Rusya, Batılı ülkeleri mevcut ‘askeri operasyonunu’ engellemeye çalışmamaları hususunda uyardı ve Ukrayna’ya gönderilen silah sevkiyatlarını hedef almakla tehdit etti. Washington’ın Kiev’e büyük miktarda askeri teçhizat ve gelişmiş silah desteği vermeyi planladığı bir evrede, Moskova’nın tehdidinin ‘son uyarı’ niteliği taşıdığı değerlendirildi.
Kremlin, her ne kadar ‘zorlu bir süreç’ olsa da Ukrayna ile müzakere yoluna bağlılığını teyit etti. Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinski’nin (Rus müzakere heyetinin başkanı) Ukrayna tarafıyla ciddiyetle müzakere ettiğini, şu anda belirli bir şey açıklanamayacağını, ancak sıkı çalışmanın devam ettiğini söyledi.
Basına açıklama yapan Peskov, “Belirli sonuçlara ulaşılacağına dair bilgiler var, henüz duyurulacak bir şey yok, Medinskiy çok sıkı bir şekilde çalışmaya devam ediyor” dedi. Moskova geçtiğimiz günlerde, Ukrayna tarafını, daha önce mutabakat sağlanan bazı konulardan sapmakla itham etmiş ve Batı’yı müzakere sürecini sekteye uğratmak için Kiev’i yönlendirmekle suçlamıştı. Moskova ayrıca, geçmişte olduğu gibi yeni müzakere turlarında, operasyonun dozunun düşürülmeyeceğini duyurmuştu. Rusya Dışişileri Bakanı Sergey Lavrov, askeri harekatın, nihai hedeflere ulaşılana kadar süreceğini açıklamıştı.
Öte yandan Kiev de askeri baskıya rağmen Rusya ile diyaloğu sürdürme arzusunda olduğunu duyurdu. Başkan Vladimir Zelenski’nin danışmanı, Rus mevkidaşı ile her an görüşmeye hazır olduğunu belirtti.
Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, Rusya'nın, Ukrayna’nın güneyindeki Mariupol'da kimyasal bileşenler de dahil olmak üzere yasaklanmış silahları kullandığı iddialarını yalanladı. Matviyenko, ‘’Rusya’nın herhangi bir kimyasal silah stoku bulunmamaktadır, bu tür silahları tamamıyla imha ettik, bu tür silahların Ukrayna’da kullanıldığı yönündeki veriler yalanlardan ibarettir’’ şeklinde konuştu.
Rusya’yı ve Rus ordusunu ‘itibarsızlaştırma ve imajını sarsmaya’ yönelik girişimler olduğuna dikkat çeken Matviyenko sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu tür iddialı suçlamalar elbette sadece gerçeklerin çarpıtılmasıdır. Rusya Federasyonu, şu ana kadar kimyasal silahlarını imha etmeyen ABD’nin aksine, 2017 yılında kimyasal silahlarının tümünü imha ederek yükümlülüklerini yerine getirmiştir.’’
Bu arada Devlet Duma’sındaki Soruşturma Komisyonu, milletvekillerinin sunduğu, Ukrayna’daki ‘askeri operasyon’ karşıtı olup ülkeden ayrılan Rus vatandaşlarının mal varlıklarına el konulmasına ilişkin, yasa tasarısı önerilerini incelediğini duyurdu. Soruşturma Komisyonu Sözcüsü Svetlana Petrenko, "Üyelerimizin, Rusya'ya karşı provokasyon yapan ve ülkeden ayrılan kişilerin mallarına el konulmasına ilişkin dilekçesi, mevcut mevzuat açısından ilgiyle incelenecektir’’ açıklamasında bulundu.
Devlet Duma’sı üyesi Sultan Hamzayev, Soruşturma Komisyonu Başkanı Alexander Bastrykin'e, Ukrayna destekçisi olup Rusya'dan ayrılan vatandaşların mal varlıklarına el konulması için yasal bir mekanizma kurulması önerisi sunduğunu belirtti ve bu kişilerin ‘Rus silahlı kuvvetleri hakkında yanlış bilgi yaymak’ kapsamında soruşturulması ve mallarına el konulması gerektiğini savundu. Rusya'da Ukrayna savaşına karşı çıkanlar ‘hain’ olarak nitelendiriliyor. Bu kişilerle ilgili tartışmalar son haftalarda iç tartışmalara damgasını vurdu. Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı Duma’da daha önce ‘hainlerin’ vatandaşlıktan çıkarılması ve mal varlıklarına el konulmasına yönelik bir yasa tasarısının tartışılacağı açıklanmıştı.
Rusya’nın uyarısı ve ABD’nin askeri yardımları
Bu arada Moskova, Ukrayna'daki askeri operasyonunu engellemeye yönelik her türlü girişime "güçlü bir şekilde karşı çıkacağını" duyurdu ve Ukrayna’ya yapılan silah sevkiyatlarını hedef almakla tehdit etti. Rus medyasına konuşan üst düzey kaynaklar, ‘muhtemelen bu, son uyarı olabilir’ yorumunda bulundu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD'nin Ukrayna'ya gelişmiş silah desteği vermeye devam ettiğini ve Kiev’in pervasız düşmanlığını teşvik ettiğini söyledi. Ryabkov, Rus TASS haber ajansına verdiği röportajda, Moskova’nın bu koşullarda ABD yönetimi ile Ukrayna'daki durum konusunda kapsamlı bir temas kurmayı, anlamsız ve faydasız gördüğünü belirtti. Ryabkov, “Bununla birlikte, Amerikalılara ve diğer Batılılara, operasyonumuzu yavaşlatma, Rus askeri birliklerine ve Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetlerinin birliklerine mümkün olan en fazla zarar verme yönündeki girişimlerin güçlü bir şekilde engelleneceğini anlatmaya çalışıyoruz. Onları, Ukrayna topraklarında hareket eden silahlı ABD-NATO araçlarının meşru askeri hedefler olarak görüldüğü konusunda uyarıyoruz. Ukrayna’ya ulaşan silah sevkiyatlarını hedef alacağız” ifadelerini kullandı.
Bu arada Washington'da, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, Ukrayna'ya 750 milyon dolarlık ilave silah ve savunma yardımı yapacağı öğrenildi. ABD’nin yeni silah desteği içinde, zırhlı araçlar, obüsler, insansız hava araçları ve kimyasal, biyolojik veya nükleer bir saldırı durumunda personeli korumaya yönelik teçhizat da yer alıyor. Ukrayna'ya Rus araçlarına saldırmak için kullanılabilecek Sovyet menşeli Mi-17 helikopterlerinin sağlanma olasılığı da tartışılıyor. Rusya’nın denizden bir saldırı başlatma ihtimali değerlendirilirken, Ukrayna’ya sağlanacak olan ‘gelişmiş silahların ve insansız hava araçlarının’ sahil direnişinde etkili olacağı değerlendiriliyor. Modern obüsler de Ukrayna'nın Rus kuvvetlerine karşı ateş gücünü artıracak. Rus güçleri Donbass bölgesinde güçlerini yeniden konumlandırıyor. Askeri yetkililer ülkenin doğusundaki savaşın kritik bir evreye girdiği bu süreçte, ABD’nin silah desteğinin oldukça önemli olduğunu belirtiyor.