Lübnan’da mum ışığında sahur… Romantizmden değil

Elektrik kesintisi insanların evde kalmasına ve masaların dolmamasına neden oluyor

Lübnan’da mum ışığında sahur… Romantizmden değil
TT

Lübnan’da mum ışığında sahur… Romantizmden değil

Lübnan’da mum ışığında sahur… Romantizmden değil

Ramazan ayı, sahur vakti aileyi ve arkadaşları rahat ve keyifli bir ortamda bir araya getirir. Sahur oruçlu insanlar için, bir yandan namaz kılmak, diğer yandan uzun bir günün sıkıntısından sonra ihtiyaç duydukları sakin bir dinlenme süresi için kaçırılmaz bir zaman olur. Ancak Lübnan’daki elektrik kesintisi sebebiyle sahur bir kalp ağrısı olarak ve normalde olduğu kadar hazırlık yapılmadan geçiriliyor. Jeneratör sahipleri tarafından mahallelere verilen elektriğin süresi gece yarısından önce sona eriyor. Bu nedenle, Lübnanlıların büyük çoğunluğunun 23.00’da jeneratörler kapatılmadan önce evlerine dönüyor.

Kıymalı fatayer sahur sofralarına nadir bulunan bir yemek oldu
Beyrut’taki süpermarketlerden birinde tanıştığımız Ebu Nebil, sahur vaktini mum ışığında geçirdiğini söylüyor. Nebil “500 gram ağırlığında paket fiyatı 40 bin lira (1 Dolar 25 bin liraya denk geliyor) olan mumlardan almak için yakındaki markete geldim. Günlerimiz ve alışkanlıklarımız çok değişti bu üzücü bir durum. Kimse bizi duymuyor, ne kadar şoka uğradığımızı anlamıyor” dedi. Peynir, tahıl, un ve benzeri yemek malzemelerinin çoğunun fiyatlarındaki artış, sahura ihtimam gösteren ailelerin azalmasına neden oldu.
Bu ürünler, besleyici oldukları ve oruç tutanların ihtiyacı olan hamur işlerinin ve yemeklerin yapımında kullanıldığı için sahur sofralarının vazgeçilmez parçaları olarak görülüyor.
Lübnan’daki bazı kafe ve restoranlarda hızlı bir tur atarsanız, çoğunun kahvaltı masaları için rezervasyonlarla dolu olduğunu görüyorsunuz. Sahura gelince ise, hiçbir masa yok çünkü mahalleleri ve sakinlerini elektrik jeneratörlerinin sahipleri kontrol ediyor. Sodeco bölgesinde bir kafede çalışan İsmail, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu: “Beyrut’ta 22.30’dan itibaren yollar ve sokaklar boşalıyor. Jeneratörler kapanmadan önce herkes evlerine koşuyor. (Lübnan'ın ana elektrik üreticisi) Electricité du Liban bize bu saatlerde bir veya iki saatlik elektrik sağladığında harika bir sürpriz oluyor. Akşam 22.00’den sonra gelen müşteri sayısı az olduğu için kafeyi erken kapatmaya karar verdik.”

