Yeni bir dönem için Yemen müzakereleri...

Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı Tümgeneral İdris ez-Zübeydi, Savunma Bakanı öncülüğündeki Bakanlık heyeti ile yaptığı görüşmede (SABA)
Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı Tümgeneral İdris ez-Zübeydi, Savunma Bakanı öncülüğündeki Bakanlık heyeti ile yaptığı görüşmede (SABA)
TT

Yeni bir dönem için Yemen müzakereleri...

Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı Tümgeneral İdris ez-Zübeydi, Savunma Bakanı öncülüğündeki Bakanlık heyeti ile yaptığı görüşmede (SABA)
Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı Tümgeneral İdris ez-Zübeydi, Savunma Bakanı öncülüğündeki Bakanlık heyeti ile yaptığı görüşmede (SABA)

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin (KİK) ev sahipliğinde yapılan ve yetki devriyle sona eren istişarelerin sonuçlanmasından bu yana, siyasi ve aşiret bileşenlerinin temsilcilerinin, birliği vurgulamak ve ortak zorluklarla yüzleşmek üzere Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin bir dizi lideriyle yaptıkları müzakerelere tanık oluyor.
Yemenli politikacılar, Yemen’deki Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad Muhammed el-Uleymi'nin ilk açıklamasında bahsettiği Barış ve Güç Konseyi kavramını geliştirmek için bu toplantıların gerekli olduğuna inanıyor.
Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkan Yardımcısı Tarık Salih, çeşitli zorluklar karşısında safları sıklaştırma, yan yana durma ve devlet kurumları ve birliğin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Salih, Hudeyde Valisi Dr. Hasan et Tahir, birkaç Temsilciler Meclisi ve Şura Konseyi üyesi ve Yemen müzakerelerine katılan bazı yerel yöneticiler ile yaptığı görüşmede, Konsey'in kurulduğu hedeflere ulaşma çabalarını desteklemek için halkın tüm güçlerinin çabalarını birleştirmenin öneminin altını çizdi.
Aynı bağlamda Tarık Salih, Savunma Bakanı Korgeneral Muhammed Ali el-Makdişi tarafından temsil edilen Savunma Bakanlığı heyeti ile bir araya geldi.
Resmi kaynakların aktardığına göre Tarık Salih görüşmenin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Silahlı kuvvetlerin tüm birimleri, Husilerin ateşkes ihlallerine karşı savaşmaya hazır olmalı ve savaş, taktik ve moral düzeyindeki hazırlıklarını artırmalı. Milislerin sahada herhangi bir ilerleme kaydetmelerini engellemek önemli.”
Saba haber ajansının aktardığına göre, Savunma Bakanlığı heyeti, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin oluşumu vesilesiyle Tuğgeneral Tarık Salih'e tebriklerini iletti.
Savunma Bakanlığı liderlik heyeti Ramazan ayının başında ilan edilen ateşkeste Husi darbe milislerinin sürekli ihlalleri ışığında askeri durumdaki son gelişmeleri gözden geçirerek, Başkanlık Konseyi'nin direktiflerine bağlılığını ve kendisine verilen ulusal görevleri yerine getirmesinin gereğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkan Yardımcısı Tümgeneral İdris ez-Zübeydi, Savunma ve İçişleri Bakanları ile bir araya geldi. Söz konusu Bakanlar Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin kurulması vesilesiyle Zübeydi’yi tebrik ettiler ve konseyin direktiflerine ve kendilerine emanet edilen ulusal görevlerin yerine getirilmesine bağlılıklarını teyit ettiler.
Diğer yandan, Yemen Meclis Başkanı Şeyh Sultan el-Burkani, Savunma Bakanı Korgeneral Muhammed Ali el-Makdişi ile yaptığı görüşmede, askeri gelişmeler, muharebe operasyonları alanı ve ateşkes anlaşmasının uygulanmasının ilerleyişi hakkında bilgi aldı.
Temsilciler Meclisi Başkanı, Yemen'in güvenliği ve istikrarı için tüm siyasi, sosyal ve sivil bileşenlere seslenerek daha fazla uyum çağrısında bulundu. Burkani, Suudi Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonunun, ülkelerine, Yemen'i ve kimliğini korumak için verdikleri destekten dolayı teşekkür ve takdirlerini ifade etti.
Yemen halkının tarihindeki bu kritik aşamada silahlı güçlerin ve güvenlik güçlerinin omuzlarına yüklenen sorumluluğa işaret eden Burkani, “Yemen bayrağının ülkenin her yerinde dalgalanabilmesi, Yemen halkının hak ve özgürlüklerine kavuşabilmesi, daha fazla saha zaferi elde edilmesi, anayasal meşruiyetin geri kazanılması ve Yemen halkının acılarının hafifletilmesi için kardeş ve dostların desteğinden yararlanmak önemli” diye konuştu.
Yemenli yazar ve siyasetçi Lütfi Numan, Yemenli taraflar arasında devam eden görüşmeler hakkında Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda şunları söyledi: “Karamsarlık çölünde ve savaş meydanlarında uzun zaman geçirdikten sonra iyimserlik istasyonlarına gitmemize engel hiçbir şey yok. Amaç ve saf birliğine dayanan ve çatışma, farklılık ve eşitsizlik aşamasından kaynaklanan eski alerjilerin bir kısmını ortadan kaldıran bu tür toplantıların yapılması gerekli hale geliyor. Daha önce de söylediğimiz gibi Yemenliler birbiri ile kaynaşıyor ve hiçbir şey olmamış gibi görüşüyor. Uzun ayrılığın ardından müzakerelerin belki de en önemli nedeni, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Uleymi'nin ilk açıklamasında değindiği; ulusal birlik temelinde ideolojik ve politik olarak farklı olanın yakınsaması ve somutlaşmayan Barış ve Güç Konseyi konseptini geliştirme ve bugünü tasfiye ettikten sonra geleceği inşa etmek üzere geçmişin farklılıklarının aşılması hevesi.”



İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti

İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
TT

İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti

İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)

İsrail'in başlangıçta Hizbullah'ın askeri mevzilerini hedef alan Lübnan savaşını kapsamlı bir şekilde genişletmesinin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçtikten sonra sahne değişti. İsrail, Hizbullah liderlerine suikast düzenledikten ve füze cephaneliğinin yüzde 80'inden fazlasını imha ettiğini açıkladıktan sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) birkaç gün önce 37 köyün tamamen yok edildiğini, sokaklarının çoğunun ortadan kaldırıldığını ve Nakura'dan el-Hıyam'ın dış mahallelerine kadar uzanan üç kilometre derinliğindeki bir alanda 40 binden fazla konutun tahrip edildiğini bildirdi. Yıkım güneydeki ve Baalbek'teki arkeolojik alanları da etkiledi. Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert birkaç gün önce X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, savaşın arkeolojik alanlar için yarattığı tehlike konusunda şu uyarıda bulundu: “Tarihle yoğrulmuş antik Fenike kentleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”

Bu bağlamda NNA dün (cumartesi), ‘İsrail savaş uçaklarının Nebatiye kentindeki tarihi evlerden ikisini yıktığını, kentteki pazar yerini yok ettiğini ve Sur kentindeki antik Roma kalıntılarının yakınındaki yerleri hedef aldığını’ bildirdi. Bombardıman, Baalbek Kalesi yakınlarında bulunan el-Menşiye ve önemli ölçüde hasar gören ünlü Palmyra Oteli'ni de içeren Baalbek Kalesi çevresine ulaştı.

Hizbullah'ın Beyrut'taki kalesi olan Dahiye'de, çoğu alanda büyük yıkım olduğu görülürken, yıkılan binaların tam sayısı konusunda rakamlar halen çelişkili. Ancak yıkılan yerleşim birimlerinin sayısının binlerce olduğu tahmin ediliyor. Dahiye, başta Genel Sekreter Hasan Nasrallah olmak üzere Hizbullah liderlerine, Rıdvan Gücü komutanlarına ve İsrail'in silah deposu olduğunu söylediği yerlere olmak üzere büyük askeri operasyonlara sahne oldu. Beyrut'un güney banliyöleri dün gece, İsrail savaş uçaklarının Hadath, Burc el-Baracne, Haret Hreik, Camus mahallesi ve Hadath'taki Lübnan Üniversitesi binasının çevresine düzenlediği 14 saldırıyla şiddetli bir gece yaşadı.

