Türkiye, Rusya’nın meşguliyeti ve ABD’nin sessizliğinden faydalanarak SDG’ye karşı askeri gerilimi artırıyor

Türkiye yanlısı gruplar savaşa hazırlık seviyesini artırmak amacıyla İdlib’de eğitimler gerçekleştiriyor.

Ağustos 2020’de İdlib kentinin kuzeybatısındaki stratejik M4 karayolunda Türk-Rus ortak devriyesinin hedef alındığı haberlerinin ardından hasar gören bir askeri aracı çeken Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
Ağustos 2020’de İdlib kentinin kuzeybatısındaki stratejik M4 karayolunda Türk-Rus ortak devriyesinin hedef alındığı haberlerinin ardından hasar gören bir askeri aracı çeken Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
TT

Türkiye, Rusya’nın meşguliyeti ve ABD’nin sessizliğinden faydalanarak SDG’ye karşı askeri gerilimi artırıyor

Ağustos 2020’de İdlib kentinin kuzeybatısındaki stratejik M4 karayolunda Türk-Rus ortak devriyesinin hedef alındığı haberlerinin ardından hasar gören bir askeri aracı çeken Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
Ağustos 2020’de İdlib kentinin kuzeybatısındaki stratejik M4 karayolunda Türk-Rus ortak devriyesinin hedef alındığı haberlerinin ardından hasar gören bir askeri aracı çeken Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)

Türk güçleri, Rakka’nın kuzey kırsalında yer alan Özerk Yönetim’in başkenti konumundaki Ayn İsa’nın doğusunda Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrol ettiği bölgelere yönelik bombardımanı dün (Çarşamba) de sürdürdü.
Türk güçlerinin bombardımanı, Muşeyrife köyü ile Ayn İsa silolarına odaklandı. Bu kapsamda Türk güçleri önceki gün Rakka’nın kuzey kırsalındaki Ayn İsa’nın batı kırsalında bulunan Muallak, Halidiye, El-Huşan, Ed-Dibs, Sakr Dinlenme Tesisi ve Halep-Lazkiye karayolunu (M4) ağır topçu ateşiyle hedef aldı.
Türkiye’nin Rakka kırsalındaki bombardımanı hafta boyunca her gün devam etti. ‘Barış Pınarı’ olarak bilinen bölgede konuşlu Türk güçleri tarafından atılan roket mermileri Rakka’nın kuzeyindeki Tel Abyad’ın batı kırsalındaki El-Arida, Zenuba ve Harbatu’l Bakar, Sayda, Muallak, Halidiye, El-Huşan ve Ed-Dibs’in yanı sıra M4 karayolu, Sakr Dinlenme Tesisi ve Ayn İsa Kampı’na düştü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) çarşambayı perşembeye bağlayan gece yarısından sonra Halep’in kuzey kırsalındaki Ayn Dakna ve Kelcebrin mevzilerinde bölgede konuşlu SDG unsurları ile Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları arasında orta ve ağır silahların kullanıldığı çatışmalar gerçekleştiğini bildirdi. Gözlemevi’ne göre, Türk güçleri ve desteklediği gruplar, Halep’in kuzey kırsalında Kürt güçlerin konuşlandığı bölgeler içinde yer alan Meranaz ve Ayn Dakna köyü ile Minağ beldesi çevresini ağır topçu ateşiyle bombaladı.
Türkiye destekli silahlı grupların kontrolündeki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgelerinde söz konusu grupların yoğun eğitimler gerçekleştirdiği yönünde bilgilerin aktarıldığı bir ortamda, Türk güçleri Nisan ayının başından bu yana Suriye’nin kuzeydoğu bölgelerinde SDG’ye karşı yeni bir askeri tırmanışa başladı. Türkiye’nin SDG’ye karşı tırmanışı, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşla meşgul olduğu ve Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde stratejik mekanizmanın kurulduğu bir dönemde geldi. Gözlemcilere göre, Türkiye belki de bu durumu SDG’ye karşı saha kazanımları elde etmek için kaçınılmaz bir fırsat olarak gördü.
Türkiye, Barış Pınarı çevresinde yer alan Tel Tamir ve Ayn İsa kırsalları ile Ebu Raseyn bölgesinde konuşlu YPG birliklerine ve YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’ye ait noktalara yönelik karadan düzenlediği bombardımanlara hız verdi. SDG’nin birkaç lideri Türk güçlerine ait silahlı insansız hava araçları (SİHA) tarafından daha önce hedef alındı. Bu kapsamda Türk SİHA’ları, Haseke kırsalındaki El-Kahtaniye beldesinin güneyindeki Hasude köyünde SDG unsurlarını ve iki liderini taşıyan bir aracı vurdu. Olayda 1 SDG unsuru öldü, iki liderden biri olan Ferhad Merde yaralandı. Bu operasyon, Fırat’ın doğusundaki Türk-Rus ortak gözlem devriye sayısının azalmasıyla eşzamanlı gerçekleşirken, SDG’ye yönelik doğrudan hava bombardımanı operasyonları yoğunlaştırıldı. Aynı zamanda Fethu’l Mubin Operasyonlar Odası’ndan askeri kaynaklar, SMO ve Heyet Tahrir Şam saflarının içinde yer alan Ceyşu’l İzze ve Ulusal Kurtuluş Cephesi isimli grupların, savaşa hazırlık seviyesini artırmak için İdlib bölgesindeki kamplarda unsurlarına ağır, orta ve hafif silahlarla yoğun eğitimler verdiğini bildirdi.
Türk ordusu bölgedeki askeri ve lojistik durumunu iyice güçlendirmek ve tahkim etmek amacıyla geçen hafta boyunca İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye bölgesinde bulunan askeri noktalarına büyük askeri ve lojistik takviyeler gerçekleştirdi.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.