Elektrik kesintisi restoran ve kafelerde sahur sofraların kurulmasına izin vermiyor
Lübnan’daki elektrik kesintileri sorunu, Ramazan ayı boyunca pek çok geleneğin yerine getirilmemesinde önemli bir faktör olurken, insanların günlük yaşam tarzını etkiliyor. Kırsal alanda yaşayan üç çocuk annesi Jana, elektrik kesintisinin bazı gıda maddelerini buzdolabında saklayamamasına neden olduğunu söyledi. Jana sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden buzdolabının kapağını açtığımızda içinden kahvaltı ve sahur hazırlamak için ne çıkaracağımızı seçerdik, şimdi ise buzdolabı boş bir dolaba dönüştüğü için bazen açmayı unutuyoruz. Bir yanda elektrik kesintileri, diğer yanda et ve sebze fiyatlarının yüksek olması, buzdolaplarını gereksiz bir aksesuara dönüştürdü.” dedi. Teslimat işi yapan Muhammed, Şarku’l Avsat’a “Artık tü yaşam şeklimizi elektrik jeneratörlerinin sahipleri kontrol ediyor. Gün içinde bazı istekleri teslim etmekte çok zorlanıyorum çünkü bu jeneratörlerin çalışma süreleri bölgeden bölgeye, mahalleden mahalleye değişiyor.”
Lübnanlı Muhammed  “İşim bittiğinde ve arkadaşlarımla bir nargile içip hafif bir sahur yemeyi yemek isterken, kendimi merdivenleri çıkarak eve dönmeye hazırlıyorum. Mar Elias bölgesinde bir binanın 6’ıncı katında yaşıyorum ve jeneratör sahibi 23.00’de jeneratörü kapatıyor” sözlerini de ifadelerine ekliyor. Sahur yemekleri arasında ful medames ve humusun yanı sıra börek, sambousek ve sebzeli fatayerden gibi hamur işleri yer alıyor. Bir giyim mağazasında çalışan Semira Humud, sahurda yemek için hazırladığı böreği ve bir tabak ful medames bile, sebze, tahıl ve peynir fiyatlarının yüksek olması nedeniyle güvence altında olmadığını ifade ediyor. Semira Humud ise yaşadığı sıkıntıları şu sözlerle ifade ediyor: “Bu yemekler, ramazan ayında sahur sofralarının vazgeçilmezidir. Keyifle yenmesi için yanında maydanoz, turp, yeşil soğan, domates gibi sebzelerinde olması gerekiyor. Bugün herhangi bir sebze olmadan, kuru yiyorum. Kilosu 40 bin liraya ulaşan bir salatalıkla zar zor yenebilir oldu. Peynirli kalem böreklerini hepten unuttum çünkü 10 tane donmuş börek 45 bin liradan fazlaya mal oluyor.” Beyrut’un bazı mahallelerindeki kafeler sahur için kapılarını açmaya devam ediyor ve sundukları yiyecekler etli böreğin yanı sıra zahterli ve peynirli ve menakişlerle ile sınırlı kalıyor. Bu yemeklere, bazı meyve suları veya baklava ve künefe gibi Ramazan tatlıları eşlik ediyor.
Bir kafede çalışan Samir, müşterilerinin çoğunluğunun iftar saatinden sonra ve sahurdan kısa bir süre önce, bir fincan çay ile yanında patatesli kek veya zahterli menakiş yemek için geldiklerini, maliyetinin makul olduğunu söylüyor. Samir Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçmişte Lübnanlılar sahuru geleneklerine göre geçirirler ve bunun için çok zaman ayırıyorlardı. Nargile içip, ful medames, keşiş salatası, etli turtalar, fette Salatası, börek, kuzu ciğer gibi çeşit çeşit yemeklerin olduğu masaların etrafında sohbet ediyorlardı. Şimdi ise elektrik kesintileri ve yüksek fiyatlar nedeniyle böyle bir sahne tamamen kayboldu.”



Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
TT

Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'nin kademeli veya tamamen işgali, Gazze ateşkes müzakerelerinin yaklaşık iki hafta önce çıkmaza girmesinin ardından İsrail'in bir seçeneği haline geldi. Bu seçenek, ABD ile İsrail'in istişarelerde bulunmak üzere müzakerelerden çekilmesinin ve ardından Hamas'ın müzakerelerin yeniden başlamasından önce Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çözülmesini talep etmesi sonrası geldi.

İsrail'in 1967 ile 2005 yılları arasında 38 yıl boyunca uyguladığı bu olası seçenek, arabulucular tarafından yorumlanmadı. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, İsrail'e yönelik sert açıklamalarda bulundu. İkili, İsrail’i Gazze Şeridi'ne karşı ‘sistematik soykırım’ yapmakla suçladı.

Bu gelişmeler ışığında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ni kademeli veya tamamen işgal etme eğiliminin arabulucuların seçeneklerini oldukça sınırlı hale getirdiğini düşünüyor. Uzmanlar, ‘İsrail'in bu senaryonun kendisine getireceği kayıpları hissedip müzakerelere geri dönene kadar müzakerelerin durgunluğunun devam etmesi ya da yeni bir gerilimi önlemek ve yeni bir diyaloga gitmek için yoğun temaslarda bulunulması’ arasında bir seçim yapılacağını tahmin ediyor.

İsrail medyasına göre, güvenlik kabinesi bugün Binyamin Netanyahu başkanlığında toplanarak işgal planını görüşecek. Salı günkü toplantıda, iç anlaşmazlıklar ve Aralık 2023 ve Ocak 2025'te yapılan iki ateşkesin ardından üçüncü bir ateşkes için yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesi nedeniyle bu konu karara bağlanamamıştı.

Haaretz gazetesi, “Netanyahu bu planla bir kumarbaz gibi akıntıya karşı yüzüyor ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin ve askerlerin hayatlarını feda ediyor” diye yazdı. Gazete, bir hükümet yetkilisinin “Birçok kişi, Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidinin sadece bir taktik ve baskı girişimi olduğunu düşünüyor” dediğini aktardı. Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'i görevden almayacağı ve bugünkü toplantıda kararlılık göstermek için sınırlı bir askeri operasyon üzerinde anlaşabilecekleri tahmin ediliyor.

İsrail ordusu şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol ettiğini söylese de, üç İsrailli yetkili dün Reuters'a verdikleri demeçte, Zamir'in Netanyahu'nun geri kalan bölümü işgal etme önerisine karşı çıktığını söyledi. Dördüncü bir yetkili ise Netanyahu'nun ‘Hamas'a baskı yapmak’ amacıyla Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları genişletmeyi planladığını söyledi.

