Irak’ta Şii Koordinasyon Çerçevesi, Mukteda es-Sadr’ın hükümetin kurulması için süre vermesini reddetti: Süre vermek, siyasi tıkanıklığın devam etmesinden başka bir şeyle sonuçlanmaz

25 Mart’ta Bağdat’ın doğusunda cuma namazı sonrasında Sadr Hareketi’ni destekleyen bir kişi Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını kaldırdı (AFP)
25 Mart’ta Bağdat’ın doğusunda cuma namazı sonrasında Sadr Hareketi’ni destekleyen bir kişi Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını kaldırdı (AFP)
TT

Irak’ta Şii Koordinasyon Çerçevesi, Mukteda es-Sadr’ın hükümetin kurulması için süre vermesini reddetti: Süre vermek, siyasi tıkanıklığın devam etmesinden başka bir şeyle sonuçlanmaz

25 Mart’ta Bağdat’ın doğusunda cuma namazı sonrasında Sadr Hareketi’ni destekleyen bir kişi Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını kaldırdı (AFP)
25 Mart’ta Bağdat’ın doğusunda cuma namazı sonrasında Sadr Hareketi’ni destekleyen bir kişi Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını kaldırdı (AFP)

Irak’ta Şii Koordinasyon Çerçevesi, yeni hükümetin kurulması için süre verilmesini reddettiklerini ilan ederek, bunun sadece siyasi tıkanıklığın devam etmesine neden olacağını belirtti.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Ramazan ayı başlamadan önce 40 gün boyunca ‘siyasi itikafa’ gireceğini ilan ederek, Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki rakip siyasi parti ve gruplara bir sonraki hükümeti kurmaları için süre tanıdı ve Sadr Hareketi’nin hükümet müzakerelerinde yer almayacağını vurguladı.
Koordinasyon Çerçevesi’nden dün (salı) yapılan yazılı açıklamaya göre, grubun çatısı altında yer alan Nuri el-Maliki Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki, Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri, Asayib Ehlil Hak Hareketi lideri Kays el-Hazeli, Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim ve Nasr Koalisyonu lideri Haydar el-İbadi’nin katıldığı toplantıda ülkedeki “mevcut siyasi durum, ekonomik durumunu düzeltmeyi ve hak ettiği hizmetleri almayı arzulayan Irak vatandaşının çıkarına olmayan siyasi süreçteki tıkanıklık ve hükümetin kurulmasındaki gecikme” ele alındı. Açıklamada, “Koordinasyon Çerçevesi ülkenin çıkarlarını gözetmek için özellikle en büyük bileşen (Şii bileşene atıfla) içerisindeki diğer siyasi güçlerle işbirliği yapmayı çok istediğini vurgular. El ele vermeden, iyilik ve takva üzerinde yardımlaşmadan insanların çıkarları gözetilemez” ifadeleri kullanıldı.
Koordinasyon Çerçevesi’nin tek başına iktidar olmaya veya diğerlerini ötekileştirmeye çalışmadığı aksine onlarla işbirliği yapmak istediğine işaret edilen açıklamada, Çerçeve’nin siyasi tıkanıklığın uzamasından ve insanların çıkarlarının baltalanmasından başka bir şeyle sonuçlanmayacak olan süre belirlemelerle ilgilenmediği ifade edildi. Açıklamada ayrıca Koordinasyon Çerçevesi’nin diğer siyasi güçleri ötekileştirmeden onlarla gerçekçi uzlaşmalara varmak için çalıştığı ve en büyük bileşenin (Şiilerin) en küçük bileşen yapılmamasına odaklandığı belirtildi.
Siyasi gözlemciler, Sadr Hareketi, Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokrat Partisi’nden (KDP) oluşan Vatanı Kurtarma İttifakı içerisinde anlaşmazlıkların yaşandığı iddia edilen haberler ile bu açıklama arasında ilişki kuruyor. Nitekim Vatanı Kurtarma İttifakı üyelerinden Sünni Egemenlik İttifakı lideri ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Birinci Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi yöneticilerinden Hakim ez-Zamili arasındaki yetki tartışması konusunda bir anlaşmazlık olduğu haberleri sızdırılıyor.
Sünni Egemenlik İttifakı, bu anlaşmazlığa müdahale etmesi için Mukteda es-Sadr’a çağrıda bulunurken, Sadr zaman zaman Twitter hesabından oruç ve diğer dini konularla ilgili paylaşımlarda bulunmak dışında ‘siyasi itikafını’ sürdürüyor.
Bazı gözlemciler, Sadr’ın ‘siyasi itikafa’ girerek topu Koordinasyon Çerçevesi’nin sahasına atarak onu hükümeti kurma noktasında aciz bir duruma düşürmeye çalıştığı değerlendirmesinde bulunuyor. Zira Koordinasyon Çerçevesi hükümeti kurmak için Meclis’te milletvekili çoğunluğuna sahip değil. Aynı şekilde Sadr’ın liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı da yeni cumhurbaşkanının seçilmesi amacıyla Meclis’te yapılan üç oturuma rağmen KDP’nin cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in seçilmesini sağlayamadı. Reber Ahmed’in seçilememesin sebebi, Vatanı Kurtarma İttifakı’nın söz konusu oturumlarda oylamaya geçilebilmesi için milletvekili tamsayısının üçte ikisinin oturuma katılmasını sağlayamadı.
Koordinasyon Çerçevesi, son günlerde bir konsensüs oluşturmak amacıyla çeşitli siyasi gruplarla gerçekleştirdiği görüşmelerden sonuç alınıp alınmadığına dair herhangi bir açıklama yapmazken, Koordinasyon Çerçevesi’nden bir yönetici Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “İster Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ister Sünni Azim Koalisyonu ve bağımsız milletvekilleri ile meclise girmeyi başaran Ekim Hareketi güçleri ile yapılan görüşmelerde, üzerinde en çok vurgu yapılan şey, başbakanlık makamının Şii bileşen içindeki koalisyonlara değil, Şii bileşene ait olduğu dikkate alındığında en çok milletvekili sayısına sahip meclis blokunu kurmanın Şii blokların (Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi) hakkı olduğuydu. Cumhurbaşkanlığı makamı ile Meclis Başkanlığı makamı diğer siyasi veya meclis gruplarının hakkı. Bu paylaşım, 2003 yılı sonrası Irak siyasi güçleri arasında üzerinde uzlaşıya varılan geleneğe dayanıyor” dedi.
Koordinasyon Çerçevesi yöneticisi, iyi niyet göstergesi olarak Mukteda es-Sadr’ın başbakan adayı Cafer es-Sadr’a itiraz etmediklerini açıkladıklarını ancak anlaşmazlık noktasının, hangi meclis blokunun başbakan adayını gösterme hakkına sahip olacağı etrafında döndüğünü söyledi. Yönetici, Cafer es-Sadr’ı aday göstermek isteyen Vatanı Kurtarma İttifakı’nın Şii Sadr Hareketi, Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürt KDP’den oluştuğunu oysa başbakan adayını belirleme hakkının Şiilere ait olmasından hareketle Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin yaklaşık 2 milyon Şii vatandaşın oyunu aldığını kaydetti. Vatanı Kurtarma İttifakı’nın başbakan adayını sunmak istediğini ve buna karşılık olarak Koordinasyon Çerçevesine birkaç bakanlık koltuğu vermek istediğini söyleyen yönetici, bakanlık koltuklarının seçim başarılarına göre dağıtıldığını ve kimsenin hibe edebileceği bir şey olmadığını belirtti.



Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, dün yaptığı açıklamada hükümetin HDK ile ordu arasında yaşanan ‘yıkıcı savaşı sona erdirmeyi amaçlayan tüm yapıcı çabalara açık’ olduğunu söyledi.

Reuters'ın haberine göre Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Joe Biden'ın çatışan taraflara müzakerelere yeniden başlamaları için yaptığı çağrıya verdiği yanıtta “Halkımızın acılarını hafifletecek ve Sudan'ı güvenlik, istikrar, hukukun üstünlüğü ve demokratik güç devri yoluna sokacak barışçıl bir çözüm aramak için tüm uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Başkan Biden dün çatışan tarafları, 2023 nisanından bu yana devam eden ve on binlerce insanın ölümüne ve ülkenin kıtlığın eşiğine gelmesine neden olan savaşı sona erdirmek üzere müzakerelere yeniden başlamaya çağırdı. Biden, Sudan’ın batısındaki Darfur’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmaların yeniden başlamasından günler sonra yaptığı açıklamada, “Sudanlıların çektiği acıların sorumluluğunu taşıyan çatışan tarafları (Sudan ordusu ve HDK) güçlerini geri çekmeye, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaya ve bu savaşı sona erdirmek için müzakerelere yeniden katılmaya çağırıyorum” dedi.

Cumartesi günü, HDK'nın ülkenin güneybatısındaki el-Faşir’in kontrolünü ele geçirmek için saldırı başlatmasıyla şehirde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

El-Faşir, geçtiğimiz mayıs ayından bu yana kuşatma altına almış olmasına rağmen HDK’nın ele geçiremediği Darfur eyaletinin beş şehrinden sadece biri.

Biden yaptığı açıklamada kuşatmanın son zamanlarda ‘yoğunlaştırılmış bir saldırıya’ dönüşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Biden, savaşın başlamasından bu yana sivillere yönelik zulümlere atıfta bulundu.

Darfur Valisi Minni Minawi, geçtiğimiz hafta ordunun HDK tarafından el-Faşir'e yapılan ‘büyük bir saldırıyı’ püskürttüğünü ve HDK'nın ilerleyerek kentteki askeri mevzileri ele geçirdiğini açıkladı. Sudan, geçtiğimiz yıl nisan ayından bu yana Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK arasında devam eden bir savaşa sahne oluyor.

ABD Başkanı, salı günü yaptığı açıklamada, Sudan’daki savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizlerinden birini’ yarattığı uyarısında bulunarak yaklaşık ‘10 milyon insanın’ yerinden edildiğini söyledi.

ABD, 14 Ağustos'ta Sudan’a insani yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılması ve ateşkesin sağlanması için İsviçre'de müzakereler başlattı.

Müzakereler, başladıktan yaklaşık on gün sonra ateşkes konusunda bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak çatışan taraflar iki önemli koridor üzerinden güvenli ve hiçbir engelleme olmadan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamayı taahhüt etti.

ABD'nin Sudanlı sivillere iki yıl içinde toplam 1,6 milyar dolarlık yardımda bulunduğunu hatırlatan Biden, “Açıkça söylemeliyim ki ABD, özgürlük, barış ve adaleti hak eden Sudan halkına olan bağlılığından vazgeçmeyecek. Çatışmanın tüm taraflarına şiddete son vermeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, her iki tarafın da Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımların herhangi bir engelleme olmadan ulaştırılmasına derhal izin vermesi gerektiğinin altını çizdi.