Libya krizini sona erdirmeye yönelik görüşmeler Kahire’de başladı

İtalya, iki hükümetin var olması sebebiyle seçimlerin ‘imkansız’ olduğu görüşünde.

Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi heyetlerinin görüşmeleri dün Kahire’deki açılış oturumuyla başladı. (Libya Temsilciler Meclisi)
Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi heyetlerinin görüşmeleri dün Kahire’deki açılış oturumuyla başladı. (Libya Temsilciler Meclisi)
TT

Libya krizini sona erdirmeye yönelik görüşmeler Kahire’de başladı

Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi heyetlerinin görüşmeleri dün Kahire’deki açılış oturumuyla başladı. (Libya Temsilciler Meclisi)
Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi heyetlerinin görüşmeleri dün Kahire’deki açılış oturumuyla başladı. (Libya Temsilciler Meclisi)

Libya’da ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ile ilgili Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki anlaşmazlıkları sona erdirmeye yönelik yeni adımlar atılıyor. İki tarafın heyetleri arasındaki toplantılar Kahire’de dün, Birleşmiş Milletler himayesinde, seçimlerin en kısa sürede düzenlenmesini sağlayacak anayasal temelde anlaşmaya varmak amacıyla  başladı.
Açılış oturumu, Mısır’ın Libya İşleri Ulusal Komisyonu Başkanı Tuğgeneral Eymen Bedii, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ve iki konseyin heyetlerinin açılış konuşmalarıyla başladı. Bedii konuşmasında Mısır’ın Libya halkına ‘istikrar ve barış sağlamak, arzularına yerine getirmek için’ destek sağlamada kararlı olduğunu belirtti.
Yakın zamanda Tunus’taki BM Misyonu tarafından düzenlenen bir önceki toplantıyı boykot etmiş olmasına rağmen Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Bileyhik, Meclis’in anayasa taslağındaki ihtilaflı noktaları ve maddeleri gözden geçirme kararı uyarınca Kahire toplantısına katılacağını belirtti.
BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri’ye yazdığı bir mektupta şunları syledi:
“İyi niyet göstermek ve yürürlükteki kurallara ve Libya Siyasi Anlaşması’na uygun olarak yapıcı bir şekilde çalışmak, Libya yasama kurumlarının sorumluluğudur. Ayrıca her şeyden öte, Libya halkının menfaatinedir.”
Williams, mektubunda çatışmayı ve bölünmeleri sona erdirme arzusunu da açıkça vurguladı.
BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Williams, Mısırlı yetkililerin, oy kullanmak için kayıt yaptıran 2,8 milyon Libyalı’nın isteklerine yanıt olarak, seçim sürecini geri getirmek için açık bir mutabakata ulaşmanın yollarını tartışmaya devam edilmesi amacıyla görüşmelere ev sahipliği yapmayı teklif ettiğini söyledi. Ayrıca görüşmelerin 20 Nisan’a kadar anayasal temelinin oluşturulmasının tamamlanması ile sona ereceğini belirtti.
Williams çevrimiçi düzenlenen bir toplantıda, 25 sivil toplum örgütü ve kadın liderin yer aldığı Dayanışma İttifakı üyelerine, ilk fırsatta kapsamlı, adil ve güvenilir seçimlerin yolunu açacak anayasal bir temele ulaşma konusunda Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki son arabuluculuk çabaları hakkında bilgi verdi.
Williams, koalisyon temsilcilerinin seçimlerin gerçekleştirilmesini, ilerleme için sağlam bir anayasal temel olarak gördüklerini aktardı. Aynı zamanda ulusal düzeyde karar alma süreçlerinde kadınların sesinin uygun bir şekilde yer alması, çeşitli Libya kurumlarına görüşmeler için daha fazla destek verilmesi ve Libyalı kadınların seçimlere daha geniş katılımını sağlanması kapsamında görüşmelerin önemine dikkat çekti.
Diğer yandan İtalya’nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino dün, Temsilciler Meclisi tarafından kurulan yeni Fethi Başağa hükümeti ile Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) arasındaki iktidar mücadelesine dikkat çekerek ülkede iki hükümetin varken seçimlerin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını belirtti. İtalyan haber ajansı Nova’ya göre Buccino, İtalya’nın başkenti Roma’daki bir üniversitede verdiği sempozyumunda, kendilerini meşru gören ve müzakerelerde bulunmaya istekli görünmeyen iki hükümetin mevcut olduğu bir durum söz konusuyken, sahadaki durumun karmaşık olduğunu söyledi. “Ülkede farklı senaryolar var. En kötüsü de yeni bir paralel hükümet var” ifadelerini kullandı.
Buccino söz konusu senaryonun kaynaklarda sorunlara ve yeni gerilimlere yol açacağını belirtirken Libya’nın birlik olmanın yanı sıra sahadaki yabancı güçlere karşı olumlu ulusal adımlar atabilecek tutarlı bir hükümete ihtiyacı olduğunu vurguladı. Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında Kahire’deki görüşmelerin oturumlarında bir anlaşmaya varılması çağrısında bulunan Buccino, seçimlere giden yolun başarılı olmasının, tek bir yönetim otoritesine giden yolu kısaltacağını ve hangisinin yönetimi üstleneceğine Libyalıların karar vereceğini vurguladı.



Kontrol ve patlama arasında güvenlik güçlerini konuşlandırma projesi Suveyda'nın istikrarını tehdit ediyor

Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
TT

Kontrol ve patlama arasında güvenlik güçlerini konuşlandırma projesi Suveyda'nın istikrarını tehdit ediyor

Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)

Mustafa Rüstem

Şam'dan Suveyda'ya uzanan yolda (120 kilometre), silahlı bir grup yolu taşlarla kapatıp sebze yüklü bir araca pusu kurdu. Sürücüyü rehin aldı, parasını gasp etti ve ardından gözleri bağlı olarak bilinmeyen bir yere götürdü. Serbest kalana kadar sürücünün gözleri bağlı kaldı. Daha sonra yoldan geçen biri onu bulup kurtararak hemen hastaneye kaldırdı.

Sebze taşıyan aracın sürücüsü Fadlallah Devara'nın karıştığı olay, bölge halkı arasında mezhep temelli bir çatışmaya yol açtı. Kendisine yakın gruplar baskı yapıp aracı geri almak için tekrar yolu kapatarak, rastgele yaklaşık sekiz sivili alıkoydular.

 Devam eden çatışmalar

Son gelişmeler, İç Güvenlik Güçleri ve Suriye Ordu birliklerinin son güvenlik gelişmeleri ve beraberindeki gerginliklere karşılık Suveyda'daki birkaç köye girdiğine işaret ediyor. Alınan bilgilere göre, bu güçler çatışmaları durdurmaya ve sivillerin hayatlarını korumaya çalışıyor. Aynı zamanda, hastaneler ve sağlık merkezleri, devam eden çatışmalar nedeniyle artan sayıda kurbanla dolup taşıyor.

Bu arada, önceki gece nispeten sakin geçen saatlerin ardından, aşiretler ve bölge sakinleri arasındaki çatışmalar dün yeniden alevlendi. Bu durum, Suriye hükümeti ile Suveyda'daki dini merciler ve toplumun ileri gelenleri arasında varılan anlaşmadan bu yana ilk kez yaşanan, benzeri görülmemiş bir yüksek gerilimin ortasında mezhepsel gerginlikleri körükledi. Birkaç ay önce Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçelerinde patlak veren mezhepsel çatışma sahnelerini yeniden canlandırdı.

Onurlu Adamlar Hareketi’nin Resmi Sözcüsü Basim Ebu Fahr, bir müzakere komitesinin kurulduğunu ve diyaloğun çok yakında gerçekleşebileceğini bildirdi. “Çatışmalar önemli ölçüde tırmanıyor, orta ve ağır silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar sonucunda her iki tarafta da esirler ve kayıplar var” diye ekledi.

"Olayların bu noktaya varmasına veya bu derece tırmanmasına izin vermek istemiyoruz, ancak hükümet buna yol açan hatalar yaptı. Çatışmaların tırmanmasından 15 gün önce halkın da yardımıyla Suveyda'da Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın çalışmalarını aktif hale getirmeyi kabul ettik. Ancak hükümetin bazı unsurları bölgeye sokmakta ısrar etmesi üzerine işler durma noktasına geldi” dedi.

Taraflara kendilerine hakim olma çağrıları

Ebu Fahr, güvenlik güçlerinin bölgeye girişi gelişmesi ile birlikte çatışmaların ikinci günü hakkındaki sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, koordinasyon yapmadan bölgeye girdiler. İki taraf arasında aşırı güç kullanımına gerek yoktu. Belki de çözüm geri çekilmektir, çünkü ordu masum sivillerin öldürülmesi, evlerin yakılması ve sınır köylerinden insanların topluca yerinden edilmesi de dahil olmak üzere büyük ihlaller gerçekleştirdi. Çözüm, ordunun geri çekilmesinde, müzakerelerde ve anlaşmalara uygun olarak devlet kurumlarının aktifleştirilmesinde yatıyor.”

Bu arada, Savunma Bakanlığı son güvenlik gelişmeleri hakkında bir açıklama yaparak, çatışmaları hızla bitirmek için askeri birliklerin konuşlandırıldığını vurguladı. Askerlerinin yasalara uygun olarak sivilleri koruma taahhüdünü yerine getirdiklerinin altını çizdi. Ayrıca tüm tarafları Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Güçleri ile iş birliği yapmaya ve kendilerine hakim olmaya çağırdı.

