İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde 20 Filistinliyi tutukladı

İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde "aranan" 20 kişinin tutuklandığını açıkladı.

İsrail güvenlik güçleri Nablus'ta aranan Filistinliler için düzenlediği baskın sırasında (AFP)
İsrail güvenlik güçleri Nablus'ta aranan Filistinliler için düzenlediği baskın sırasında (AFP)
TT

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde 20 Filistinliyi tutukladı

İsrail güvenlik güçleri Nablus'ta aranan Filistinliler için düzenlediği baskın sırasında (AFP)
İsrail güvenlik güçleri Nablus'ta aranan Filistinliler için düzenlediği baskın sırasında (AFP)

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, ordu birlikleri, İsrail İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ve diğer güvenlik birimleriyle işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin, Nablus, Tulkerim kentleri ve çevresindeki beldelere baskınlar düzenledi.
Tulkerim'in kuzeyindeki Zeyta beldesine düzenlenen baskında "silah ele geçirildiği" iddia edilen açıklamada, aranan kişilerin "teröre destek suçlamasıyla" tutuklandığı aktarıldı.
Açıklamada, kuzeydeki Cenin kentine düzenlenen baskın sırasında silahlı çatışma yaşandığı kaydedildi.
Baskınlar sonrasında bölgede aranan 20 kişinin tutuklandığı belirtildi.
Filistinli sivil toplum kuruluşu Esirler Bilgilendirme Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, İsrail güçleri, işgal altındaki Doğu Kudüs, Batı Şeria'nın kuzeydeki Cenin, Nablus, Tubas ve güneydeki Halil kentlerinde 17 Filistinliyi gözaltına aldı.
Görgü tanıkları, İsrail ordusunun üç farklı yönden girdiği Cenin kentinde yoğun silahlı çatışma yaşandığını ancak yaralı bilgisinin bulunmadığını paylaştı.
İsrail'de sonuncusu perşembe akşamı Tel Aviv kentinde olmak üzere, üç hafta içinde üçü silahlı dört ayrı saldırıda 14 İsrailli hayatını kaybetmişti. İki olayda, saldırganın Cenin bölgesinden gelmesi gözleri bu kente çevirmişti.
İsrail ordusu, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine hafta sonu iki ayrı baskın düzenlemiş, cumartesi günkü baskında silahlı çatışmada bir Filistinliyi öldürmüştü. Baskınlarda, onlarca Filistinli de yaralanmıştı. Aynı şekilde, İsrail askerleri, Tel Aviv kentindeki silahlı saldırıyı gerçekleştiren Filistinlinin kardeşlerinin bulunduğu araca pazar günü Cenin kentinde ateş açmış, bir Filistinliyi yaralamıştı.
İsrail ordusunun, Batı Şeria'daki faaliyetlerini artırmasının ardından bölgedeki şiddet olayları artmış, bu süreçte en az 20 Filistinli hayatını kaybetmişti.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.