Ortadoğu tatlıları Ramazana lezzet katıyor

Künefe - Lezzetli doğu tatlıları - Şöbiyet
Künefe - Lezzetli doğu tatlıları - Şöbiyet
TT

Ortadoğu tatlıları Ramazana lezzet katıyor

Künefe - Lezzetli doğu tatlıları - Şöbiyet
Künefe - Lezzetli doğu tatlıları - Şöbiyet

Arap şefler, Ramazan ayında artan talebe ayak uydurarak, ramazan tatlılarını ve her çeşit oryantal tatlıyı sunmak üzere kolları sıvadılar.
Yaratıcılıkla birlikte, artık bu tatlıların pek çok çeşidinin üretiminde besin değerlerine ve daha düşük kalorili olmalarına dikkat ediliyor. Aynı zamanda bu tatlıları daha ilginç hale getirmek için uluslararası mutfaklardan birçok ekleme yapılıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne bağlı Şarika Emirliği’ndeki Radisson Blue Resort Hotels’in  tatlı bölümünün eski şefi Lübnanlı Hüsnü Bedah, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:
“Doğuya özgü tatlılardan bahsettiğimizde sadece lezzeti  kastetmiyoruz. Uzun yıllara dayanan mirası ve Arap yemek kültürümüzü kastediyoruz. Bu lezzetlerin en önemli özelliklerinden biri de atalarımıza uzanması, güzel anılar ve özellikle Ramazan ayında aile sıcaklığını hatırlatması. Annelerimiz ve ev hanımlarımız bu mübarek aya hazırlanıyorlardı. O zamanlar hazır tatlı alma kültürü yoktu. Şimdi ne zaman tatlı yapsam bu anılar zihnimde canlanıyor.”

Şef Hüsnü Bedah - Şef Tesbih’in hazırladığı baklava - Doğu tatlıların harika lezzetleri
Şef, bu tatlıların enerjiyi yükselttiğini ve aktiviteyi artırdığını, ayrıca küçük çocuklar için iftar vaktinde ödül olduğunu söylüyor. Aynı zamanda, Arap ülkelerinin çoğunda bu tatlıların kolay hazırlanması ve malzemelerinin  ulaşılabilir olması üretiminde önemli kriterler olduğuna inanıyor. Şef Bedah,  “Arap mutfağında kızartılarak yapılan lokma, vezir parmağı gibi tatlıların dışında sade yağın kullanılmadığı tatlı neredeyse hiç yok” dedi.
Şef Bedah, “Arap dünyamızda en yaygın oryantal tatlı türlerinden biri de, kadayıf tatlıları. Damak zevkinize göre seçtiğiniz fındıklı kadayıf bu lezzetlerden biri. Taze krema ile doldurulmuş taş kadayıf ise, üzerine gül suyu ile inceltilmiş soğuk şerbet ilave edilerek hazırlanıyor ve fıstıkla süslenerek kızartılmadan tüketiliyor. Bu şekilde yapılan taş kadayıfın boyutu kızartılarak yapılana göre daha küçük” dedi.
Künefe ramazan tatlıları listesinin başında yer alıyor. Kavrulan kadayıfların arasına krema konularak hazırlanan Osmaliye (Osmanlı Kadayıfı) tatlısı gibi pek çok çeşidi var. Fırından çıkan Osmaliye tatlısına soğuk şerbet dökülerek, soğuk olarak tüketiliyor.
Ayrıca iki çeşit olan Nablusi künefesi, öğütülmüş kadayıf ile hazırlanıyor. Sade yağ ile karıştırılarak tepsiye döşenen künefenin arasına peynir konularak her iki tarafı da kızartılır. Sıcak şerbet eklenerek, sıcak tüketilir.
Şef Bedah, pek çok çeşidi olan baklavanın yanı sıra şark tatlılarının en önemli türlerinden birinin revani veya şambali tatlısı olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca, lokma, tulumba, kerebiç, Lübnan geceleri tatlısı ve satranç pastası gibi pek çok tatlı çeşidi var.
Ortadoğu’ya özgü tatlıların önceki yıllara göre içeriklerinde ve hazırlama yöntemlerinde bazı değişiklikler oldu. Bu tatlılardan en meşhuru Osmaliye tatlısı. Osmaliye tatlısı sade yağ ile hazırlanak, üzerine şerbet dökülür. Ancak krema veya fındık yerine mascarpone peyniri kullanılır ve mango parçaları ekleyerek, nane yaprağıyla süslenir.
Pek çok Mısırlı blog yazarı, Şef Tesbih'in yaptığı gibi birçok yenilikçi tarifi paylaşıyor. Kleopatra isimli bloğunda batı mutfağından eklemeler ve tariflerle karıştırılan farklı doğu tatlı çeşitleriyle takipçilerini şaşırtıyor.
Bu tatlılar arasında peynirli mini tatlı kremalı pişiler, bir lokmada cennet olarak tanımladığı fıstıklı çıtır çıtır çikolatalı baklava ve tarçın, vanilya, yeşil fıstık parçaları, karamel ve tereyağlı kadayıfla yapılan ‘kadayıflı dondurma’ var.
Şef Tesbih, “İsteğe göre muz ya da çilek eklenebilen, çikolata, süt ve kavrulmuş lokum ile doldurulmuş kadayıf böreği ise, Doğu ile Batı'nın buluştuğu en lezzetli yemeklerden biri” dedi.
Şeker ve Sarımsak adlı bloğun sahibi Şef Noha, Harissa’yı (bir tür Mısır revanisi) portakal kabuğu ve suyu, çiçekler, limon, badem ve hindistancevizi ile servis ediyor. Noha, şeker ve sade yağ gibi bazı zararlı bileşenlerin aşırı kullanımının yüksek kaloriye sebep olduğu gerekçesiyle doğu tatlılarının farklı yapılış tarzlarını yeniden keşfetmeye çalışıyor. Yeni tariflerle beraber, pek çok kişi tereyağlı safran, anason, tarçın, susam ezmesi, çilek, portakal çiçeği, lavanta, zeytinyağı, diyet şeker gibi geleneksel yöntemlerde bulunmayan malzemeleri kullanmaya yöneldi.
Almanya'da yaşayan, ebegümeci ile revani servis eden şef Ahmed Sadık gibi Mısırlı mutfak şefleri, doğu mutfağından alınan bazı gelişme özellikleriyle klasik tatlıları sunma konusunda yenilik yapıyor.



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports