Lübnan: Beyrut Limanı patlamasının sembolü silolar yıkılacak

Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamanın sembolü olan tahıl silosunun yıkılması için heyet oluşturuldu

Patlamanın ardından Beyrut Limanı’nda geriye kalan silolar (DPA)
Patlamanın ardından Beyrut Limanı’nda geriye kalan silolar (DPA)
TT

Lübnan: Beyrut Limanı patlamasının sembolü silolar yıkılacak

Patlamanın ardından Beyrut Limanı’nda geriye kalan silolar (DPA)
Patlamanın ardından Beyrut Limanı’nda geriye kalan silolar (DPA)

Lübnan hükümeti, Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020’de meydana gelen şiddetli patlamada ağır hasar alan tahıl silolarının yıkımını denetlemek için Kalkınma ve Yeniden Yapılandırma Heyeti’ni görevlendirdi.
Patlamada hayatını kaybeden kişilerin aileleri, tahıl silolarının anıt olarak kalmasını istiyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Lübnan Enformasyon Bakanı Ziyad Makkari, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “Adalet Bakanı’nın başkanlığındaki bir komite ile yıkım sürecini denetlemek için Kalkınma ve Yeniden Yapılandırma Heyeti’ni görevlendirdik” dedi.
Makari, hükümet, geçtiğimiz ayın ortalarında aldığı kararla Hatib ve Alami Mühendislik Şirketi’nin hazırladığı rapora dayanarak söz konusu kararı aldığını belirtti.
Yapılan açıklamada siloların önümüzdeki aylarda kendiliğinden yıkılabileceğini ve siviller için büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtti. Makari, siloların onarımının çok pahalı olacağını kaydetti.
Patlamada hayatlarını kaybeden kişilerin aileleri adına konuşan bir komite, hükümetin kararına karşı protesto düzenledi.

Beyrut Limanı’ndaki patlamada hayatını kaybeden kişilerin aileleri, hükümet kararını protesto ediyor (Reuters)
Komisyon sözcüsü, “Dünyadaki en büyük ikinci veya üçüncü patlamaya tanık olan bu binanın bir anıt olarak kalmasını ve bu trajedinin bir daha tekrarlanmamasını istiyoruz. Siloların yıkılması büyük meblağlara mal olacaktır. Bazı silolar güçlendirilebilir” dedi.
Sözcü, “Bu filoların yıkılması hükümetin bir şeyleri gizlemeye çalıştığı izlenimini veriyor. Beyrut halkı, yaşananları unutmamalı, yaşadıkları acılarla barışmalıdır. Silolar yıkılmamalıdır” açıklamasında bulundu.
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos 2020'de patlayıcı maddelerin bulunduğu bir depoda önce yangın çıkmış, ardından tüm kenti sarsan çok güçlü bir patlama meydana gelmişti. Patlamada yaklaşık 200 kişinin hayatını kaybettiği, 6 binden fazla kişinin yaralandığı ve 300 bin kişinin patlama nedeniyle yerinden olduğu açıklanmıştı. Patlama, ciddi hasara yol açmıştı.
Yetkililer, patlamayı limanda bulunan büyük miktarda amonyum nitrattan kaynaklandığını belirtmişti. Aylar boyu ertelenen soruşturmalar ve siyasi müdahaleler ile milletvekillerinin ve bakanların da sanık olarak bulunduğu davada kayda değer bir ilerleme kaydedilmemişti.
Patlamayı araştıran İsviçre merkezli Amann Mühendislik, siloların günde iki milimetre yıkıldığını belirtmişti.
Lübnan, 1960’lı yılların sonunda Kuveyt Ekonomik Kalkınma Fonu’ndan aldığı kreşi sayesinde filoların inşaatına başladı. Uzmanlara göre 48 metre yükseklikteki ve 100 bin tonun üzerinde bir depo kapasitesi olan filolar, patlamanın şehre daha fazla zarar vermesini engellediğini düşünüyor.



Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail ordusu tarafından dün yayınlanan bir iç soruşturma raporunu yorumlayarak mart ayında Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisinin ölümüne neden olan bir çatışmanın ardından bugün İsrail ordusunu ‘saha infazları’ yapmakla suçladı.

Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilisi Muhammed el-Muğayyar, bir sağlık görevlisi tarafından çekilen videonun İsrail’in olayla ilgili anlatısının yalan olduğunu ve saha infazları gerçekleştirdiğini kanıtladığını söyledi. Muğayyar, İsrail'i ‘uluslararası meşru kararları atlatmaya ve hesap vermekten kaçmaya çalışmakla’ suçladı.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 acil yardım çalışanının öldürülmesine ilişkin soruşturmada ‘çok sayıda profesyonel hata’ tespit edildiği ve olayla ilgili olarak bir komutanın görevden alınacağı belirtildi. 23 Mart günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehri yakınlarında 15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı üç ayrı saldırıda öldürüldü ve Birleşmiş Milletler (BM) ile Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu bir çukura gömüldüler.

asfrt
Gazze sınırında bir grup yaralıyı tedavi ederken İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden meslektaşları Abdullah Awad'ın cenaze namazını kılan Filistinli sağlık görevlileri (DPA)

İsrail ordusunun açıklamasına göre eksik ve yanlış rapor sunduğu gerekçesiyle bir komutana kınama cezası verilmesi ve sahadaki birlikleri komuta eden yedek subay olan bir komutan yardımcısının görevinin sonlandırılması kararı alındı. Reuters’ın aktardığına göre İsrail ordusu, soruşturmanın ‘çok sayıda mesleki başarısızlığı, emir ihlalini ve eksik raporlamayı’ ortaya çıkardığını ekledi.

İsrail ordusunun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Soruşturma, ilk iki olayda ateş açılmasının, kendileriyle çatışan düşman bir güçten gerçek bir tehdit algıladıkları için askerlerin yanlış bir operasyonel anlayışından kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Üçüncü olayda ise bir çatışma esnasında emirlere aykırı olarak ateş edilmiştir.”

Açıklamada, askeri savcının olayla ilgili soruşturma yürüttüğü ve suç duyurusunda bulunmaya karar verebileceği belirtildi.

Öldürülen sağlık görevlilerinin birinin telefonunda bulunan ve Filistin Kızılayı tarafından yayınlanan bir videoda, İsrail askerlerinin üniformalı acil durum çalışanları, ambulanslar ve ışıkları yanan itfaiye araçlarına ateş açtıkları görülüyor.

Öldürülen sağlık görevlilerinden sekizi Filistin Kızılayı, altısı Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü ve biri de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) üyesiydi. Cesetler olaydan birkaç gün sonra BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) ‘toplu mezar’ olarak tanımladığı yerde kuma gömülü halde bulundu. Filistin Kızılayı tarafından dün yapılan açıklamada İsrail ordusu tarafından yapılan soruşturmadaki bulgular reddedildi.

Filistin Kızılayı’nın işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Sözcüsü Nibal Fersah, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, “Raporda yalanlar hüküm sürdüğü müddetçe geçersiz ve kabul edilemez olmaya devam edecek. Zira cinayete ilişkin bir gerekçe içeriyor. Konunun sorumluluğunu saha komutanlığındaki kişisel bir hataya mal ediliyor. Oysa gerçek bunun tam tersi” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'e göre olay uluslararası kınamalara ve ‘savaş suçu’ şüphelerine yol açtı.

Han Yunus’a düzenlenen bombardımanda 5 kişi öldü

Gazze'den yayın yapan El-Aksa televizyonu bugün, Han Yunus şehrinin doğusunda İsrail bombardımanında beş kişinin öldüğünü duyurdu. El-Aksa TV tarafından aktarılan haberde “Siyonistlerin bugün şafak vakti Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla beldesinin ez-Zana bölgesindeki bir evi hedef alan hava saldırısında beş kişi öldürüldü” ifadeleri yer aldı.

El-Aksa TV’nin aktardığına göre saldırı sonucunda çok sayıda kişi de yaralandı.