Ukrayna’daki savaşın seyrini Mariupol’daki çatışma belirleyecek

Ukrayna’daki savaşın seyrini Mariupol’daki çatışma belirleyecek
TT

Ukrayna’daki savaşın seyrini Mariupol’daki çatışma belirleyecek

Ukrayna’daki savaşın seyrini Mariupol’daki çatışma belirleyecek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin, Ukrayna tarafıyla müzakereleri ilerletmek için ‘çatışmayı durdurmayacağını’ açıkladı ve ‘askeri operasyonu sonlandırmak’ için Rusya’nın şartlarını yineledi. Moskova’nın daha önce aldığı ‘müzakereleri ilerletmek için çatışmaların dozunu düşürme’ kararının aksi yönünde bir mesaj veren Lavrov, "Ukrayna ile görüşmelere devam etmemek için bir sebep görmüyorum. Ancak şu anki durumda nihai bir anlaşmaya varılana kadar Ukrayna’daki operasyonlarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Lavrov, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in şubat ayı sonlarında, müzakereler sırasında askeri operasyonun askıya alınması talimatını verdiğini hatırlattığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Söz konusu dönemden bu yana Moskova’nın tutumu değişti. Ukraynalıların müzakerelerin gidişatını desteklemeye yönelik iyi niyet göstermeyi planlamadıklarına ikna olduktan sonra, bir sonraki görüşme turunda nihai bir anlaşmaya varılmadığı sürece askeri operasyonun durdurulmayacağına dair bir karar alındı.”
Lavrov geçen hafta Kiev’i, Moskova'ya tarafların daha önce vardığı anlaşmalardan sapan ‘kabul edilemez’ bir barış anlaşması taslağı sunmakla suçlamıştı. Kiev ise Lavrov’un açıklamalarını eleştirmiş ve söz konusu açıklamaları, dikkatleri Rus güçlerine yönelik suçlamalardan başka yöne çekme yönünde bir girişim olarak değerlendirmişti.  

Tehlikeli dönüş
Bir Rus televizyona açıklamalarda bulunan Lavrov, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in "Bu savaş, savaş alanında kazanılacak" sözlerini ve Kiev'in silahlandırılmasına devam edeceklerine yönelik açıklamasını, Avrupa politikasında ‘çok tehlikeli bir u-dönüşü’ olarak nitelendirdi. ABD'nin liderliğinde, AB'nin ve Batı'nın Rusya'yı ‘son sindirme’ hamlesi için Ukrayna'yı bir atlama tahtası olarak kullandığını belirten  Lavrov, Borrell'in askeri çözüme ilişkin sözlerinin ‘oyunu değiştirdiği’ kaydetti. 
AB'nin diplomasisini temsil eden Borrell'in belirli bir çatışmanın özellikle askeri yollarla çözülebileceğini söylemesinin ‘alışılmışın dışında’ olduğunu belirten Lavrov, Borrell'in bu açıklamayı ya ‘kişisel görüşü’ nedeniyle ya ‘dil sürçmesi’ veyahut da ‘kimsenin kendisine talimat vermediği bir şeyi ağzından kaçırması’ ile yaptığını vurguladı. Borrell'in bu sözlerinin ‘oyunu belirgin bir biçimde değiştirdiğini’ söyleyen Lavrov "Çünkü Avrupa Birliği daha önce hiçbir zaman NATO gibi askeri bir örgüt olarak davranmadı" ifadesini kullandı.  
Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonunun, Washington’ın dünya egemenliği yaklaşımına son vereceğini iddia eden Lavrov, ABD’nin geçici kurallar dayatarak ve uluslararası hukuku ihlal ederek üstünlük sağlama gayesinde olduğunu belirtti. Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özel askeri operasyonumuz, NATO'nun pervasız genişlemesine ve ABD ile Batılı üyelerinin dünya sahnesinde tam hakimiyetine yönelik gidişata bir son vermeyi amaçlamaktadır. Bu tahakküm, uluslararası hukukun ağır ihlalleri üzerine ve şu anda çok fazla abarttıkları ve duruma göre oluşturdukları bazı kurallar çerçevesinde inşa edilmektedir.”  

Batı’daki soruşturmalar  
Kiev'in, Rusya’nın savaş suçu işlediği ithamlarına değinen Lavrov, Ukrayna ordusunun Batılı istihbarat servislerinin doğrudan desteğiyle Rusya'yı itibarsızlaştırmak için ‘yeni provokasyonlar’ düzenleyebileceğini göz ardı etmemek gerektiğini vurguladı. Moskova’nın tüm suçlamalara ‘gerçeklerle’ yanıt vereceğini kaydetti. Lavrov, Buça olaylarının soruşturulması için Birleşmiş Milletler bünyesinde bağımsız bir soruşturma ekibi oluşturulması çağrısına itiraz ederek Batı ve Ukrayna tarafından yürütülen herhangi bir soruşturmaya güvenmediğini söyledi. Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanski de Buça’da yaşananların araştırılması için, Birleşmiş Milletler bünyesinde uluslararası bir soruşturma ekibinin oluşturulması konusunda şu ana kadar herhangi bir görüşme yapılmadığını belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kulandı:
“Bu dava konusu henüz ele alınmadı. Herhangi bir çözüm bulunabileceğinden şüpheliyim. Birleşmiş Milletler’in açık bir yetkilendirmesi olmadan davaya ilişkin hiçbir soruşturma açılamaz. Bazı ülkeler prensipte bu olayın soruşturulması gerektiği görüşünü dile getirdi ancak bunu kimin ve nasıl yapması gerektiği net değil."

Mariupol savaşı 
Donetsk bölgesinde Moskova yanlısı grupların oluşturduğu Donetsk Halk Cumhuriyeti'nin lideri Denis Puşilin, stratejik liman kenti Mariupol'daki liman bölgesinin kontrolünü tamamen ele geçirdiklerini duyurdu. Rus ordusu bu bölgeyi yaklaşık bir ay önce kuşatmıştı. Rus medyasına konuşan Puşilin, “Mariupol Limanı’nı tamamen kontrol altına aldık” dedi. Ayrılıkçı güçlerin temsilcisi Eduard Basurin de şehirdeki Ukrayna askerlerinin, devasa Azovstal ve Azovmash tesislerinde yoğunlaştığını doğruladı. 
Ukrayna’nın güneyindeki stratejik şehir Mariupol yaklaşık bir aydır Rusların kuşatması altında. Rus ordusu şehirde kontrolü tamamen sağlamaya yaklaştıklarını ve bir dizi eksende somut ilerleme kaydettiklerini açıkladı. Ukrayna ordusu ise dün, Mariupol’de nihai bir savaşa hazırlandıklarını duyurdu. Ukrayna donanmasına bağlı 36. Deniz Piyadeleri Tugayı tarafından dün yapılan açıklamada “Bugün muhtemelen son savaş olacak. Çünkü cephanemiz bitiyor. Bazılarımız ölecek, bazılarımız da esir alınacak” denildi. 

Binlerce ölü 
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın Mariupol kentine düzenlediği saldırıda muhtemelen on binlerce kişinin öldüğünü söyledi. Güney Kore parlamento oturumuna görüntülü mesaj gönderen Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Güney Kore'nin Rusya'dan gelen füzeleri engelleyebilecek tank, gemi gibi teçhizatının olduğunu belirterek Ukrayna'ya silah yardımı yapılmasını istedi. Zelenskiy, Rus roketlerinin yüzlerce yerleşim birimini harabeye çevirdiğini, en kötü durumun ise Mariupol’de yaşandığını vurgulayarak "Kentte on binlerce kişi öldürüldü. Buna rağmen Ruslar saldırılarını durdurmadı" dedi. Rusya ve Ukrayna tarafından yapılan açıklamalardan anlaşılan, Mariupol kentinde çatışmanın sona ermesinin ardından, savaşın Ukrayna'nın doğu ve güney bölgelerinde yoğunlaşacağı yönünde.   
Rusya Savunma Bakanlığı da son 24 saatteki operasyonların bilançosunu açıkladı. Bakanlık Sözcüsü İgor Konaşenkov, Rusya Hava Kuvvetleri'nin önceki gün komuta merkezleri, hava savunma sistemleri ve mühimmat depoları da dahil olmak üzere 78 Ukrayna askeri hedefini vurduğunu belirtti. Konaşenkov ayrıca Rusya Hava Kuvvetleri’nin Harkov’da Ukrayna’ya ait iki Su-25 savaş uçağını, 4 insansız hava aracı ve bir helikopteri düşürdüğünü kaydetti.
Resmi Rus verilerine göre Ukrayna'da savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna ordusuna ait imha edilen toplam hedef sayısı şöyle sıralandı:
129 uçak, 99 helikopter, çeşitli modellerde 243 hava savunma füze sistemleri, 441 insansız hava aracı, 2 bin 79 tank ve zırhlı araç, 239 çok namlulu roketatar, 909 obüs ve havan topu, 2003 özel askeri araç.  



Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
TT

Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)

Norveç'in 2 trilyon dolarlık varlık fonu, dün Gazze ve Batı Şeria'daki durum nedeniyle İsrail'deki yatırımlarını yöneten varlık yöneticileriyle olan sözleşmelerini feshettiğini ve yatırım portföyünün bir kısmını ülkeden çektiğini duyurdu.

Bu açıklama, fonun İsrail silahlı kuvvetlerine savaş uçağı bakımı da dahil olmak üzere hizmet veren bir İsrail uçak motoru grubunda hisse satın aldığına dair medya haberlerinin ardından geçen hafta başlatılan acil bir incelemenin sonrasında geldi.

Fon ayrıca "Daha önce dış yöneticiler tarafından yönetilen İsrail şirketlerine yapılan tüm yatırımlar geri gönderilecek ve şirket içinde yönetilecektir" ifadelerini kullandı.

Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg, 2 trilyon dolarlık Norveç Devlet Varlık Fonu'nun CEO'su Nikolay Tangen'e güvendiğini, fonun İsrail'deki yatırımlarının gözden geçirilmesinin devam ettiğini açıkladı.

Norveç Merkez Bankası'na bağlı olan fon, 30 Haziran itibarıyla 61 İsrail şirketinde hisseye sahipti. Fon, yakın zamanda 11 şirketten hisselerini elden çıkardığını duyurdu, ancak grup isimlerini vermedi. Fon, "Bu yatırımları tamamen elden çıkardık" diyerek, İsrail şirketlerini olası elden çıkarmalar açısından incelemeye devam ettiğini belirtti.

Bu gözden geçirme işleminin gerekli özeni gösterme prosedürlerini de iyileştireceğini ifade eden O'Neill, fonun İsrail'deki yatırımlarının “artık sadece hisse senedi endeksinde yer alan şirketlerle sınırlı olacağını” belirtti. Bununla birlikte, “endekste yer alan tüm İsrail şirketlerine yatırım yapmayacağız” dedi.

Dünya çapında 8 bin 700 şirkette hissesi bulunan fonun kayıtları, 2024 yılı sonunda 65 İsrail şirketinde 1,95 milyar dolar değerinde hisseye sahip olduğunu gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre fon geçen yıl, etik kaygılar nedeniyle bir İsrail enerji şirketi ve bir telekomünikasyon grubundaki hisselerini sattı ve etik denetim kurumu, beş bankadan yatırımlarını çekip çekmeyeceğini gözden geçirdiğini açıkladı.

Norveç parlamentosu haziran ayında, fonun işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren tüm şirketlerden yatırımlarını çekmesi yönündeki öneriyi reddetti.