Rusya’nın aleyhinde oy kullanan Libya’ya tepkisi ne olacak?

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
TT

Rusya’nın aleyhinde oy kullanan Libya’ya tepkisi ne olacak?

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Rusya’nın İnsan Hakları Konseyi üyeliğinin askıya alınmasını 7 Nisan’da onayladı. Libya temsilcisinin karar lehinde oy kullanması, siyasi olarak bölünen ülkede tartışmalara neden oldu.  
Bazı siyasiler ülkenin Birleşmiş Milletlerdeki temsilcisinin, görev süresi dolan Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı olmasını eleştirdi ve Libya’nın lehte oy kullanmasını ‘tarafsızlıktan uzak ve akılsızca’ olarak niteledi. Bazıları, Rusya’nın bu adıma, Wagner Grubu kartını oynayarak ya da BM misyonunun görev süresinin uzatılmasını veto ederek yanıt vereceğini öngördü.  
Temsilciler Meclisi üyesi Muhammed Amir el-Abbani, Rusların, Libya’nın oyunun, konsey üyeliğinin askıya alınmasında belirleyici olmadığının farkında olduğunu, Abdulhamid Dibeybe’nin, Ukrayna’yı bahane ederek Washington’a hoş görünmeye çalıştığını söyledi. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Abbani, ‘’Dibeybe’nin görev süresi doldu, yönetimde kalmak için Washington’un desteğini almayı umuyor. Belki de haziran ayında sona erecek olan ‘yol haritasının’ yenilenmesini de umuyordur.  Rusya bu karara, Wagner paralı askerlerini Libya dahil bazı Afrika ülkelerinde daha aktif hale getirerek yanıt verebilir, böylelikle ABD ve Avrupa’ya mümkün olan en fazla rahatsızlığı verecektir’’ diye konuştu.  
Eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Hasan el-Sagir, Rusya'nın yanıtının doğrudan Libya’ya yönelik olmayacağını, ancak Dibeybe’nin desteğini almak istediği Batılı ülkelere yönelik bir hamlede bulunacağını öngördü. Sagir: “Rusya, Libya'daki Birleşmiş Milletler misyonunun görev süresinin yenilenmesi ve misyonun yeni başkanının seçilmesi noktasında bazı engellemelere başvurabilir” dedi.  
Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan Sagir, BM misyonun görev süresinin bu ay sonunda yenilenmesi gerektiğini hatırlatarak, “Geçen ocak ayında, Rusya ve ABD arasındaki görüş ayrılıkları, Bm misyonunun görev süresinin üç aydan fazla uzatılmasına engel teşkil etmişti. Moskova benzer bir engellemede bulunacaktır ve muhtemelen misyon başkanlığına kendisinin onay verdiği birinin atanmasını sağlamak için çaba gösterecektir. Şu anda Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams bir Amerikalı, Rusya bu ismi değiştirerek, ABD’nin diplomatik gücünü sekteye uğratmaya çalışacaktır. Ayrıca Williams’ın BM Güvenlik Konseyi’ne doğrudan sunum yapmasını da engellemeye çalışabilir’’ yorumunda bulundu.  
Dibeybe hükümetini ‘tarafsızlığı’ bozmakla itham eden Sagir, ‘’ABD’nin Ortadoğu’daki geleneksel müttefikleri dahi çekimser kalmışken, Rusya’nın düşmanlığını kazanmak için böylesi bir tutum sergilemek akıllıca değildi.’’ ifadesini kullandı.  
Öte yandan, Libya'daki Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nde kıdemli bir araştırmacı olan Hafız el-Guveyl, Dibeybe hükümetinin Rusya aleyhine oy kullanmasının, Wagner’in ülke topraklarından ayrılmayı reddetmesi ve Ulusal Birlik hükümetinin ABD ve Batı’nın desteğini almak istemesi ile ilişkilendirdi. Guveyl, Rusya’nın, Temsilciler Meclisi’nin yeni hükümet atama kararını memnuniyetle karşıladığını hatırlattı.  
Akademisyen Guveyl, Rusya’nın, siyasi bölünmüşlük yaşayan Libya’da bazı hesaplarını görerek, kendisi aleyhine oy veren diğer ülkelere de bir mesaj vermek isteyebileceğini dışlamadı. Wagner paralı askerlerinin ülkedeki petrol üretim alanlarının yakınında konuşlandığına değinen Guveyl, ‘’Ruslar ülkenin doğusundaki siyasi ve askeri güçlerle iyi ilişkilere sahipler, BM Temsilcisi Willams’ın siyasi krizi çözmek için önerilerini baltalayabilirler. Wagner askerleri provokasyonlar yapabilir.’’ dedi.  
Meselenin ekonomik boyutuna da işaret eden Hafız el-Guveyl, ’’Rusya kendini biraz toparladıktan sonra, Libya’ya buğday ihracatında kısıtlamalara gidebilir. Ayrıca eski rejim döneminden kalma, silahlanmayla ilgili bazı borçları acil bir şekilde talep edebilir’’ değerlendirmesinde bulundu.  



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.