Irak’taki siyasal kriz Kürt partileri arasında da ihtilaf doğurdu

Irak’ta cumhurbaşkanlık pozisyonu, Erbil ile Süleymaniye arasındaki anlaşmazlığı derinleştiriyor

Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani (AFP)
Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani (AFP)
TT

Irak’taki siyasal kriz Kürt partileri arasında da ihtilaf doğurdu

Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani (AFP)
Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani (AFP)

Kürdistan özerk bölgesindeki iki ana Kürt partisi (Kürdistan Demokratik Partisi/KDP ve Kürdistan Yurtseverler Birliği/KYB), Şii partilerin çatı yapılanması olan “Şii Evi” içindeki derin farklılıklar nedeniyle Irak'ta cumhurbaşkanlığını alamazken, aralarında bölgenin birliğini tehdit edecek derecede derin anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı.
Iraklı Kürtler, Kürt hareketi tarihinde ilk kez özerklik kazanmalarının yıl dönümü olan 11 Mart’ı her yıl kutlarken, 1991 yılında Kuveyt'in işgali nedeniyle Irak'a açılan savaştan sonra yarı özerk bir rejime kavuştular. O yıl Irak'ta 32 ve 36 enlem ve boylamlarında uçuşa yasak bölgeler ilan edildi. Bu durum, Kürtlerin Bağdat'tan neredeyse tamamen bağımsız olmalarını, hükümet kurmalarını ve parlamento seçimleri yapmalarını sağladı.
Bu süreç, 2003 yılında ABD’nin Saddam Hüseyin'i ve Baas rejimini devirdiği savaşa kadar devam etti. Iraklılar, 9 Nisan 2003'te olanlarla ilgili hala farklı görüşteler. Iraklı çevreler arasında burada yaşananların işgal olduğu konusunda neredeyse fikir birliği var. Fakat ABD yönetimi, her konuda görüş ayrılığına düşen Iraklı Kürtlerin, yaşananların Saddam rejiminden kurtuluş olduğu konusunda hemfikir olduğunu söylüyor. Yine de Kürtler, Saddam Hüseyin döneminde tarihi bir başarı olarak gördükleri özerkliği her yıl kutlamakta ısrar ediyorlar.
Kürtlerin 1970'ten beri sadece bir kağıt üzerinde elde ettikleri özerklik, sahaya yansımamıştı ama onlar için yaklaşık 21 yıl sonra 1991'de içeriği gerçekleşen tarihi bir belge ve önemli bir değişimdi. Özerklik, 2005 yılında Irak anayasasında yetkiler ve idari ve siyasi sistem açısından entegre bir bölge şeklinde yer aldı. Bölgede 2003'ten sonra 19 yıl içinde inşa ve imar anlamında gerçekleştirilenler, Irak'ın diğer tüm bölgeleri için bir model haline geldi.
Kürdistan'da farklı aidiyet ve ideolojilere sahip çok sayıda siyasi partiden oluşan bir parti hayatı olsa da, buradaki güç iki ana parti tarafından paylaşılıyor. Bu partilerden ilki, tarihi lider Mesud Barzani’nin liderliğini sürdürdüğü Kürdistan Demokratik Partisi, diğeri kurucusu ve tarihi lideri Celal Talabani'nin ölümünün ardından bölünmeler yaşayan ve şimdi de oğlu Bafel Talabani'nin liderliğini yaptığı KYB.
KYB, iki taraf arasındaki anlaşma nedeniyle bölgedeki tüm yetkileri paylaşmıyor. KDP, bölgesel yönetim başkanlığı, hükümet ve bakanlıkların çoğu gibi bölgedeki pozisyonları alırken; KYB, Bağdat'ta cumhurbaşkanlığı görevini üstleniyor.
Mesud Barzani liderliğindeki KDP'nin bu adeti ortadan kaldırmak için ısrar etmesi, 2018 yılından bu yana iki parti arasında anlaşmazlıklara yol açtı. 2018'de iki parti, cumhurbaşkanlık pozisyonu için iki adayla Irak parlamentosuna girdiler. KDP Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'i, KYB ise Cumhurbaşkanı Berhem Salih'i aday gösterdi. Parlamentoda gizli oylamayla gerçekleşen seçimlerde zafer Salih’in müttefikinin oldu. Ancak KDP, 2021 seçimleri sırasında denklemi değiştirmek için çalıştı. Mesud Barzani ve partisi, aşina olmadığı ittifaklar yoluyla da olsa bu kez pozisyonu almakta ısrar etti. Barzani Şii partilerin içişlerine karışmamaktan yanaydı. Ancak KDP’nin Mukteda Sadr liderliğindeki ittifaka dahil olması, Şii Koordinasyon Çerçevesi ile Sadr Harekeri arasında bir bölünmeye yol açtı.
Şii nüfusunun yoğunluğu ve parlamentoda da çoğunlukta olmaları dolayısıyla bu anlaşmazlığın, başkalarının -Kürtlerin veya Sünnilerin- çıkarına olabileceği düşünülüyordu. Oysa başbakan ve en büyük blok konusunda Şiiler arasındaki ihtilaf, KDP başta olmak üzere Kürtlerin hesaplarını bozdu.  
Barzani'nin Sadr'ın yanında yer alarak cumhurbaşkanlığı pozisyonunu elde etmeye çalıştığı bir dönemde, Federal Mahkemenin cumhurbaşkanlığı seçim oturumunda üçte iki çoğunluk şartını getirmesi onun arzusunu boşa çıkardı, parlamento ve hükümetin çalışmalarını felç etti.
Kürdistan bölgesindeki Kürt liderlerin ve yetkililerin uyarılarına göre, Bağdat'taki sembolik bir pozisyon olan cumhurbaşkanlığı üzerindeki anlaşmazlık, Kürt bölgesinin birliğini tehdit ediyor. Süleymaniye'yi bağımsız bir bölge haline getirmeye yönelik girişimler, Kürtlerin bağımsız devlet kurma hayalleri bir kenara bölgenin tüm toprakları üzerinde tek özerklik hayaline son veriyor. Ayrıca parlamento seçimleri de dahil olmak üzere bölgede bürokratik süreç çetrefilli bir siyasi meseleye dönüşmeye başladı. Bunun sebebi ise, iki büyük Kürt partisi arasında bir veya birden fazla seçim bölgesi sistemi üzerine ortaya çıkan anlaşmazlık. KDP tek bir seçim bölgesinde ısrar ederken, KYB birden fazla bölge sistemine göre seçim yapılmasını istiyor.
Kürdistan bölgesinin önde gelen muhalefet partisi ve Şasuwar Abdulvahid liderliğindeki Yeni Nesil Hareketi, cumhurbaşkanlığı ihtilafı nedeniyle Kürdistan’daki siyasi sürecin sona erdiği değerlendirmesinde bulundu. Hareketin Sözcüsü, bölgedeki siyasi sürecin sona erdiğini belirterek, kurumların tamamen felç olduğunu söyledi. Bölgedeki seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde yapılması için federal hükümete ve uluslararası topluma müdahale çağrısı yapan sözcü, “Bizler muhalefet partisi olarak, barış içinde yaşamanın teminatı olan demokrasiyi korumak ve tek taraflı siyasi karar alınmasını engellemek için çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı.