Toplantının sonuçlarına ilişkin tartışma, ABD Başkanı Donald Trump'ın gazetecilere, İsrail'in planlarından haberi olmadığını, ancak Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ilişkin herhangi bir kararın ‘İsrail'e ait’ olduğunu söylemesinin ardından geldi. Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD'nin Gazze Şeridi'nin işgaline yeşil ışık yaktığını bildirdi.

Siyasi intihar

Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Muhammed el-Arabi, ‘Netanyahu'nun bu planı onaylamasının, kuvvetlerinde ve esirlerde yaşayacağı kayıpların yanı sıra siyasi intihar olacağını ve bunun da iç baskıları artıracağını’ düşünüyor. El-Arabi, “Bu tür bir karar, İsrail Başbakanı’nın daha önce aldığı Refah'ı işgal etme kararı gibi, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmayan ve sadece siyasi ve kişisel hesaplarla bağlantılı bir karardır” dedi.

El-Arabi, arabulucuların seçeneklerinin ‘bu plana karşı sınırlı olduğunu ve Netanyahu'nun uğradığı kayıpların boyutunu hissedip müzakerelere geri dönene kadar harekete geçmekte tereddüt edeceklerini’ düşünüyor.

edrff
Bir Filistinli kadının, Zikim Sınır Kapısı’nda yardım bekleyen akrabalarından birinin öldürülmesine verdiği tepki (AFP)

Filistin'in eski Mısır Büyükelçisi Berekat el-Ferra, “Gazze Şeridi'ni işgal etme planı, Hamas üzerinde yeni baskılar oluşturma girişimlerinden ibaret. Gerçekte İsrail, bölgenin çoğunu kontrolü altında tutuyor. Bu nedenle İsrail'in söylediklerinin gerçek bir etkisi yok” ifadelerini kullandı.

El-Ferra, ‘arabulucuların çabalarının durmayacağını ve değiştirilmiş öneriler olabileceğini’ düşünüyor. El-Ferra, “Mısır bu yıkıcı savaşı durdurmaya çalışıyor, ancak Netanyahu açık bir şekilde ABD'nin desteğiyle bunu reddediyor. Eğer geri adım atarsa, o zaman bir ateşkes anlaşması yapılabileceğini söyleyebiliriz” dedi.

Arabulucular, tartışmaya ve uygulamaya sunulan bu İsrail planına ilişkin açık bir tutum sergilemediler. Ancak Mısır iki gün boyunca İsrail'e karşı sert bir üslup kullandı ve Gazze Şeridi'nde yaptıklarını ‘sistematik soykırım ve aç bırakma’ olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu savaşı ve bölgedeki açlığı durdurmak için acil müdahaleye çağırdı.

Sisi salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgede sistematik bir soykırım var” diyerek, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının “Filistinlileri aç bırakmak ve Filistin meselesini ortadan kaldırmak” amacıyla yapıldığını vurguladı. Dün yaptığı açıklamada da bunu yineleyerek, ‘Gazze Şeridi'ndeki mevcut yıkımın eşi benzeri görülmemiş olduğunu’ belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Mısır devleti, Mısır'ın merkezi rolünü hedef alan karalama ve yanıltma kampanyalarına rağmen, savaşı durdurmak, insani yardım ulaştırmak ve esirlerin serbest bırakılması için iş birliği yapmak üzere çalışmaya devam ediyor” denildi.

Abdulati de dün Atina'da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki açlık ve sistematik imha politikalarını durdurmak için acil müdahale etmesinin önemini vurguladı.

Bu gelişmeler ışığında el-Arabi, Mısır'ın İsrail'e yönelik resmi siyasi üslubundaki değişikliği, ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki krizin uzamasına ve açlığın devam etmesine duyduğu öfkenin bir ifadesi’ olarak görüyor ve ‘özellikle Netanyahu'nun kimseyi dinlememesi ve her türlü çözüm fırsatını engellemesi nedeniyle daha net ve sert bir tutum sergilendiğini’ vurguluyor. El-Arabi, ‘Mısır'ın şu anda siyasi üslubu ne kadar sert olursa olsun, Gazze Şeridi'nde gelecekteki herhangi bir çözümde önemli ve vazgeçilmez bir rolü olduğunu’ vurguladı.

El-Ferra, “Mısır, başta İsrail olmak üzere herkese, barış sürecini geciktirmekten vazgeçmeleri için açık mesajlar gönderiyor… Washington, müttefiki İsrail'e gerçek tavizler vermesi ve savaşı sona erdirmesi için baskı yaparsa, müzakereler yeniden rayına oturacak” dedi.