Dicle kıyıları ‘Temizlik Elçileri’ sayesinde nefes alıyor

Iraklı genç gönüllülerin, Dicle Nehri kıyısında temizlik kampanyasına katıldıkları esnada (AFP)
Iraklı genç gönüllülerin, Dicle Nehri kıyısında temizlik kampanyasına katıldıkları esnada (AFP)
TT

Dicle kıyıları ‘Temizlik Elçileri’ sayesinde nefes alıyor

Iraklı genç gönüllülerin, Dicle Nehri kıyısında temizlik kampanyasına katıldıkları esnada (AFP)
Iraklı genç gönüllülerin, Dicle Nehri kıyısında temizlik kampanyasına katıldıkları esnada (AFP)

Iraklı gençler, atıkların çevreye yayılmasından mustarip. Gençler, sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğu ülkede gönüllüler tarafından yürütülen bir temizlik kampanyasının parçası olarak, Dicle Nehri kıyılarından plastik atıkları topluyor.
Russell adlı genç kadın, misyonu şehrin çöplerini temizlemekle sınırlı olmayan “Temizlik Elçileri” girişimine iki yüz gönüllüyle birlikte katılıyor. Temizlik Elçileri ayrıca, sokakları ve nehir kıyılarını temizliyorlar. Kampanya, çevreye önemli ölçüde zararlı olan atıkların çöplüğüne dönüşen şehirde çevre bilincini artırdı.
19 yaşında bir üniversite öğrencisi olan ve Russell takma adını kullanan gönüllü, “Katılmamın amacı şehrimi güzelleştirmek, bu nehrin kıyısını bu şekilde görmekten nefret ediyorum, bu gerçeği değiştirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Temizlik kampanyası, Bağdat’ın tarihi semtlerinden olan Kazımiye ve Azamiye’yi ayıran İmamlar Köprüsü’nün altında yoğunlaştı.
Resmi tatilleri takip eden günlerde, yeşil alanları aileler ve arkadaş grupları tarafından tercih edilen Dicle Nehri kıyıları, içki şişeleri, plastik poşetler veya plastik nargile çöpleriyle doluyor. Atıklar genellikle doğrudan nehirde bitiyor. Azamiye sakinlerinden biri, Bağdat’ın farklı mahallelerinden katılımcıları görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bu bölge 2003’ten beri ilk kez temizleniyor” dedi.
Temizlik Elçileri girişimi çerçevesindeki bu sekizinci kampanyanın organizatörlerinden biri olan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali, “İlk hedefin farkındalık yaratmak ve ülkelerini temizlemek için destek sağlamak yardıma koşan gençlerin bulunduğu mesajını yaymak” olduğunu söylüyor. Kimliğini tam olarak açıklamak istemeyen Ali, gönüllülerin en çok bulduğu atıkların “plastik, naylon ve şişe mantarı” olduğuna dikkat çekiyor. Belediye bu kampanya için, atıkları çöplüklere nakletmek için çöp kompaktörleri temin etti. Plastik atıklar, Türkiye’de sık sık yaşanan kuraklıklar ve yukarı havzada inşa edilen barajlar nedeniyle seviyesinde su seviyesinde düşüş yaşayan Dicle Nehri’ne dökülüyor. Bu atıklar, suyun akış yönünde, sonuçta birikerek Arap (Basra) Körfezi’ne ulaşıyor.
Birleşmiş Milletler’in açıkladığı verilere göre, plastik torbalar “yüzlerce canlı türünün solunum ve mide kanallarını tıkıyor” ve “genellikle kaplumbağalar ve yunuslar bu plastikleri kendi gıdaları zannederek yutuyor”.



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian