Bağdat ve Erbil’de bölünmüş Kürt siyaseti

Seçimler iki büyük Kürt parti arasında anlaşmazlıklara yol açtı (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu)
Seçimler iki büyük Kürt parti arasında anlaşmazlıklara yol açtı (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu)
TT

Bağdat ve Erbil’de bölünmüş Kürt siyaseti

Seçimler iki büyük Kürt parti arasında anlaşmazlıklara yol açtı (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu)
Seçimler iki büyük Kürt parti arasında anlaşmazlıklara yol açtı (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu)

Kürt partilerin Bağdat’ta merkezi hükümetin kurulması meselesine yönelik yaklaşımlarındaki belirgin farklılaşmanın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) parlamento seçimlerinin düzenlenmesiyle ilgili çeşitli konularda yaşanan bölünmenin doğal bir yansıması olduğu değerlendiriliyor.
Çoğu gözlemci IKBY’deki parlamento seçimlerinin belirlenen tarihte (Ekim 2022) düzenlenmesine ihtimal vermiyor. Siyasi partilerin üzerinde anlaşmazlık yaşadığı Seçim Kanunu, Seçim Komiserliği’nin görev süresinin sona ermesi ve komiserliğin iki üyesinin eksik olması başta olmak üzere seçimlerin düzenlenmesinin önünde ciddi engeller bulunuyor.
IKBY’deki siyasi güçler Seçim Kanunu konusunda iki gruba bölünmüş durumda. Birinci grupta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve onun müttefiki Sosyalist Parti ve Komünist Partisi gibi küçük partiler ile azınlıklar bulunuyor. İkinci grupta ise Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Goran (Değişim) Hareketi, Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtû) ve Yeni Nesil Hareketi yer alıyor. Birinci grup seçimlerin IKBY’nin üç vilayetini içine alan tek seçim bölgesi sistemine göre düzenlenmesinde ısrar ederken, ikinci grup ise tek seçim bölgesi sisteminin iptal edilmesini, Federal Seçim Kanunu’nda yer alan ve Irak’ta Ekim 2021’de yapılan seçimler sırasında uygulanan çoklu seçim bölgesi sisteminin benimsenmesini talep ediyor.
IKBY Parlamentosu’nda azınlık kotasına ayrılan sandalyeler de dahil olmak üzere toplamda 111 sandalye bulunuyor. Parlamento’da sahip olduğu 60 sandalye ile milletvekili çoğunluğu elinde tutan KDP, Seçim Komiserliği üyelerini seçme ve Komiserlik Yasasında değişiklik yapılmasına dair kanun tekliflerini parlamentodan geçirmeme gücüne sahip.
Şarku’l Avsat’a konuşan gazeteci Saman Nuh, “Eski yasaya itiraz eden siyasi parti ve gruplar, bu yasanın Parlamento’da adil bir temsiliyet sağlamayacağını ve özellikle azınlıklara verilen sandalye sayısının 11’e ulaşmasıyla birlikte KDP’nin milletvekili çoğunluğunu rahatça elde edeceği görüşünde” ifadelerini kullandı.
Nuh, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Seçimlerle ilgili başka bir sorun ise Seçim Komiserliği görev süresinin yaklaşık 2 yıldır sona ermiş olması ve iki üyesinin bulunmamasıdır. Seçimler zamanında yapılmak isteniyorsa komiserlik üyeleri ya değiştirilmeli ya da görev süresi uzatılarak eksik üyeler tamamlanmalıdır. Ancak siyasi güçler arasındaki sert çatışma nedeniyle buna ihtimal vermiyorum. Eğer bunlar yapılmazsa seçimleri düzenleme girişimi başarısız olur. Komiserlik üyeleri, Federal Seçim Komiserliğinde olduğu gibi siyasi güçler tarafından seçiliyor. Yeni Nesil Hareketi gibi yeni güçlerin siyaset sahnesine çıkması ve Komiserlik içinde pay istemesi muhtemelen durumları daha da karmaşıklaştıracak ve bu yönde (seçimlerin düzenlenmesi) ilerleme kaydedilmesine izin vermeyecek. Bölge’nin dördüncü seçiminin zamanında yapılabilmesi oldukça uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Çünkü yeni bir seçim kanunu yapılması ve komiserliğe yeni üyelerin seçilmesi Parlamento çatısı altında etkin bir çalışmayı gerektiriyor. Ancak arada bir toplanan ve aylardır yarı âtıl halde bulunan Parlamento dikkate alındığında buna ihtimal vermiyorum.”
