BM Yemen Özel Temsilcisi Grundberg ateşkes konusunda iyimser

BM Yemen Özel Temsilcisi Grundberg, Yemen’de ateşkesin kararlılığı konusunda iyimser

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg (EPA)
TT

BM Yemen Özel Temsilcisi Grundberg ateşkes konusunda iyimser

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, ülkenin işgal altındaki başkenti Sana'da Husi milis liderleriyle görüşmek üzere geçirdiği 3 günün ardından 13 Nisan’da şehirden ayrıldı. Grundberg 2 Nisan'da yürürlüğe giren ateşkesin kararlılığı konusundaki iyimserliğini dile getirirken Husiler kalıcı barış müzakereleri için Temsilci’ye şartlarını sundular.
BM temsilcisi, görevine atanmasından bu yana ilk kez ziyaret ettiği Sana'daki temaslarına, meşru olarak tanınmayan Husi hükümetinin dışişleri bakanı Hişam Şeref ve Husilerin Esir İşleri Ulusal Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murtaza ile görüşerek başladı. Grup tarafından Sana Merkez Bankası Başkanı olarak atanan Hişam İsmail de görüşmede hazır bulundu. Grundberg daha sonra ise Husi Yüksek Siyasi Konseyi başkanı Mehdi el-Mashat, darbe hükümeti Başbaşkanı Abdulaziz bin Habtur ve gruba sadık bazı siyasi liderlerle görüştü.
BM Yemen Özel Temsilcisi, ihlal raporlarına rağmen ateşkesin devam edeceğine dair iyimserliğini ifade ederken, Sana Havalimanı'ndan ayrılmadan önce gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi: “Sana Havalimanı'nın 6 yıldır ara verilen ticari uçuşlara açılması için çalışmalar ve hazırlıklar sürüyor. Taiz ve diğer illerde yolların açılmasına ilişkin bir konsensüs toplantısı düzenlemek için hazırlıklar var”.
Grundberg, Yemenli taraflara ateşkese uyma ve iyi niyetle diyalog çağrısında bulundu. Bu açıklama, BM Güvenlik Konseyi önünde beklenen verilmesi beklenen aylık brifingden önce geldi.
Aynı bağlamda, Husi milislerinin medya kaynakları şunları söyledi: “BM elçisi, Husi Yüksek Siyasi Konseyi başkanı Mehdi el-Maşat, yardımcısı Sadık Emin Ebu Ras, grubun meclis başkanı Yahya er-Ra'i, darbe hükümeti Başbaşkanı Abdulaziz bin Habtur ve yardımcısı Celal er-Ruveyşan ile görüştü”.
Husi kaynaklarına göre, milis liderleri BM elçisinin "Sana'ya Uluslararası Havaalanı ve Hudeyde limanlarının açılmasını içeren ateşkes uyarınca, üzerinde anlaşılan konuların başarıya ulaşması için doğru yönde" çalışmasını şart koşuyor. Milisler ayrıca BM yetkilisine, Riyad'da gerçekleşen yetki devri prosedürlerini ve Başkan Abdurabbu Mansur Hadi'nin yerini alacak bir Cumhurbaşkanlığı liderlik konseyi oluşturma prosedürlerini tanımadıklarını bildirdiler.
Ekonomik dosyada Grundberg, Sana'da grubun kontrolünde olan bankanın genel müdürlüğü görevine atanan Haşim İsmail ile görüştü. Husilere ait SABA haber ajansı şunları aktardı: “Hişam İsmail, elçiyle ekonomik ve insani dosyadaki öncelikleri ele aldı. İsmail görüşmede en önemli önceliklerden birinin kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarının ödenmesi ve sosyal güvenlik ödeneklerinin yatırılması olduğuna dikkat çekti”.
Husi kaynaklarına göre toplantıda, Eylül 2016'da merkez bankası işlevlerinin Aden'e devredilmesinin ardından “para politikasındaki mali bölünmeye” değinildi. Toplantıda para politikasını ve merkez bankasını birleştirmenin öneminden bahsedildi. Görünen o ki grup, meşru hükümetin maaşları akaryakıt vergileri, zekat ve ithalat vergilerinden elde ettiği devasa kaynaklardan ödemesini şart koşuyor.
Yemen'deki savaşın gidişatını sona erdirmek için ortaya konan BM çabalarına ve uluslararası baskıya rağmen, Yemen meselelerinin gözlemcileri, Husi grubunun darbeyi sona erdirmek için barış müzakerelerine katılma konusunda ciddi olmadığını düşünüyor. Gözlemciler milislerin saflarını yeniden savaşmak için düzenlemek üzere ateşkesi kullanacağından endişe ediyorlar.
BM elçisi Grundberg, Ramazan ayının başında yürürlüğe giren iki aylık bir ateşkes önermişti. Öneriye göre bu süre zarfında tüm kara, hava ve transit düşmanlıkların sona ermesi şartıyla Sana Havalimanı, belirli noktalara haftada iki uçuş düzenleyerek kısmen ticari uçuşlara açılacak. Bu süre zarfında 18 yakıt gemisinin milis kontrolündeki Hudeyde limanına girmesine izin verilmesinin yanı sıra Taiz vilayetinde ve grubun kuşattığı diğer Yemen bölgelerinde yolların açılması için müzakereler yapılacak.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.