Hükümete bağlı güvenlik güçleri ve askeri güçler, gözlemcilerin güvenlik boşluğu yaşayan bölgede kurumsal boşluk olarak tanımladıkları duruma son vermeye çalışıyor. Yerel halkın hükümet güçlerinin şehrin her yerine girip konuşlanmasına izin vermemesi sonucunda silahlı gruplar bölgedeki varlıklarını güçlendirdiler. Kaos, gruplardan birinin Suveyda Valisi Mustafa el-Bakur'u görevden almasına yol açacak kadar yayıldı.

Siyasi yazar Mahir Şerefeddin, dört bir yandan gelen büyük askeri saldırıyı “mezhepsel bir işgal” olarak nitelendirdi. X platformunda yaptığı bir paylaşımda, “Suriye’ye dair düşüncemiz bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Saldırganların genel güvenlik araçlarıyla Dürzileri en iğrenç mezhepsel tehditlerle tehdit ettiklerine, cezadan korkmadan yüzleri açık bir şekilde cesetleri çiğneyip tekmelediklerine dair dolaşımda olan görüntüler, 14 yıldır hayalini kurduğumuz bir devlet kurma yanılsamasının bitişidir” ifadelerini kullandı.

Silahsızlandırma

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba ise durumun öğleden sonra çözüleceğini ve kaçırılan kişilerin kurtarılmasının an meselesi olduğunu belirtti. El-Baba, yasadışı grupların tamamen silahsızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Buna karşılık Dürzi Muvahid Müslümanların Ruhani Başkanlığı tarafından yapılan açıklama ile Suveyda'daki dini merciler ve topluluğun ileri gelenleri, Genel Güvenlik Güçleri de dahil olmak üzere herhangi bir tarafın bölgeye girişini reddetti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre  Şeyh el-Akl Hamud el-Hanevi, yayınladığı bir açıklama ile olayların ve tepkilerin tırmanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve “yaşananlar, yalnızca birliğimizin ve güvenliğimizin düşmanlarına hizmet ediyor ve toplumsal direncimizi zayıflatıyor. Aklın sesine başvurmanın gerekliliğini vurguluyor ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya, aşiretlerin asil ileri gelenlerine ve tüm vicdanlı insanlara özel bir çağrıda bulunuyoruz; fitneleri bastırmak, kötülükleri engellemek, onurumuzu korumak ve insanların mahremiyetini ve mal varlığını korumak için uyanık olalım.”

Suveyda'daki silahlı grupları tehdit eden savaşçılara dair videoların yayılması gibi, silahlı gruplar da esir alınan, araçlarına el konulan ve el-Kaide bayrağı taşıyan ordu personellerinin görüntülerini yayınladı. Son saatlerde, artan bu gerilimin sona ermesi çağrısında bulunan sesler yükseldi. Suriye'deki Dürzi sivilleri korumak için uluslararası topluma yapılan “Acil Çağrı” hashtagi, trend oldu. “Biz, insani vicdanının evlatları, Suriye'de Dürzi toplumuna mensup sivillere karşı işlenen ve hükümete bağlı ve radikal tekfirci gruplar tarafından desteklenen silahlı çetelerin de katıldığı acımasız ve organize saldırılar karşısında sesimizi yükseltiyoruz” denildi.

Suveyda şehri (Güney Suriye), rejimin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden önce bile devlet kontrolü dışındaydı. Barışçıl protestolara sahne oldu. Yıllar önce ordunun emirlerine boyun eğmedi ve güvenlik güçlerini şehirden çıkardı. 2011'de başlayan Suriye olaylarından ve ayaklanmadan, DEAŞ’ın ortaya çıkışına kadar kendisini izole etti. Şehir sakinleri, saldırılarını gerçekleştirmek için patlayıcı yüklü araçlar ve motosikletler kullanan radikal örgüte karşı şiddetli savaşlar verdi.

Cebel el-Arap halkı, Suriye savaşı sırasında radikal hareketlere karşı kendisini savunmak için silahlı gruplar oluşturdu. Bugün, yeni Suriye makamları silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik bir askeri gücün konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor. Şeyh el-Akl Hikmet el-Hicri tarafından temsil edilen dini mercii ise bunu reddediyor. Aynı zamanda kurtuluş operasyonundan bu yana Dürzilerin kamusal meselelerden dışlanmasına itiraz ediyor, ayrıca Şam ile Suveyda arasındaki yolun korunmasını ve orada güvenlik ve emniyetin sağlanmasını talep ediyor.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.