Cezayir makamları, 2019 sonunda düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirilmesine karşı çıkan ve başta ordu olmak üzere devlet kurumlarını sosyal medyada ve yabancı televizyonlarda sert bir şekilde eleştiren yurtdışındaki aktivistler için ‘uzlaşma’nın ikinci aşaması gibi olan bir çalışma başlattı. Benzer bir çalışma 16 yıl önce de yapılmıştı.
Siyasi boyutları olan bu yasa hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, içerisindeki düzenlemelerin, yurtdışındaki muhaliflerin ülkeyi ziyaret edebilmek için, ‘devlet organlarına saldırmayı’ alenen durduracaklarını açıklamaları gerektirdiğini vurguladı.
Yetkililer son aylarda, havalimanına gelir gelmez muhalifleri tutukluyordu. Bu kişiler arasında, terörist bir grup olarak sınıflandırılan İslami Reşad Hareketi ile ilişkili olarak terörle itham edilen, Kanada’da ikamet eden aktivist Lazhar Zouaimia da yer alıyordu. Zouaimia hakkında suç duyurusunda bulunulmasından kısa bir süre sonra serbest bırakıldı, ancak yargıdaki süreç devam etti. Zouaimia, Cezayirliler tarafından ülke hükümetine karşı düzenlenen Montreal gösterilerine katılmasıyla tanınmıştı.
Yetkililer bu düzenlemeleri resmi olarak açıklamadı. 2006’daki ‘Barış ve Uzlaşma Yasası’nda olduğu gibi, muhalif kişiler hakkında yasal işlemlere son verilip verilmeyeceği de bilinmiyor. Bu durumu ilk ortaya çıkaran, sosyal medyada hükümet karşıtı videolar yayınlamasıyla ünlenen, Fransa’daki bir muhalefet aktivisti Sofia Benlemmane oldu.
Devlet televizyonu, Fransa’nın güneydoğusundaki Lyon şehrinde bulunan Cezayir Konsolosluğu’nda son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göçmenlerin oylarını kullanmasını engellediği zaman Benlemmane’i şiddetle kınamıştı.
Benlemmane geçen ayın sonlarına doğru, Katar’daki Dünya Kupası elemeleri kapsamında Cezayir ile Kamerun arasındaki futbol maçı için Fransa’dan geldiğinde, kim olduklarını söylemeksizin, Cezayir’deki bazı kişilerin, ‘aldatıcı’ kişilerin tutuklanmadan ülkeye girmesi için kapıların açıldığını haber verdiğini ve kendisinin de bu ‘aldatıcı’ kişilerden biri olduğunu söyledi.
Benlemmane ‘seçimi engellemek için konsolosluğu bastığında tutuklanmayı hak ettiğini’ belirtti. Ayrıca, uluslararası tutuklama emrine tabi olan Reşad Hareketi kurucusu olan İngiltere’deki muhalif mülteci Larbi Zitout ve Fransa’da yaşayan ‘Amir DZ’ olarak bilinen blog yazarı Amir Boukhars’ın yanı sıra Paris’te ikamet eden eski istihbarat görevlisi Hicham Aboud’a atıfta bulunarak, bugünden itibaren görevinin ‘Cezayir’e karşı komploları ortaya çıkarmak olduğunu’ da dile getirdi.
Gözlemciler, Cezayir’de yasaklanan bu örgüte mensup bazı aktivistlerin yakın zamanda Avrupa’dan Cezayir’e sınır dışı edilmesinin, yurtdışındaki bazı muhaliflerin başlarına aynı şeyin gelmesi korkusuyla muhalif faaliyetlerine son vermek için bir teşvik olabileceğini söylüyorlar.
İspanya Ağustos ayında, Muhammed Abdullah’ı Reşad Hareketi ile olan bağlantısı nedeniyle Cezayir makamlarına teslim etmişti. Cezayir yargısı geçen ay Abdullah’ı 5 yıl hapis cezasına mahkum etti ve hakkındaki 10 dava hala devam ediyor. Madrid daha sonra, aynı nedenle Muhammed bin Halime’yi de teslim etti.
Cezayir polisi tarafından yayınlanan açıklamalara göre, Muhammed bin Halime, Zitout’un onu ‘manipüle ettiğini söyledi ve 2019’da Cezayir’den kaçışından ve yurtdışındaki muhalefete katılmasından onu sorumlu tuttu. Geçen yılın Haziran ayından bu yana hükümet, ceza kanununda, İslami Reşad Hareketi ve El-Kabail (Kabileler) Bağımsızlık Hareketi (MAK) ile doğrudan veya dolaylı bağlantısı olan herkese suçlama izni veren bir değişiklik yaptı.
Merhum Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, 20 yıllık iktidarı boyunca, yurtiçinde ve yurtdışında aşırılık yanlıları ve İslamcı muhalifleri için iki siyasi tasarı yayınladı. İlki, Kurtuluş Ordusu’nun 6 bin üyesinin silahlarını bırakmasını sağlayan 1999’daki Medeni Uyum Yasası, ikincisi ise 7 yıl sonra 2006’da yayınlanan ve temel olarak Selefi Vaaz ve Savaş Grubu’na yönelik yasaydı.
Yasa içeriği, sivillere ve askeri personellere yönelik katliam veya bombalama eylemlerine dahil olmama şartına bağlıydı. Aynı zamanda, haklarında çeşitli yargı kararları verilen yurt dışındaki tüm İslamcı tutuklu ve sürgünlerin, şiddet eylemlerinde bulunmamak kaydıyla affedilmesine karar verildi. Yasa, devletin maddi tazminat verdiği, ‘zorla kaybetme’ mağdurlarının ailelerini de içeriyordu.
Cezayir, yurtdışındaki muhalifler için ‘uzlaşma’ çalışmaları başlattı
Cezayir, yurtdışındaki muhalifler için ‘uzlaşma’ çalışmaları başlattı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة