Libya: Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcileri Kahire’de ‘anayasa taslağındaki ihtilaflı maddeleri’ görüşecek

Libya: Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcileri Kahire’de ‘anayasa taslağındaki ihtilaflı maddeleri’ görüşecek
TT

Libya: Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcileri Kahire’de ‘anayasa taslağındaki ihtilaflı maddeleri’ görüşecek

Libya: Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcileri Kahire’de ‘anayasa taslağındaki ihtilaflı maddeleri’ görüşecek

Libya Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi temsilcilerinin ertelenen seçimlerin anayasal zemini konusunda yaşadıkları anlaşmazlıkları görüşmek amacıyla bugün Mısır’ın başkenti Kahire’ye doğru hareket ederken, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve yeni İstikrar Hükümeti lideri Fethi Başağa memleketleri olan Misrata ile yoğun bir görüşme trafiği yürüttü.
Başağa ve Libya’nın güneyinden sorumlu yardımcısı Salim ez-Zadma Tunus’ta bulunan konutlarından video konferans yoluyla Misrata’daki halkla ve gençlerle görüştü. Görüşmede hükümet çalışma programı ve başkent Trablus’ta başlayan hazırlıklar hakkında konuşuldu. UBH Başbakanı Dibeybe de Misrata kentindeki UBH yanlısı silahlı milis gruplardan birkaçının komutanıyla görüştü.
UBH’den dün sabahın erken saatlerinde yapılan açıklamada, toplantıda ülkenin askeri ve güvenlik durumunun ele alındığı belirtildi. Ancak resmi olmayan kaynakların aktardığına göre silahlı grupların liderlerinden birkaçının katıldığı toplantının amacının, UBH’ye bağlılığın teyit edilmesi olduğu savunuldu. Yerel basın yayın organları ise bu toplantıda milis grupların karşılaştığı zorlukların ve ülkedeki son siyasi gelişmelerin ele alındığını aktardı.
Dibeybe, UBH yanlısı Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Komutanı El-Fituri Gribel ve 5+5 Ortak Askeri Komitesi’ndeki UBH temsilcileri ile bir araya geldi. Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) 5+5 Ortak Askeri Komitesi temsilcilerinin dile getirdiği talepleri görmezden gelen Dibeybe, Libya halkının UBH’nin geçtiğimiz süreçte ortaya koyduğu çalışmaları ve kendisine verilen görevin sınırları içerisinde kalmasını takdir ettiğini belirterek, bunun siyasi tartışmalardan tamamıyla uzaklaşmayı gerektirdiğini söyledi. Dibeybe 5+5 Ortak Askeri Komitesi’ndeki UBH temsilcilerine izledikleri yolda devam etmelerini ve geri adım atmamalarını istedi.
Komite çalışmalarının çerçevesinin uluslararası anlaşmada açık bir şekilde çizildiğini ifade eden Dibeybe, Komite’nin büyük ölçüde tarafsız ve profesyonel olmayı gerektiren çalışmalarını yapabilmesi ve hedeflerini gerçekleştirebilmesi için siyasetten ve devletin yönetim işleriyle ilgili detaylara girmekten uzak durması gerektiğini kaydetti.
Görüşmeye Savunma Bakanlığının bu yılki planını getiren Haddad, Komitenin rolünün açık olduğu ve ayrıntılı bir şekilde belirlendiğini ve siyasi işlerle ilgisinin bulunmadığını vurgulayarak, Komitenin kendisi için belirlen görevlere göre çalışmalarını yürütmeye devam etmesinin önemini dile getirdi.
5+5 Ortak Askeri Komitesi’nde yer alan Batı Bölgesi Komutanlığı temsilcileri, Ordu Başkomutanı unvanına sahip olan Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi ile görüştü. Batı Bölgesi Komutanlığı temsilcileri, LUO temsilcilerinin Komite çalışmalarına katılmayı askıya almasının “ülkede yeniden bölünmeye yol açabileceği” uyarısında bulunarak, Komitenin teknik bir komite olmasından dolayı siyasi tartışmalardan tümüyle uzak olduklarını kaydetti. Batı Bölgesi Komutanlığı temsilcileri ‘LUO’nun tüm mensuplarının maaşlarının ödenmesiyle ilgili soruna köklü çözümler bulmanın gerektiğini’ vurguladı. Bununla birlikte maaş ödemelerinde yaşanan aksaklıklar devlete bağlı tüm kurumlar için geçerli bir durum.
Lafi, Komitenin çalışmasındaki herhangi bir bozukluğun, ateşkes ve istikrarın sağlanması elde edilen başarıları baltalayacağını ve ülkenin birlik ve huzurunu olumsuz etkileyebileceğini kaydetti. Lafi, verilen görevleri yapması ve geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği tüm kazanımları korumak için Komitenin çalışmalarını desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
5+5 Ortak Askeri Komitesi’nde yer alan LUO temsilcileri, Dibeybe’nin iktidarı Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen Başağa hükümetine teslim etmemesi ve son 4 aydır LUO mensuplarının maaşlarını yatırmayı durdurması üzerine Komite çalışmalarına katılmayı askıya alma kararı almıştı.
Lafi, dün katıldığı bir toplantıda Başkanlık Konseyi’nin seçimlerin uzlaşmacı bir anayasal zemine göre gerçekleştirilmesi taahhüdüne bağlı olduğunu belirterek, ülkede birlik ve istikrarın sağlanması amacıyla Başkanlık Konseyi’nin Libya halkının seçimlerin düzenlenmesi konusundaki arzusunu gerçekleştirmek için müdahalede bulunma gücüne sahip olduğunu söyledi. Lafi, Libya’daki uzlaşı sürecinin tamamlanması adına Başkanlık Konseyi’nin uzlaşma projesinin himayesinde çalışmalarına devam edeceğini ifade etti.
Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih yeni İstikrar Hükümeti’nin Savunma Bakanı Humeyd Huma ile görüşmesinde ülkedeki gelişmeleri ele aldı. Salih ayrıca Meclis Adalet ve Ulusal Uzlaşı Komisyonu Başkanı Abdulhadi es-Sağir ve Anayasa Taslağı Değişikliği Komitesi üyesi ile bir araya geldi. Bu görüşmede Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan 12. anayasa değişikliği uyarınca Anayasa Heyeti tarafından hazırlanan taslağın tartışmalı maddeleri gözden geçirildi.
Salih’in Basın Danışmanı, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi temsilcilerinin anayasa taslağındaki söz konusu ihtilaflı maddeleri görüşmek üzere bugün Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya geleceklerini bildirdi. İki taraftan toplam 24 üyeden temsilcinin katılımıyla oluşturulan ortak komite Kahire’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie’nin katılımıyla toplantı gerçekleştirecek.
Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Konseyi temsil edecek üyeler Kahire’ye hareket etmeden önce onlarla Trablus’taki konutunda bir toplantı düzenledi. Görüşmede anayasa süreci dosyası, seçimler ve ülkenin ekonomik durumunun masaya yatırıldığı bildirildi.
Diğer yandan yerel basın yayın organlarında, başkent Trablus’ta Dibeybe hükümetine ait binada görev yapan güvenlik gücünün Öfke Volkanı Operasyonu gazilerini darp etmesine yönelik eleştirel haberlere yer verildi. Bu haberlere göre gaziler hükümet binasının önünde protesto düzenledikleri sırada bakanlık emriyle hedef alındı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24