Suriye'nin kuzeyindeki bir sanayi merkezi: el-Bab, savaşın ekonomik yaralarını sarmayı umuyor

Suriye'nin kuzeyindeki el-Bab kentindeki bir fabrikada bir işçi teneke bidon taşırken (Reuters)
Suriye'nin kuzeyindeki el-Bab kentindeki bir fabrikada bir işçi teneke bidon taşırken (Reuters)
TT

Suriye'nin kuzeyindeki bir sanayi merkezi: el-Bab, savaşın ekonomik yaralarını sarmayı umuyor

Suriye'nin kuzeyindeki el-Bab kentindeki bir fabrikada bir işçi teneke bidon taşırken (Reuters)
Suriye'nin kuzeyindeki el-Bab kentindeki bir fabrikada bir işçi teneke bidon taşırken (Reuters)

Suriye'nin kuzeyinde silahlı muhalefet tarafından kontrol edilen el-Bab kentindeki bir sanayi bölgesinde Ebu Ömer eş-Şihabi'nin sahip olduğu metal eritme tesisi, Suriye içinde ve dışında herhangi bir ürünle rekabet edebilecek kapasitede olduğunu söylediği demir çubuklar üretiyor.
Reuters’in haberine göre sanayi bölgesi, hayal edilemez bir iş merkezini temsil ediyor. Daha önce DEAŞ'ın kontrolü altındaki bir şehrin eteklerinde yer alan bölge, şu anda kuzeyde bir Türk sınır duvarı ile güneyde Suriye hükümet güçleriyle çatışma hattı arasında bulunuyor. Ancak Türkiye destekli muhalefetin elinde tuttuğu beş bölgeden biri olan bölge, 11 yıllık Suriye ihtilafı sırasında harap olan bir ekonomiyi geliştirme çabalarında büyük önem taşıyor.
Türk kuvvetleri ve Suriyeli savaşçıların DEAŞ'ı bölgeden çıkarması ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) boşluğu doldurmasını engellemesinden altı yıl sonra, başarı çok ihtiyaç duyulan işleri ve fırsatları getirebilir.
Türkiye, istikrarın şu anda ev sahipliği yaptığı 3,6 milyon Suriyeli mültecinin bir kısmını sınırdan Suriye'ye dönmeye teşvik edeceğini umuyor. Şihabi, Suriye'nin kuzeyindeki düşük ücretlerin ve savaş yıllarından sonra hurda metal bolluğunun, sahibi olduğu demir ergitme tesisi için büyük avantajlar sağladığını söyledi. Ürünlerini ağırlıklı olarak muhalefet kontrolündeki bölgelerde ve Türkiye'de satan Şihabi, Türkiye'de satış yapmalarına izin verilirse Türkiye ile rekabet edebileceklerini de sözlerine ekledi.
Yaklaşık 30 fabrika ve atölyenin yer aldığı sanayi bölgesi, dört yıl önce el-Bab'ın kuzey yolu üzerinde Türkiye'nin desteğiyle kuruldu.
Bölgeyi ayıran yol üzerinde Arapça ve Türkçe yazılmış bir tabela, Ankara'nın 2016'daki askeri harekatından bu yana devam eden etkisini vurguluyor. Türk lirası bölgede yaygın olarak kullanılıyor ve Türk yetkililer okulların ve hastanelerin işletilmesine yardımcı oluyor.
El Bab Sanayi Şehri'nin Yöneticisi ve projeyi kuran işadamı Ömer Vaki, bölgedeki fabrikaların inşaatta kullanılan demir çubuklar, ayakkabılar, giysiler, paspaslar, maden suyu ve tahin gibi çeşitli ürünler ürettiğini söyledi. Vaki, “Çalışmaya en büyük teşvik, düşük maliyet ve çok ucuz işçiliktir” dedi.
Suriye’nin kuzeyi, özellikle de el-Bab'ın sadece 30 kilometre güneybatısında bulunan Halep, Devlet Başkanı Beşşar Esed'e karşı protestoların bir iç savaşa dönüşmesi ve birçok şirket ve işletmenin sınırı geçerek Türkiye'ye gitmek zorunda kaldığı 2011'den önce Suriye'deki iş merkeziydi.
El-Bab bölgesindeki ürünlerin çoğu kuzey muhalefet bölgelerinde satılıyor, ancak bazıları cephe hattında veya sınırların ötesindeki pazarlara ulaşıyor.
Ucuz işgücü maliyetlerine rağmen, sanayi bölgesindeki şirketler önemli zorluklarla karşı karşıya. Bölge, hükümet güçlerinin olası saldırılarına karşı savunmasız kalırken, zayıf ulaşım ve yüksek elektrik maliyetleri, genişleme girişimleri engelleniyor.



Suriye Cezire'sinde Arap aşiretleri ile SDG arasında gerginlik

Arap aşiretleri 2023'te Suriye Cezire'sinde SDG ile savaşmak için “genel çağrı” ilan etti (Getty)
Arap aşiretleri 2023'te Suriye Cezire'sinde SDG ile savaşmak için “genel çağrı” ilan etti (Getty)
TT

Suriye Cezire'sinde Arap aşiretleri ile SDG arasında gerginlik

Arap aşiretleri 2023'te Suriye Cezire'sinde SDG ile savaşmak için “genel çağrı” ilan etti (Getty)
Arap aşiretleri 2023'te Suriye Cezire'sinde SDG ile savaşmak için “genel çağrı” ilan etti (Getty)

Suriye'nin Cezire bölgesi,  Arap aşiretleri ile "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) arasında kargaşaya sahne oluyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan özel kaynaklar, SDG'yi kastederek “Suriye Ceziresi'nde yabancı vesayeti ve Suriye'den ayrılmayı reddeden kaynayan bir durum var” diyerek, “Arap aşiretlerinin harekete geçmeye hazır olduğunu ve doğru anı beklediğini” ifade etti. “Suriye halkının tüm bileşenlerinin devlete katılması gerektiğini” vurgulayan kaynaklar, “aşiret üyelerinin kendilerini temsil etmeyen bir projeye tabi tutulmasını" reddettiler.

Bazı aşiretler SDG'yi özellikle DEAŞ ve diğer tehditler karşısında güvenlik ve istikrarı koruyacak bir müttefik olarak görürken, diğer aşiretler SDG'yi Araplara karşı ayrımcılık yapmak, yerel yönetimde onları marjinalleştirmek ve petrol ve su gibi doğal kaynakları tekeline almakla suçluyor.

Suriye'nin kuzey ve doğusunda yeni bir gerilim yaşanırken, Arap aşiretlerinin ileri gelenleri “Uluslararası Koalisyon” liderliğine hitaben bir açıklama yayınlayarak, SDG'ye ve devlet otoritesi dışındaki tüm silahlı oluşumlara desteğin kesilmesini talep etti. Deyrizor Valisi de SDG ile müzakere çabalarının başarısız olması halinde, son seçenek olarak askeri seçeneğin hala masada olduğunu ifade etti.