyasi anlaşmazlıkları sona erdirmenin önemini vurguladı. Cezayir’deki toplantılarda, sınır güvenliği ve sınırlardan silah ticareti tehlikesi, yasadışı göç dosyası ve Libya ile Cezayir’in Ukrayna’daki savaşa yönelik görüşleri de ele alındı. Toplantılara Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ve Cumhurbaşkanlığı Divanı Müdürü Abdülaziz Halef de katıldı.
Menguş yaptığı kısa açıklamada, Cezayir’e yaptığı bir günlük ziyaretin ‘adil ve yasal seçimlere ulaşmak için Ulusal Birlik Hükümetini destekleme kapsamında geldiğini’ söyledi. Cezayir Cumhurbaşkanı ile ilgili olarak “Bu çabalara destek verdiğini belirtti. Arap bölgesinin ve Mağrip’in istikrar kaynaklarından biri olarak kabul edilen, Libya’da istikrarın yanı sıra birçok yan konuda istişarelerde bulunduk. Aynı zamanda siyasi krizle nasıl sabırla başa çıkılacağına ve Cezayirli kardeşlerimiz ile nasıl çalışılacağına da değindik” açıklamasında bulundu.
Libya Dışişleri Bakanlığı’nın Facebook hesabında yapılan açıklamaya göre, toplantı sırasında Tebbun’un Menguş’a, ‘Cezayir’in, Ulusal Birlik Hükümeti’nin parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini mümkün olan en kısa sürede düzenlemeyi amaçlayan çabalarına yönelik koşulsuz desteğini’ dile getirdi.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, Dışişleri Bakanı Lamamra’nın Menguş ile iki ülke ve halkları arasında çeşitli alanlarda kardeşlik ilişkilerinin ve iş birliğinin güçlendirilmesinin yanı sıra Arap dünyasındaki son gelişmeler başta olmak üzere ortak menfaatleri ilgilendiren bir dizi bölgesel ve uluslararası sorunun ele alındığı belirtildi. Toplantı aynı zamanda, Libya sahnesindeki son gelişmeleri gözden geçirme fırsatı oluşturdu. Lamamra, Cezayir’in Libya halkının temsilcilerinin özgürce seçilmesini sağlamak üzere ulusal bir uzlaşma atmosferinde, adil ve şeffaf seçimlere hazırlanma çabaları konusunda Libyalı kardeşlere desteğini yineledi.
Lamamra, Mart ayında düzenlenen Doha Forumu vesilesiyle, Cezayir’in Libya’daki çatışmayı sona erdirmeye yönelik vizyonunu açıklayan bir bildiri sunmuştu. Söz konusu bildiride ‘Birleşmiş Milletler’in ülke ile ilgili önemli rolünü zayıflatabilecek tüm yollardan ve girişimlerden kaçınma ihtiyacı’ dile getirilmiş ve Cezayir’in ‘kardeş Libya halkının temel menfaatleri pahasına, bazı tarafların hayali bir bölgesel rol aramaya çalıştığı siyasi yollara’ karşı olduğunu da belirtmişti.
Cezayir yetkilileri yaptıkları açıklamalarla, ateşkes anlaşmasını koruma çabalarını iki katına çıkarılmasını, uluslararası ve yerel gözlemcilerin görevlendirmesi dahil olmak üzere tüm tarafları harekete geçirerek ateşkesin güçlendirilmesini ayrıca yabancı güçlerin, yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin ülkeden çekilmesini, Berlin Uluslararası Libya Konferansı’nın tavsiyelerine saygı duyulmasını ve yaklaşık 10-11 yıldır krizde olan Libya'ya yönelik silah tedariki yasağının uygulanmasını teşvik ediyor.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.