Rusya’nın Ukrayna’da ikinci aşamaya dair endişeleri

Salı günü Kiev'in kuzeydoğusundaki Bohdanivka köyünde bir Rus tankının enkazı (AFP)
Salı günü Kiev'in kuzeydoğusundaki Bohdanivka köyünde bir Rus tankının enkazı (AFP)
TT

Rusya’nın Ukrayna’da ikinci aşamaya dair endişeleri

Salı günü Kiev'in kuzeydoğusundaki Bohdanivka köyünde bir Rus tankının enkazı (AFP)
Salı günü Kiev'in kuzeydoğusundaki Bohdanivka köyünde bir Rus tankının enkazı (AFP)

Askeri liderlerin ayrıntılı bir şekilde öğrendiği savaş ilkeleri vardır. Topluca uygulanırlar, ancak uygulama başarıyı garantilemez. Savaşlar içerdikleri şiddet, katl ve yıkım bakımından birbirlerine benzese de her savaşın kendi karmaşık koşulları vardır, askeri deneyim bir diğerine kopyalanamaz.
Prusyalı entelektüel Clausewitz, hedeflerin kendilerine tahsis edilen araçlarla dengelenmesi gerektiğini söyler. Şansın döneceği ümidi ile, uygulanması imkansız hedefler koymak mümkün değildir. Umut ve şans birer bileşen olsalar dahi bir strateji değillerdir.
Genellikle kötü senaryo, mükemmel senaryonun gerçekleşeceği umudu ile planlanır. Tüm boyutlarda hazır olmak, herhangi bir savaşta bir ön koşuldur. Uyum sağlamayan ise düşer.
Binlerce yıllık deneme yanılmaların ardından savaş, askeri liderler tarafından göz ardı edilemeyecek birçok ilke ve temeli de beraberinde getirdi. Bu ilkeler göz ardı edildiği taktirde ciddi sonuçları ve maliyeti olabilirdi.
Tarihten ulu liderler, savaş ilkelerini hiçe saydıkları için düşmediler mi? Bunun birçok örneği var.
Dolayısıyla savaş kendisine müphem bir kişilik oluşturmuştur. Savaş kitabına her göz attığımızda aslında yeni bir yüz ile karşı karşıya geliriz. Bu nedenle kesin bir şekilde uyum sağlamak gereklidir. Aksi ise rezalet, utanç ve hezimettir.

Savaş ilkeleri üzerine
Savaşın ilkeleri basitçe şunlardır: Hedef, hücum, seferberlik, komuta birliği, emniyet, sürpriz ve basitlik.
Tüm bu ilkeleri Rusya'nın Ukrayna'daki askeri performansı üzerine düşündüğümüzde ise Rusya'nın hiçbirine saygı duymadığı söylenebilir. Peki nasıl?
Rusya, mütevazi vesilelerle askeri harekât için çok yüksek hedefler koydu. Seferberliğin yokluğunda saldırıyı benimseyen Rusya, üstelik kuvvetlerini en az 2 bin kilometre olduğu tahmin edilen bir cepheye konuşlandırdı. Hareket kabiliyeti ve manevraya güvendi; ancak büyük mesafeler kat eden kuvvetlerin emniyeti üzerine durmaması, bu kuvvetleri hem hava hem de karadan gelecek pusu ve önleyici operasyonlara karşı savunmasız hale getirdi.
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş sürpriz değildi. Zirâ Rusya Devlet Başkanı Putin, böyle bir niyetlerinin olduğunu söylemiş, sınırdaki Rus askeri yığmaların havadan çekilmiş fotoğrafları paylaşılmıştı. ABD Başkanı Biden ise savaşın yakın olduğuna işaret etmişti.
Karmaşık askeri operasyonlar, savaşın en önemli ilkesi olan komuta birliği temelinde tek bir askeri komuta altında değildi. Savaşın ilk aşamasında Rus ordusu Ukrayna'ya farklı cephelerden saldırdı: Kuzeyde Kiev, kuzeydoğuda Harkov, doğuda Donbass, güneyde Kırım’dan Herson’a, doğuda Mariupol, batıda ise Odessa. Bu cepheler ortak bir komuta altında olmasa da savaşın doğrudan Moskova'dan yürütüldüğü söyleniyor.

Peki ya şimdi?
Savaşın ikinci aşamasına hazırlanılırken Rus komutanlığı ise Aleksandr Dvornikov'u savaş sahnesine komutan olarak atadı. Böylece Kremlin, savaş ilkelerine yeniden saygı duymaya başladı. Hem Suriye hem de Donbass’ta önemli bir askeri deneyime sahip olan General Dvornikov, Rusya'nın Güney Askeri Bölgesi komutanlığını yapıyor.