Geçtiğimiz ayın ortalarında İsrail eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah'ın orta menzilli füze cephaneliğinin sadece yüzde 30'unun kaldığını söylemiş, İsrail de Hizbullah'ın çeşitli bölgelerdeki merkezlerini ve depolarını hedef aldığını açıklamıştı.

xatrgh
Bekaa Vadisi'ndeki Baalbek Kalesi yakınlarında bulunan el-Menşiye’de meydana gelen hasar (EPA)

Bu politika ışığında Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Dr. Hişam Cabir, İsrail'in kara savaşında başarısız olmasının ardından şimdi hedeflerini, özellikle Hizbullah'ın çevresinde, nüfusun geri dönüşünü önlemek ya da geciktirmek için yıkım ve yerinden etme üzerine odakladığını düşünüyor.

Öte yandan askeri uzman emekli Tuğgeneral Halid Hamade, İsrail'in hedeflerinin sona erdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, çünkü Tel Aviv'in bugün yaptığı her şeyin daha önce açıkladığı ana hedefe, yani Hizbullah'ın her düzeydeki kabiliyetlerini yok etmeye yönelik olduğunu belirtti.

Hamade, “İsrail'in bugüne kadar askeri olarak elde ettiği başarılar, komuta ve kontrol sisteminin yok edilmesi, liderlerin öldürülmesi, mühimmat rezervlerinin ve depolarının büyük bir kısmının ve ileri karakol köylerindeki altyapının büyük bölümünün imha edilmesidir. Şehirlerin hedef alınması ve tahrip edilmesine gelince, bunlar büyük yerleşim ve ticaret merkezlerinin tahrip edilmesi, Sur, Nebatiye, Bint Cubeyl ve Baalbek gibi Hizbullah’ı kucaklayan çevrenin ekonomisinde rol oynayan şehirlerin tahrip edilmesi yoluyla Hizbullah'ın ekonomisinin vurulmasının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

Hamade, İsrail Başbakanı’nın İran'ın silahlarına giden oksijeni kesmek ve İran'ı Hizbullah'a bağlayan lojistik arteri ele almak için çalışma konusunda söylediklerini hatırlattı. Hamade ayrıca, İsrail'in hedefinin Lübnan sahasıyla sınırlı olmadığını ve bu nedenle siyasi müzakerelerin sonucuna bağlı olarak gerilimin önümüzdeki aşamada genişleyebileceğini vurguladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Cabir ise İsrail ordusunun 2006 tarzı bir kara harekâtı gerçekleştiremediğini, çünkü bunun kendileri için çok maliyetli olacağını söyledi. Cabir, “Bu nedenle İsrail, beş sınır noktasından saldırıya geçerek ucuz bir imha politikası benimsedi ve esas olarak Hizbullah'ın çevresi için hesaplanmış bölgeleri hedef aldı” dedi.

Cabir, İsrail'in sınır bölgelerindeki insanları yok etmek ve yerlerinden etmekteki temel amacının insandan ve taştan arındırılmış iki kilometrelik bir bölge yaratmak olduğunu söyledi. Cabir ayrıca, İsraillilerin ‘Hizbullah tarafından ateşlenen tanksavar füzelerini ve 7 Ekim saldırısına benzer bir saldırı gerçekleştireceğini söyledikleri Rıdvan Gücü tehdidini ortadan kaldırmak için bölgeyi işgal etmeden ateşle kontrol ettiklerine inandıklarını ve bunun İsrail'in elinde müzakerelerde pazarlık yapabileceği güçlü bir kart olduğunu’ belirtti.

Cabir'e göre İsrail'in temel amacı, sınırdan uzakta bulunan ve sistematik yıkıma maruz kalan Dahiye'de de Hizbullah'ın çevresini yerinden ederek, binaları ve evleri yıkarak baskı kurmak ve böylece bölge sakinlerinin geri dönüşünü engellemek ya da geciktirmek.

 cvfbg
İsrail'in ağır bombardımanının ardından Lübnan'ın güneyindeki Sur kentinde meydana gelen yıkımdan (AFP)

Cabir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD'nin seçilmiş başkanının göreve başlamasını beklerken geçiş döneminden yararlanarak önümüzdeki haftalarda bu politikayı sürdüreceğine ve ek kazanımlar elde etmeye çalışacağına inanıyor.

Önümüzdeki günlerin neler göstereceğini beklerken ikinci bir olası senaryodan bahseden Cabir, mevcut ABD yönetiminin Joe Biden'ın görev süresi bitmeden savaşı sonlandırmak için çaba sarf etmesi ve yaklaşan seçimlerde kendilerine olumsuz yansıyacak bu kartı kazanmaya çalışması ihtimalinden söz etti.