Tunus'ta parlamento seçimlerinde kullanılacak oylama sistemi tartışma yarattı

Tunus'ta parlamento seçimlerinde kullanılacak oylama sistemi tartışma yarattı
TT

Tunus'ta parlamento seçimlerinde kullanılacak oylama sistemi tartışma yarattı

Tunus'ta parlamento seçimlerinde kullanılacak oylama sistemi tartışma yarattı

Tunus’ta çok sayıda siyasi parti ve sivil organizasyon, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 17 Aralık'ta yapılması planlanan parlamento seçimlerinde kullanılacağını söylediği şahısların oylandığı sistemle ilgili korkularını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Said, bu sistemi kabul etme sebebi olarak Meclis’e giriş için rüşvet ve aile nüfuzunun kullanılabileceğine dair endişelerini ve güçlü seçim kampanyalarıyla rekabet edemeyen bağımsızların Meclis dışında kalmalarının yanı sıra kadın ve erkek adaylar arasındaki eşitsizliğin engellenmesini gerekçe gösterdi.
Nahda Hareketi Sözcüsü İmad el-Hamiri, partisinin, lobilerin, paranın ve yolsuzluğun seçim sürecini kontrol etmelerine izin vereceği gerekçesiyle bu sisteme karşı olduğunu açıkladı. Hamiri, seçim sistemi ve siyasi sistemle ilgili tüm meselelerin kapsamlı ulusal diyalog oturumlarına dahil edilmesi çağrısında bulundu.
Tunus Ulusal Kadın Birliği Başkanı Raziye el-Cerbi ise “Daha önce seçim listelerinde yapılan oylamalarda milletvekillerinin seçilmelerinin yerine parlamentoya sızmalarıyla sonuçlanmıştı” ifadelerini kullandı. Cerbi, Tunuslu kadınlar için bir kazanç olan eşitlik ilkesinin korunması şartıyla, şahıslara oy verilmesi sistemine desteğini teyit etti.
Cumhurbaşkanı Said'in ve ‘25 Temmuz Hareketi'nin destekçileri, şahıslara oy verilen sistemi desteklerken hiçbir yetkinliği olmayan kişilerin Meclis’e girmelerini engellemenin en iyi yolunun bu olduğunu vurguluyor. Geçmişte bazı milletvekillerinin bizzat kendilerine değil, bulundukları seçim listelerine oy verildiği için Meclis’e girdiklerine dikkat çeken destekçiler, halkın isimlerini ve neler yaptıklarını bildikleri kişileri seçmesi ve Tunusluların beklentilerini yerine getirebilecek kişilere oy vermesinin önemini vurguladılar. Bu sisteme karşı çıkanlar ise sistemin, ‘aşiret mantığını yeniden hortlatıp Tunusluların geçtiğimiz yıllarda sona erdirmeyi başardığı eski çatışmaları canlandırabileceğini’ düşünüyorlar.
Cumhurbaşkanı Said, 6 Nisan’da yaptığı açıklamada, önümüzdeki Aralık ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinde oylamanın, ulusal istişarenin sonuçları çerçevesinde listeler üzerinden değil, şahıslar üzerinden olacağını duyurdu.
Öte yandan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Tunus Cumhurbaşkanı tarafından feshedilen parlamentodaki 20'den fazla milletvekili hakkında soruşturma başlatılmasını eleştirdi. Soruşturmaların siyasi olduğunu öne süren UAÖ, bu adımı ‘Tunuslu yetkililerin son derece rahatsız edici baskıcı hareketlerinin sonuncusu’ olarak niteledi. UAÖ, bu soruşturmaların derhal durdurulması gerektiğini savundu.
UAÖ Ortadoğu ve Kuzey Afrika Şubesi Direktörü tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Tunuslu yetkililer, milletvekillerine yönelik siyasi zulme bir son vermeliler. Onların ifade özgürlüklerine, barışçıl olarak toplanma, dernekler kurma veya bu derneklere üye olma haklarına saygı duymalı, ülkenin uluslararası insan haklarına yönelik yükümlülükleri çerçevesinde bu hakları korumalı, teşvik etmeli ve yerine getirmelidir. Sivil ve siyasi hakların ellerinden alınması durdurulmalı.”
 Avrupa Parlamentosu'nun Tunus'taki anayasal kurumlara saygı gösterilmesi ve bu kurumların yeniden kurulması çağrısında bulunmasının ve önümüzdeki hafta Tunus'u bir heyetin ziyaret etmesinin planlandığının duyurulmasının ertesi günü yapılan bu açıklama, Tunuslu yetkililer üzerinde ek bir baskı oluşturuyor.
Diğer taraftan Hama Hammami liderliğindeki sol eğilimli İşçi Partisi’nden 65 partili istifa etti. Ancak parti yönetimi, istifa edenlerin üçte ikisinin, yani 65 kişiden 43'ünün istifasını geri çektiğini açıkladı. Parti yönetimi tarafından yapılan açıklamada, istifa edenlerin parti üyesi olmadıkları, çoğunluğunu yeni katılanların oluşturduğu geri kalanlarının ise yıllardır partiden kopuk olan kişiler oldukları, bir kısmının da parti ile yasal bir örgütsel bağı olmayan  gençlerin olduğu belirtildi. İstifa edenlerin sadece birkaçının partinin aktif üyesi olduğu belirtilen açıklamada, bu kişilerin de Merkez Komitesi’nin eski bir üyesi olan Vail Nevvar'ı takip ettikleri kaydedildi.
Açıklamada ayrıca Merkez Komitesi’nin Vail Nevvar’ın partiyi içeriden sabote etmeye çalıştığına dair bir takım şüpheli uygulamalarda ve faaliyetlerde bulunduğu ve bazı taraflarla ilişkileri olduğu konusunda uyarıldığı, bu nedenle Nevvar’ın partiden ihraç edilmesi kararı aldığı belirtildi. Buna karşın Vail Nevvar, partiden ihraç edilmesi kararının, partinin yönetimini elinde tutanların, partinin yönelim ve ilkelerinden sapmalarına karşı verdiği mücadelenin ardından geldiğini söyledi.



Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, dün yaptığı açıklamada hükümetin HDK ile ordu arasında yaşanan ‘yıkıcı savaşı sona erdirmeyi amaçlayan tüm yapıcı çabalara açık’ olduğunu söyledi.

Reuters'ın haberine göre Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Joe Biden'ın çatışan taraflara müzakerelere yeniden başlamaları için yaptığı çağrıya verdiği yanıtta “Halkımızın acılarını hafifletecek ve Sudan'ı güvenlik, istikrar, hukukun üstünlüğü ve demokratik güç devri yoluna sokacak barışçıl bir çözüm aramak için tüm uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Başkan Biden dün çatışan tarafları, 2023 nisanından bu yana devam eden ve on binlerce insanın ölümüne ve ülkenin kıtlığın eşiğine gelmesine neden olan savaşı sona erdirmek üzere müzakerelere yeniden başlamaya çağırdı. Biden, Sudan’ın batısındaki Darfur’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmaların yeniden başlamasından günler sonra yaptığı açıklamada, “Sudanlıların çektiği acıların sorumluluğunu taşıyan çatışan tarafları (Sudan ordusu ve HDK) güçlerini geri çekmeye, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaya ve bu savaşı sona erdirmek için müzakerelere yeniden katılmaya çağırıyorum” dedi.

Cumartesi günü, HDK'nın ülkenin güneybatısındaki el-Faşir’in kontrolünü ele geçirmek için saldırı başlatmasıyla şehirde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

El-Faşir, geçtiğimiz mayıs ayından bu yana kuşatma altına almış olmasına rağmen HDK’nın ele geçiremediği Darfur eyaletinin beş şehrinden sadece biri.

Biden yaptığı açıklamada kuşatmanın son zamanlarda ‘yoğunlaştırılmış bir saldırıya’ dönüşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Biden, savaşın başlamasından bu yana sivillere yönelik zulümlere atıfta bulundu.

Darfur Valisi Minni Minawi, geçtiğimiz hafta ordunun HDK tarafından el-Faşir'e yapılan ‘büyük bir saldırıyı’ püskürttüğünü ve HDK'nın ilerleyerek kentteki askeri mevzileri ele geçirdiğini açıkladı. Sudan, geçtiğimiz yıl nisan ayından bu yana Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK arasında devam eden bir savaşa sahne oluyor.

ABD Başkanı, salı günü yaptığı açıklamada, Sudan’daki savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizlerinden birini’ yarattığı uyarısında bulunarak yaklaşık ‘10 milyon insanın’ yerinden edildiğini söyledi.

ABD, 14 Ağustos'ta Sudan’a insani yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılması ve ateşkesin sağlanması için İsviçre'de müzakereler başlattı.

Müzakereler, başladıktan yaklaşık on gün sonra ateşkes konusunda bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak çatışan taraflar iki önemli koridor üzerinden güvenli ve hiçbir engelleme olmadan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamayı taahhüt etti.

ABD'nin Sudanlı sivillere iki yıl içinde toplam 1,6 milyar dolarlık yardımda bulunduğunu hatırlatan Biden, “Açıkça söylemeliyim ki ABD, özgürlük, barış ve adaleti hak eden Sudan halkına olan bağlılığından vazgeçmeyecek. Çatışmanın tüm taraflarına şiddete son vermeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, her iki tarafın da Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımların herhangi bir engelleme olmadan ulaştırılmasına derhal izin vermesi gerektiğinin altını çizdi.