Fransız istihbaratı: ABD ve İngiltere, Ukrayna'da ‘gizlice’ savaşıyor

Le Figaro gazetesi, Johnson'ın bizzat Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i daha iyi şartlar sunulana kadar Rusya ile savaşmaya devam etmeye ve barışa yönelmemeye teşvik ettiğini belirtti.

16 Mart'ta bombalanan Mariupol Drama Tiyatrosu'ndaki Rus askerleri. (AFP)
16 Mart'ta bombalanan Mariupol Drama Tiyatrosu'ndaki Rus askerleri. (AFP)
TT

Fransız istihbaratı: ABD ve İngiltere, Ukrayna'da ‘gizlice’ savaşıyor

16 Mart'ta bombalanan Mariupol Drama Tiyatrosu'ndaki Rus askerleri. (AFP)
16 Mart'ta bombalanan Mariupol Drama Tiyatrosu'ndaki Rus askerleri. (AFP)

Kifaye O'Leary
İngiltere ve ABD’nin özel seçkin kuvvetlerinin şubat ayı sonlarında Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın başlamasından beri Ukrayna'da bulunduğu bildirildi. Açıklama, Fransız istihbarat teşkilatından bir kaynağın Fransız gazetesi Le Figaro’ya verdiği röportajda yapıldı.
Söz konusu iddia, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın Kiev'e beklenmedik bir ziyarette bulunduğu gün, gazetenin üst düzey uluslararası gazetecilerinden biri olan Georges Malbrunot tarafından ortaya atıldı. Her ne kadar bu iddia resmi olarak teyit edilmemiş olsa da İngiliz lidere ‘Special Air Service' (SAS) komandolarının eşlik ettiği kaydedildi.
Malbrunot, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Fransız bir istihbarat kaynağından bilgi aldığını belirterek SAS birliklerinin ve ABD Delta gücünün savaş başladığından bu yana Ukrayna’da bulunduğunu söyledi. Kaynağın Rusya’nın yabancı komandolar tarafından birliklerine karşı yürütülen ‘gizli savaşın’ tamamen farkında olduğunu söylediğini aktardı. Kaynağın verdiği bilgiler, Le Figaro'nun Ukrayna ile ilgili aktardığı son gelişmelerin arasında yer aldı.
İngiltere ve ABD, Kiev'in en faal askeri destekçileri arasında yer alıyor. Johnson'ın bizzat Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i daha iyi şartlar sunulana kadar Rusya ile savaşmaya devam etmeye ve barışa yönelmemeye teşvik ettiği söyleniyor.
Batı'daki savaşı desteklemeye yönelik fikir birliği geçen hafta Avrupa Birliği (AB) dış politika sorumlusu Josep Borrell tarafından da doğrulandı. Nitekim kendisi cumartesi günü Kiev ziyareti sırasında yaptığı açıklamada ‘muharebe alanında savaşın kazanılacağını’ vurguladı.
İngiliz medyası bu haftanın başlarında, çok sayıda ‘emekli’ SAS askerinin keşif ve tanksavar savaşında Kiev'e yardım etmek için Ukrayna'ya gittiğini ve  ileride de gitmeyi planladığını bildirdi. İngiliz gazetesi Daily Mirror'ın haberinde söz konusu emekli askerlerin hizmetlerinin bedelinin, İngiliz hükümeti yerine ‘özel bir askeri şirket aracılığıyla henüz adı paylaşılmayan Avrupa'daki bir ülke’ tarafından ödendiği iddia edildi.
Rus ordusundan yapılan açıklamalarda Ukrayna için savaşan ‘paralı askerlere’ karşı mücadele ettiklerinden söz ediliyor.
Rusya Savunma Bakanlığı, Kiev'in savaş sırasında en şiddetli çatışmalara sahne olan liman kenti Mariupol’dan üst düzey görevlileri tahliye etmek için yaptığı son başarısız girişiminde sivil bir gemi kullanmaya çalıştığını belirtti. Russia Today’e (RT) göre tahliye edilmesi planlanan kişilerin aşırı milliyetçi Azak Taburu liderleri ve yabancı paralı askerler olduğu ortaya çıktı. Gazeteye göre teyit edilmemiş haberlerde, yüzlerce yabancı uyruklu kişinin ve birkaç bin Azak askerinin Mariupol'da mahsur kalmış olabileceği iddia edildi.
ABD ve İngiltere, Ukrayna'ya savaşmak için asker gönderme planları olmadığını açıkça belirtiyorlar. Ancak her iki ülke de Kiev’in önemli silah tedarikçilerinden sayılıyor ve Rusya’nın saldırısından önce Ukrayna kuvvetlerini eğitiyorlardı. Haberlerde savaş başlamadan önce uzmanların ülkeden çekildiği ifade edilmişti.