Peki ya sonraki sahne?
Yeni bir komutanlık, doğuda kuvvetlerin toplanması yönündeki askeri hazırlıklar, Ukrayna ordusunu birbirinden izole etme yönünde bölgeyi coğrafi açıdan bölme girişimi ve Mariupol kısmını tamamlama sürecinin hızlandırılması, bölgede sıfır saat (zero hour) için hazırlığa işaret ediyor.

Savaşın ikinci aşamasına dair özellikler neler?
*Coğrafya artık Rus ordusunun çıkarları uğruna çalışıyor. Bölge, Rus toprakları ile doğrudan temas halinde (yaklaşık 600 kilometre).
* Bu durum Rus ordusunun birçok lojistik problemini, başta demiryolları olmak üzere bilhassa daha kısa ve önceden hazır ulaşım ve ikmal hatlarını karşılıyor. 
* Sadece bölgeye odaklanmak, hava kuvvetlerinin tüm ateş gücünü seferber etmek, savaşın ilk aşamasında olduğu gibi çabayı dağıtmak yerine füzeler, topçular, insansız hava araçları ve elektronik savaşı tek bir bölgede toplamak anlamına geliyor.
* Topografya Rus ordusunun lehine. Zirâ bölge toprakları düz. Kayda değer hiçbir doğal engel, hatta nüfus yoğunluğu dahi bulunmuyor.
*Bu durum, en önemli rolü tankların oynadığı manevralar aracılığıyla savaşı kolaylaştırıyor. Rus ordusunun taarruz hazırlık eksenlerinin şimdiden başladığı söylenebilir. Bunlardan en önemlisi ise İzyum ile Kramatorsk şehri ekseni.
Tüm bunlar yaklaşan savaşın özellikleri ile ilgili. Asıl önemli olan sahadaki uygulama. Savaşın ilk aşamasındaki ciddi başarısızlık nedeniyle şu sorulabilir: Rusya’nın savaşın bazı ilkelerine yeniden saygı duymaya başlaması ardından Rus ordusunun savaş gücü ne olacak? Zirâ muharebe kabiliyetinin en önemli unsurları liderlik, ateş gücü, inceleme ve savunmaya dayanır. Moral ve savaşma isteği de bu hususlara eklenebilir. Rus ordusu ilk aşamadaki başarısızlığı bu kadar çabuk hazmedebildi mi? Yarınlar yakın…

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
TT

Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)

Norveç'in 2 trilyon dolarlık varlık fonu, dün Gazze ve Batı Şeria'daki durum nedeniyle İsrail'deki yatırımlarını yöneten varlık yöneticileriyle olan sözleşmelerini feshettiğini ve yatırım portföyünün bir kısmını ülkeden çektiğini duyurdu.

Bu açıklama, fonun İsrail silahlı kuvvetlerine savaş uçağı bakımı da dahil olmak üzere hizmet veren bir İsrail uçak motoru grubunda hisse satın aldığına dair medya haberlerinin ardından geçen hafta başlatılan acil bir incelemenin sonrasında geldi.

Fon ayrıca "Daha önce dış yöneticiler tarafından yönetilen İsrail şirketlerine yapılan tüm yatırımlar geri gönderilecek ve şirket içinde yönetilecektir" ifadelerini kullandı.

Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg, 2 trilyon dolarlık Norveç Devlet Varlık Fonu'nun CEO'su Nikolay Tangen'e güvendiğini, fonun İsrail'deki yatırımlarının gözden geçirilmesinin devam ettiğini açıkladı.

Norveç Merkez Bankası'na bağlı olan fon, 30 Haziran itibarıyla 61 İsrail şirketinde hisseye sahipti. Fon, yakın zamanda 11 şirketten hisselerini elden çıkardığını duyurdu, ancak grup isimlerini vermedi. Fon, "Bu yatırımları tamamen elden çıkardık" diyerek, İsrail şirketlerini olası elden çıkarmalar açısından incelemeye devam ettiğini belirtti.

Bu gözden geçirme işleminin gerekli özeni gösterme prosedürlerini de iyileştireceğini ifade eden O'Neill, fonun İsrail'deki yatırımlarının “artık sadece hisse senedi endeksinde yer alan şirketlerle sınırlı olacağını” belirtti. Bununla birlikte, “endekste yer alan tüm İsrail şirketlerine yatırım yapmayacağız” dedi.

Dünya çapında 8 bin 700 şirkette hissesi bulunan fonun kayıtları, 2024 yılı sonunda 65 İsrail şirketinde 1,95 milyar dolar değerinde hisseye sahip olduğunu gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre fon geçen yıl, etik kaygılar nedeniyle bir İsrail enerji şirketi ve bir telekomünikasyon grubundaki hisselerini sattı ve etik denetim kurumu, beş bankadan yatırımlarını çekip çekmeyeceğini gözden geçirdiğini açıkladı.

Norveç parlamentosu haziran ayında, fonun işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren tüm şirketlerden yatırımlarını çekmesi yönündeki öneriyi reddetti.