Tunus Meclisi: Ülke eşi benzeri görülmemiş bir kriz yaşıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Tunus Meclisi: Ülke eşi benzeri görülmemiş bir kriz yaşıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tunus Meclisi Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Kays Said'in Temsilciler Meclisi'ni fethetme kararını reddederek ülkenin 'eşi benzeri görülmemiş bir kriz' yaşadığını belirtti.
Tunus Meclis Başkanlığı, 9 Nisan Şehitler Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, fesih kararının ülkedeki etkileri konusunda uyarıda bulundu.
Açıklamada, "Tunusluların uğruna hayatlarını feda ettikleri Meclis'in feshedilmesini katiyen reddediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Said'in aldığı kararın anayasaya aykırı olduğu belirtilen açıklamada, meclisin feshedilmesinin ülkede siyasi, ekonomik ve sosyal durumu kötüleştireceği uyarısı yapıldı.
Açıklamada, Tunus'un devrimden bu yana demokratik ülkeler sınıfına girdiği ve ülkedeki gelişmelerin uluslararası alanda dışlanmaya neden olacağı belirtildi.
Meclisin "halkın iradesinin hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığına uygun tecelli ederek uyum içerisinde ülkenin gelişmesi için çalışması" çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, "Ülke; halkın temsilcilerinin yargılandığı, örgütlenme ve fikir özgürlüğünün kısıtlandığı tüm yetkileri ele geçiren bir diktatörlük rejiminin güçlendirildiği eşi benzeri görüşmemiş bir kriz yaşıyor" ifadeleri kaydedildi.

Meclisin feshedilme süreci ve milletvekillerine açılan soruşturmalar
Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz 2021'de Temsilciler Meclisi'nin çalışmalarını askıya almasına karşı çıkan milletvekilleri 30 Mart'ta çevrim içi oturum düzenlemişti.
Meclis'teki 217 milletvekilinden 121'inin katıldığı oturumda, Said'in 25 Temmuz olağanüstü kararlarının iptali için sunulan yasa tasarısı onaylanmıştı.
Düzenlenen çevrim içi oturumu "yasa dışı" olarak nitelendiren ve milletvekillerini başarısız bir 'darbe girişiminde' bulunmakla suçlayan Cumhurbaşkanı Said ise aynı gün 'Meclisi feshettiğini' duyurmuştu.
Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi ise Meclis'in feshedilmesi kararını reddettiğini bildirmişti.
Bu gelişmenin ardından 1 Nisan'da Gannuşi ve beraberindeki milletvekilleri Terörle Mücadele Şubesinde ifade vermiş ve 5 Nisan'da Cumhuriyet Savcılığına ifade vermek üzere serbest bırakılmışlardı.



Washington ve Tahran müzakereleri tehlikede

İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
TT

Washington ve Tahran müzakereleri tehlikede

İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)

Washington ve Tahran arasında zaten durmuş olan müzakereler, İranlıların uranyum zenginleştirmede ısrar etmesi ve Beyaz Saray'da İran'ı vurma konusunda bölünme işaretleri görülmesi nedeniyle tehlikeye girmiş durumda.

Tahran zenginleştirme “hakkını” savunurken, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ülkesinin “nükleer yakıt döngüsünün tamamına sahip olmak için her türlü hakka sahip olduğunu” söyledi.

Lider Ali Hamaney'in danışmanı Ali Laricani ise “İran'ın pozisyonunun net olduğunu, nükleer silah peşinde olmadığını” vurguladı.

Washington Post gazetesi, Başkan Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile İran'a yönelik askeri müdahale konusunda anlaştığını açıklamasının ardından Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'u görevden aldığını yazdı.