ABD ordusu Ras İsa limanının 'imha edildiğini' doğrularken Husiler ölü sayısının arttığını belirtiyor

İsrail'in Hudeyde'deki Ras İsa petrol limanına daha önce düzenlediği bombalı saldırıdan (Arşiv)
İsrail'in Hudeyde'deki Ras İsa petrol limanına daha önce düzenlediği bombalı saldırıdan (Arşiv)
TT

ABD ordusu Ras İsa limanının 'imha edildiğini' doğrularken Husiler ölü sayısının arttığını belirtiyor

İsrail'in Hudeyde'deki Ras İsa petrol limanına daha önce düzenlediği bombalı saldırıdan (Arşiv)
İsrail'in Hudeyde'deki Ras İsa petrol limanına daha önce düzenlediği bombalı saldırıdan (Arşiv)

Yemen'deki Husiler bugün yaptıkları açıklamada, ABD'nin Kızıldeniz'deki El Hudeyde vilayetinde bulunan Ras İsa petrol limanına düzenlediği saldırıda ölü sayısının 38'e, yaralı sayısının ise 100'e yükseldiğini ve bunun ABD'nin İran'a bağlı gruba yönelik saldırılarının başlamasından bu yana en ölümcül günlerden biri olduğunu söyledi. Husilere bağlı El Masirah TV'nin Yemen'in batısındaki El Hudeyde vilayetindeki sağlık ofisine dayandırdığı habere göre, “ABD'nin Ras İsa petrol tesisine düzenlediği saldırıda 38 işçi ve çalışan şehit oldu, 102 kişi de yaralandı.”

Yemen'deki Husileri vurmak için ABD uçak gemisinden havalanan bir savaş uçağı, (ABD Ordusu)Yemen'deki Husileri vurmak için ABD uçak gemisinden havalanan bir savaş uçağı, (ABD Ordusu)

Husilere ait al-Masirah TV kanalı tarafından bugün yayınlanan ve “ABD'nin petrol limanına yönelik saldırısının ilk görüntüleri” olarak sunulan görüntülerde, gemilerin bulunduğu alanı bir ateş topu aydınlatırken, yangının üzerinde kalın duman bulutları yükseliyor. Husiler bugün ABD saldırılarına karşı ve Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla gösteriler düzenleyeceklerini duyurdu.

Bu arada ABD ordusu, Husilere yönelik ikmal ve finansmanı kesmenin bir parçası olarak güçlerinin dün Yemen'deki Ras İsa petrol limanını imha ettiğini duyurdu. ABD Merkez Komutanlığı'nın “X “ platformunda yaptığı açıklamada, “ABD güçleri, İran destekli Husi teröristlerinin yakıt kaynağı olan bu tesisi ortadan kaldırmak ve onları on yıldan fazla bir süredir tüm bölgeyi terörize etme çabalarını finanse eden yasadışı gelirden mahrum bırakmak için harekete geçti” denildi.

Washington'un 15 Mart'ta Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki gemilere yönelik saldırılarını durdurmak için askeri operasyon başlattığını duyurmasından bu yana, Yemen'deki Husi bölgeleri neredeyse her gün ABD'yi suçladıkları hava saldırılarına maruz kalıyor.

Bir Husi yandaşı ABD'nin Sana'da bir bölgeye düzenlediği saldırının ardından alanı inceliyor (AFP)Bir Husi yandaşı ABD'nin Sana'da bir bölgeye düzenlediği saldırının ardından alanı inceliyor (AFP)

ABD'nin hava harekâtı, İsrail'in Gazze'ye tüm ikmali kesmesi ve 18 Mart'ta Filistin yerleşim bölgesine yönelik saldırılarını yeniden başlatarak iki aylık ateşkesi sona erdirmesinin ardından, Husilerin uluslararası deniz taşımacılığına yönelik saldırıları yeniden başlatma tehdidinde bulunması sonrasında geldi. Husiler 15 Mart'tan bu yana ABD ve İsrail askeri gemilerine yönelik saldırılarını da sürdürmüş ve bunun Gazze'deki Filistinlilerle dayanışma amacıyla yapıldığını söylemişti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail ile Gazze Şeridi'ndeki Hamas arasında, örgütün 7 Ekim 2023'te İbrani devletine yönelik saldırısının ardından savaşın patlak vermesinden bu yana Husiler, İbrani devletine ve Kızıldeniz'de onunla bağlantılı olduğunu söyledikleri gemilere yönelik onlarca füze saldırısı düzenledi.

İsrail ordusu bu sabah Yemen'den ateşlenen bir füzeyi önlediğini duyurdu. ABD Başkanı Donald Trump Husileri ortadan kaldırmakla tehdit etti ve Tahran'ı onları desteklemeye devam etmemesi konusunda uyardı. ABD dün, Husilere destek verdiği gerekçesiyle Yemen'deki bir bankaya, üst düzey yetkilileri de dâhil olmak üzere yaptırım uygulayacağını açıkladı.

Uluslararası Yemen Bankası'nın Husilerin kontrolünde olan başkent Sana'daki genel merkezi (X)Uluslararası Yemen Bankası'nın Husilerin kontrolünde olan başkent Sana'daki genel merkezi (X)

ABD Hazine Bakanlığı, Uluslararası Yemen Bankası'na yönelik yaptırımların hükümetin “Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik İran destekli Husi saldırılarını durdurma” çabalarını tamamladığını belirtti. Fransa Savunma Bakanı Sébastien Locorno dün akşam yaptığı açıklamada “Bir Fransız fırkateyni’nin Yemen'den fırlatılan bir insansız hava aracını imha ettiğini” duyurdu. X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Ordularımız deniz trafiği özgürlüğünü sağlamaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.