İngiltere’den seyahat yasağı
İngiltere Savunma Bakanlığı mart ayı başlarında aktif görevli personelin Ukrayna'ya seyahat etmesini yasaklamış ve askeri personeli seyahat yasağını ihlal etmenin kovuşturma ile sonuçlanabileceği konusunda uyarmıştı. Rus saldırısının ardından Kiev, yurt dışındaki gönüllülere yeni kurulan ‘yabancı lejyonuna’ katılma çağrısında bulunmuştu.
Ukrayna'nın 2014'te imzalanan Minsk anlaşmalarının hükümlerini yerine getirmemesinin ve Rusya'nın Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıma kararının ardından, şubat ayı sonlarında Rusya Ukrayna'ya karşı geniş çaplı bir saldırı başlatmıştı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Almanların ve Fransızların aracılığıyla müzakere edilen Minsk Protokolü, ayrılıkçı bölgelere Ukrayna devleti içinde özel bir statü vermeyi hedefliyordu.
Söz konusu dönemden bu yana Rusya, Ukrayna'nın kendisini ABD liderliğindeki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) asla katılmayacak tarafsız bir ülke olarak ilan etmesini istiyor. Kiev, Rus saldırısının gerekçesiz olduğu konusunda ısrar ediyor ve iki ayrılıkçı bölgeyi zorla ele geçirmeyi planladığı yönündeki iddialarına karşı çıkıyor.



Netanyahu, İranlıları hükümetlerinin hesap vermesini sağlamak için "sokaklara çıkmaya" çağırdı

TT

Netanyahu, İranlıları hükümetlerinin hesap vermesini sağlamak için "sokaklara çıkmaya" çağırdı

Netanyahu, İranlıları hükümetlerinin hesap vermesini sağlamak için "sokaklara çıkmaya" çağırdı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İranlıları sokaklara çıkıp, ülkelerinde ciddi elektrik ve su kesintileri yaşandığı için hükümetlerinden hesap sormaya çağırdı.

AFP'nin habere göre Netanyahu'nun açıklamaları, haziran ayında 12 gün süren ve İsrail'in özellikle nükleer ve askeri tesisleri hedef alan saldırılarıyla başlayan İsrail-İran savaşından sadece iki ay sonra geldi. Tahran ise İsrail saldırılarına füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık verdi.

İsrail saldırısı, İran'da çok sayıda üst düzey askeri komutan, nükleer bilim adamı ve yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı. İsrail ise 28 sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Netanyahu, internette yayınladığı video mesajında, İran'da devam eden su krizine ve ülkenin rezervuarlarındaki su seviyelerinin düşmesine değindi.

İranlı yetkililer, geçen hafta elektrik santralleri üzerindeki baskıyı artıran sıcak hava dalgasının ortasında, elektrik tüketimini azaltmak amacıyla birçok devlet dairesinin kapatılmasını emretti.

Netanyahu, "Bu acımasız yaz sıcağında çocuklarınız için temiz ve serin su bile bulamıyorsunuz," diyerek. "İyi haber şu: Ülkeniz özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz, İsrail'in en iyi su uzmanları her İran şehrine seyahat edecek ve en son teknoloji ve bilgi birikimini yanlarında getirecek" ifadelerini kullandı.

Neteyahu, İranlıları "özgürlük için risk almaya", "sokaklara çıkmaya" ve "aileleri ve tüm İranlılar için daha iyi bir gelecek inşa etmeye" teşvik edecek kadar ileri gitti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Netanyahu, daha önce de İsrail ile anlaşmazlık yaşayan ülkelere seslenmek ve vatandaşlarını harekete geçmeye çağırmak için video mesajları kullanmıştı.

Konuşması, yaklaşan kıtlık uyarıları arasında Gazze'deki 22 aylık savaşı sona erdirmesi ve Filistin topraklarında hâlâ tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için yurt içinde ve yurt dışında artan baskılarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde geldi.