Yeni Nesil Hareketi Başkanı Şasivar Abdulvahid, dün (pazartesi) yaptığı açıklamada, uluslararası topluma ve Bağdat’taki merkezi hükümete IKBY’nin planlanan seçimleriyle ilgili yardım çağrısında bulundu.
Şasivar, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Bölge’deki siyasi süreç bitti. Parlamento çalışmıyor. Seçimleri yapma niyeti yok. Tüm kurumlar durma noktasına geldi. Merkezi hükümetten, uluslararası toplumdan ve Birleşmiş Milletler’den özgür ve adil seçimlerin yapılması, kurtarılabileceklerin kurtarılması ve buradaki vatandaşlara yardım edilmesi için Bölge’ye müdahale etmelerini talep ediyoruz” dedi.
Şasivar, paylaşımın devamında, “Aksi halde olayların patlama noktasına doğru gitmesinin ışığında barış ve istikrar içinde yaşamanın garantisi olmayacak. Biz, muhalefet ve halk olarak vatandaşların özgürlüğünü, demokrasisini ve onurlu yaşamını savunmak mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.
KYB Meclis Grubu Başkanı Ziyad Cebar, daha önce basına verdiği bir demeçte, seçmen kütüklerinin şeffaf olmadığını belirterek, seçmen kütüklerinin değişmesi ve yenilenmesi gerektiğini söylemişti. Cebar, “Son yıllarda edindiğimiz tecrübelerle tek seçim bölgesi sisteminin bölgelerin temsil dengesini korumadığını gördük. Bu nedenle çoklu bölge sistemini talep ediyoruz” açıklamasında bulunmuştu.
Ancak tek seçim bölgesine dayalı eski Seçim Kanunu’nda ısrar eden KDP geçtiğimiz süreçte IKBY Parlamento Başkanı Revaz Faik’i parlamento seçimlerinin tarihini Parlamento içinde oylamaya sunmasına karşı uyararak, “Tarih belirlemek için gerekirse müttefikleriyle birlikte meclis çoğunluğunu kullanmaya başvuracağı” mesajını vermişti.
Kürt parti ve gruplar Bağdat’ta üç ayrı ittifak içinde yer alıyor. Mesut Barzani başkanlığındaki KDP, Mukteda es-Sadr ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile ‘Vatanı Kurtarma İttifakı’nda yer alıyor. Bu ittifak ‘en büyük meclis grubunu’ oluşturmak için çalışıyor. KYB ise Şii Koordinasyon Çerçevesi ile ittifak kurdu. KYB, cumhurbaşkanlığı koltuğuna kendi adayının oturmasını istiyor. Irak Meclisi’nde 9 sandalyesi bulunan Yeni Nesil Hareketi ise Ekim Hareketi sonrası kurulan İmtidad Hareketi ile ittifak kurarak Meclis çatısı altında muhalif bloğu kurdu.
KDP’nin IKBY Parlamento Grubu Başkanı Zana Mela Halid, “Biz, Parlamento Başkanı’ndan talep etmeyeceğiz aksine onu uyarıyoruz. Kürdistan Demokrat Partisi, bir siyasi gücün Seçim Kanunu değişikliği talep etme bahanesiyle Kürdistan Parlamentosu’nu çalışmaz hale getirmesini -ki bu Kürdistan Bölgesi’nde yürürlükteki yasalara aykırıdır- engellemek ve bir parlamento oturumu tarihi belirlemek için müttefikleriyle meclis çoğunluğuna başvuracak” dedi.
IKBY Parlamentosu Başkanı Faik, daha önce yaptığı bir açıklamada, seçim tarihiyle ilgili bir siyasi uzlaşı olmadığı sürece seçimleri düzenleme tarihini oylamaya sunmayacağını söylemişti.
KYB ve bazı küçük partiler ise seçim tarihini belirlemeden önce yeni bir Seçim Komiserliği’nin kurulması, Seçim Kanunu’nun değiştirilmesi ve IKBY’nin dört seçim bölgesine bölünmesi şartını koşuyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24