Suriye’de yoksulların yemeği bile ateş pahası

Suriye’deki ‘yoksulların yemeği’, zenginlerin gıda maliyetine yakın

Suriye’de yoksulların yemeği bile ateş pahası
TT

Suriye’de yoksulların yemeği bile ateş pahası

Suriye’de yoksulların yemeği bile ateş pahası

Küresel gelişmelerin Suriye gerçeğine dayattığı yeni denklemlerden biri de (daha yüksek olmasa da) yoksullar için gıda maliyetinin, zenginler için gıda maliyetine neredeyse yakın olması. Bu durum, ucuz ithal malzemelerin olmamasından ve sağlıklı yerel zeytinyağından daha pahalı hale gelen bitkisel yağlar gibi yüksek fiyatlardan kaynaklanıyor. Mahsulleri sulamak ve üretimi pazarlara aktarmak için gereken enerji kaynaklarının kıtlığı nedeniyle sebze fiyatları da artış gösterdi. Suriyelilerin çoğunun anlamadığı paradoks ise kızarmış patates veya yağda pişmiş fasulye gibi basit yemeklerin maliyetlerinin artık kırmızı et ve tavuğun maliyetine eşit olması. Ramazan ayı boyunca piyasaların hareketliliği, sebze piyasasındaki yarı durgunluk karşısında et alım talebinde artışa işaret ediyor.
Bir litre bitkisel yağın fiyatı, eğer pazarda mevcutsa 18 bin Suriye lirasına ulaşırken, bir litre yerli zeytinyağının fiyatı ise kalitesine göre 12 ile 14 bin arasında değişiyor. Etin fiyatı 24 bin ila 36 bin arasında değişirken, bir öğün patates kızartması için ihtiyaç duyulan patatesin fiyatı 10 bin lira ve bir litre bitkisel yağın fiyatı 18 bin lira oldu.
Bugün Suriyelilerin en sık kullandığı cümle, ‘Suriye’de yoksullar ne yiyor?’ sorusuna cevaben ‘Allah insanlara yardım eder’ oldu. Sorun şu ki Birleşmiş Milletler’e (BM) göre halkında yüzde 90’ından fazlasının yoksulluk sınırının altında olduğu ve yüzde 60’ının gıda güvensizliğinden mustarip olduğu bir ülkede, mevcut yüksek maliyet yoksulların gıdasını neredeyse tamamen ortadan kaldırmış durumda.
Şamlı bir kadın, Şam’ın popüler bir mahallesinde sebze kutularını ters çevirerek, fiyatları sorguluyor. Kadın, domatesin 5 bin, yeşil fasulyenin 4 bin, salatalığın 2 bin 5 yüz, kabakların 4 bin lira olduğunu gördü. Her bir fiyat karşısında 60’lı yaşlarındaki kadın kaşlarını kaldırarak, sanki aritmetik bir işlem yapıyormuş gibi yüz hatlarını birkaç saniye dondururdu. Daha sonra ise satıcıya “Bir kilo tavuğu alıp fırında pişirirsem, bir tabak fasulyeden daha mı ucuz oluyor?” diye sordu.
Ardından iftara salata yapmak için satıcıdan birkaç domates ve salatalık alırken, “Ek bir miktar almaya gerek yok. Elektrik kesintisi yüzünden buzdolabı sürekli bozulduğu için onları koruyabilmem mümkün değil” dedi.
Şam’ın Mazraa Mahallesi’nde bir dahiliye doktoru da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, klinikte incelediği vakaların çoğunun, B vitamini eksikliğinden mustarip olduğunu söyledi. Hastalarına yemeklerine dikkat etmelerini, sebze ve meyvelerini artırmalarını önerdiğinde çok utandığını belirten doktor, “Suriye’nin sebze ve meyve cenneti olması karşısında halkının yetersiz beslenme ve vitamin eksikliği çekmesi çok üzücü” dedi.
Suriye Ticaret Odaları Federasyonu Başkanı Ebu el-Huda el-Lahham, yerel medya organlarına yaptığı açıklamada, “Malzemelerin fiyatlarını ve mevcudiyetini kontrol etmenin en iyi çözümü, tüm stratejik mallar için ithalat kapısını açmaktır” şeklinde konuştu. Birçok malın ithalatına izin vermek için devlet kurumlarıyla anlaşmaya varıldığını belirten yetkili, bunun fiyatların bir nebze de olsa düşmesine katkı sağlayacağını, ancak ‘masraflar ve maliyetler yüksek olduğu için’ indirimin gerekli düzeyde olamayacağını dile getirdi.



Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

TT

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlılığını bir kez daha yineleyerek, ‘ordunun güneydeki güvenlik otoritesinin düşmanın dayandığı argümanları boşa çıkardığını’ vurguladı.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Mikati şunları söyledi: “Bugün yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etme sürecine başlıyoruz. Ordumuzun güney kentlerine güvenliği geri getireceğine inanıyoruz. Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını tüm hükümleriyle uygulama konusundaki kararlılığını vurguluyoruz.”

Mikati sözlerini şöyle sürdürdü: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kazanımları koruyan bir devlet inşa etmek ve birleşmek için büyük ve kolektif bir sorumluluğumuz var. Dünyanın bize olan güvenini ve Lübnan halkının devlete olan güvenini yeniden tesis edeceğiz. Ordunun güneydeki güvenlik otoritesini yeniden sağlayacağız.”

sdcfergt
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilen insanlar evlerine dönerken, güneydeki Sayda kentinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (AFP)

İsrail'i ateşkese uymaya ve işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Mikati, “Farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız takdirde yarının Lübnan için daha iyi olacağına inancımız tamdır” dedi.

“Herkes fitne üzerine bahis oynuyordu, ancak zor sosyal koşullara rağmen vatandaşların birbirini kucakladığını gördük” diyen Mikati, ‘bugünün acılara rağmen Lübnan'a güvenlik ve istikrar getirmesini’ diledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes, her iki tarafın da ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği bir anlaşmayı kabul etmesinin ardından bu sabah erken saatlerde yürürlüğe girdi.