Suriye’nin kuzeybatısında Kovid-19 vakaları artıyor

Suriye’nin Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi’ne bağlı Kürt Kızılayı çalışmalarını sürdürüyor.  (Twitter)
Suriye’nin Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi’ne bağlı Kürt Kızılayı çalışmalarını sürdürüyor. (Twitter)
TT

Suriye’nin kuzeybatısında Kovid-19 vakaları artıyor

Suriye’nin Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi’ne bağlı Kürt Kızılayı çalışmalarını sürdürüyor.  (Twitter)
Suriye’nin Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi’ne bağlı Kürt Kızılayı çalışmalarını sürdürüyor. (Twitter)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Suriye’nin kuzeybatısında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının sayısında önemli bir artış olduğu konusunda uyarıda bulundu. Suriyeli silahlı grupların kontrolü altındaki bu bölgedeki sağlık ekipleri, şubat ayına kıyasla mart ayında yüzde 21 oranında artış kaydedildiğini duyurdu.  
Ancak WHO’nun resmi internet sitesinde önceki gün yayınlanan bir çizelgede ülke genelinde, şubat ayına kıyasla mart ayındakaydedilen vaka sayılarında önemli bir düşüşe tanık olunduğu görüldü.
Çizelgede Suriye şehirlerine göre yeni enfeksiyon sayılarının dağılımı da yer alıyordu. Hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde yüzde 66 azalma kaydedilirken Fırat’ın doğusunda sivil idarenin ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelerde yeni vaka sayısı yüzde 82 oranda azaldı. Suriye’nin kuzeybatısında yer alan Halep, İdlib ve Hama şehirlerindeki vaka sayılarında ise artış yaşandı.
WHO’nun çizelgesinde mart ayında salgın nedeniyle 93 ölüm kayda geçtiği görüldü. Ölümlerin yüzde 61’i hükümet güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde gerçekleşti. Yüzde 27’si Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalefet bölgelerde kaydedilirken yüzde 13’ü de kuzeydoğu bölgelerinde meydana geldi.
WHO, mart ayı boyunca Suriye’de uygulanan aşı sayısının yaklaşık 176 bine ulaştığını ve 118 bin kişinin ilk dozunu aldığını belirtti. Aynı zamanda mevcut aşı miktarının yanı sıra önümüzdeki birkaç hafta içinde gelecek bir milyondan fazla AstraZeneca aşısı ile nüfusun yüzde 43’ünün aşılanması için yeterli olacağı belirtildi.
Erken Uyarı Ağı ve Suriye muhalefetine bağlı Suriye Geçici Hükümeti, resmi internet sitesinde yayınlanan bir çizelgede, kuzeybatı Suriye’de 21 yeni vakanın kaydedildiğini ve daha önce tespit edilen vakalardan 118’inin sağlığına kavuştuğunu gösterildi. Ayrıca İdlib’te ve Halep kırsalında Kovid-19 enfeksiyonu şüphesiyle 248 test yapıldı. Bölgede  toplamda 2 bin 420 ölüm ve 97 bin 758 iyileşen kayda geçti.
Başkent Şam’da hükümete bağlı Sağlık bakanlığı dün yaptığı açıklamada, vaka sayısında önemli bir düşüş olduğunu bildirdi. Vaka sayılarındaki düşüşün Kovid-19 aşılarının etkinliğini gösterdiği vurulandı. Sağlık Bakanlığı’nın Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Müdürü Razan el-Tarabişi hükümetin resmi internet sitesinde yayınlanan basın açıklamasında şunları söyledi:
“Hastanelere yatış azaldı. Hastaneye yatırılan kişiler arasında Kovid-19’a karşı aşı olmuş herhangi birinin olmaması aşıların etkili olduğu gösterdi.”
Tarabişi ayrıca herkese aşı olması çağrısında bulunarak Sağlık Bakanlığı’nın sağlık ocağı bulunmayan köy ve bölgelerde 967’den fazla merkez kurduğunu ve 200’den fazla gezici ekiple koronavirüs aşısının sağlanması için görevlendirildiğini belirtti.
Suriye hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı Medya Ofisi, 5 yeni vakanın kaydedildiğini ve daha önce kaydedilen 19 vakanın sağlığına kavuştuğunu bildirdi. Böylece Suriye hükümetinin kontrolü altındaki bölgelerde vaka sayısının 795 aktif ve 51 bin 783 sağlığına kavuşanın yanı sıra 3 bin 145 ölüm  de dahil olmak üzere 55 bin 723’e ulaştığını açıkladı. Medya Ofisi ayrıca hükümet bölgelerinde sadece yaklaşık bir milyon kişinin aşı olduğunu ve bu sayının hükümet bölgelerinde yaşayan Suriye nüfusunun yalnızca 6’sına denk geldiğini belirtti.
Suriye Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi’ne bağlı Sağlık Kurulu, kontrol altındaki bölgelerde bir haftadır herhangi bir Kovid-19 vakası kaydedilmediğini duyurdu. Sağlık Kurulu’na göre son vaka 2 Nisan’da kaydedildi. Kurumun Facebook’taki resmi sayfasında yayınlanan istatistiklere göre Fırat’ın doğusundaki bölgelerde toplam kaydedilen vaka sayısı 38 bin 560’a ulaştı. 2 bin 565 kişi iyileşirken bin 570 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Sağlık Kurulu Başkanı Dr. Civan Mustafa, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte devlet hastanelerinde ve Kovid-19 merkezlerindeki tıbbi hizmet eksikliğine dikkat çekti. Komşu ülkelerde Omikron ve diğer varyantların yayıldığını belirterek bunun yeni bir koronavirüs dalgasının yayılma olasılığını artırdığını vurguladı. Yetkili henüz herhangi bir Omikron vakası kaydedilmediğini belirttiği açıklamasında sterilizasyon ekiplerinin yeni vakalara karşı hazırlıklı olmak için tedbirlerini en üst düzeye çıkarmaya çalıştığını kaydetti. Hastanelerin karşılaştığı zorlukların büyük olduğunu ve oksijen ünitesi temin sıkıntısı olduğu bilgisini verdi.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.