Temel İçgüdü'nün yönetmeni: James Bond filmlerinde daha fazla seks olmalı

Paul Verhoeven, Hollywood filmlerindeki samimi sahnelerin giderek yok olduğunu söyledi

Son Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok'ta (No Time To Die) Léa Seydoux ve Daniel Craig birlikte rol almıştı (Metro Goldwyn Mayer)
Son Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok'ta (No Time To Die) Léa Seydoux ve Daniel Craig birlikte rol almıştı (Metro Goldwyn Mayer)
TT

Temel İçgüdü'nün yönetmeni: James Bond filmlerinde daha fazla seks olmalı

Son Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok'ta (No Time To Die) Léa Seydoux ve Daniel Craig birlikte rol almıştı (Metro Goldwyn Mayer)
Son Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok'ta (No Time To Die) Léa Seydoux ve Daniel Craig birlikte rol almıştı (Metro Goldwyn Mayer)

Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven, Hollywood'da ve özellikle de James Bond filmlerinde son dönemde daha az seks sahnesi yer almasından yakındı. 
The Times'a verdiği röportajda 83 yaşındaki yönetmen 1990'larda çektiği filmleri şu anda yapamayacağını söyledi. 
Temel İçgüdü (Basic Instinct) ve Showgirls filmleriyle tanınan yönetmen şu ifadeleri kullandı:
"Seks varoluşun özüdür. Onsuz hiçbir tür varolamaz. Peki bu neden büyük bir sır? Yeni bir iffetlilik hali türedi. Cinsellik filmlerden çekildi. 1970'lerde bunun hakkında konuşabiliyordunuz. Ancak onlarca yıl sonra geldiğimiz noktada o filmler artık mümkün değil. Şu an Showgirls veya Temel İçgüdü gibi bir film yapmak çok zor hale geldi."
Verhoeven ilk kez 1960'larda izleyiciyle buluşan James Bond filmlerinin özellikle zamanla çok değiştiğine dikkat çekti. 
007 filmlerinde daha fazla aksiyon unsurunun öne çıktığını söyleyen yönetmen, "Bu filmler bazen eğlenceli ancak anlatı artık bizim hakkımızda hiçbir şey söylemiyor. Marvel veya Bond filmlerinde başka bir düşünce görmüyorum" diye ekledi. Verhoeven ayrıca, "Bond'da her zaman seks vardı! Meme falan göstermediler ama seks vardı" dedi. 
Yönetmen bir sonraki James Bond filmini kendisi çekecek olsa "gökyüzüne sıçramayan arabalarla" birlikte "gerçekliğe geri döneceğini" dile getirdi. 
2016'da da benzer bir açıklama yapan Verhoeven, ABD'nin çok sınırlayıcı olduğunu söylemişti. 
Independent Türkçe, We Got This Covered, Variety



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture