Grundberg, Yemen ateşkesini barış için "nadir bir fırsat" olarak görüyor

Grundberg, Husilerle 3 gün süren görüşmelerinin ardından Sana Havaalanı’ndan ayrılırken basın toplantısı düzenliyor (EPA)
Grundberg, Husilerle 3 gün süren görüşmelerinin ardından Sana Havaalanı’ndan ayrılırken basın toplantısı düzenliyor (EPA)
TT

Grundberg, Yemen ateşkesini barış için "nadir bir fırsat" olarak görüyor

Grundberg, Husilerle 3 gün süren görüşmelerinin ardından Sana Havaalanı’ndan ayrılırken basın toplantısı düzenliyor (EPA)
Grundberg, Husilerle 3 gün süren görüşmelerinin ardından Sana Havaalanı’ndan ayrılırken basın toplantısı düzenliyor (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg dün (Perşembe) yaptığı açıklamada Yemen’de Ramazan ayının başından beri yürürlükte olan ateşkesin barışı tesis etmek için "nadir bir fırsat" sunduğunu söyledi. BM Temsilcisi, Güvenlik Konseyi geri kalanıyla birlikte, Suudi Arabistan Krallığı ve Körfez ülkelerinin uluslararası örgütün anlaşmazlığın çözümüne yönelik arabuluculuk çabalarını desteklemek üzere son zamanlarda attıkları adımlara övgüde bulundu.
Güvenlik Konseyi toplantısında brifing veren Grundberg, Yemen'de yıllarca süren şiddetin ardından "tünelin sonunda bir ışık olduğuna" inandığını ifade etti. Yaklaşık üç aylık ikili müzakerelerin ardından Birleşmiş Milletler'in yenilenebilecek iki aylık ülke çapındaki ateşkes kararını iki tarafın da kabul ettiğini açıkladı.
BM Yemen Özel Temsilcisi, varılan ateşkesin, malların ve sivillerin serbest dolaşımını iyileştirmeye yönelik hükümler içerdiğini ve anlaşmanın istikrar ve barışı tesis etmek için "nadir bir fırsat sunduğunu" vurguladı. Aynı zamanda "anlaşmanın dayanıklı ve barışa yönelik bir dönüm noktası olmasını sağlamak için tarafların sürekli bağlılığının ve bölgeden ve uluslararası toplumdan geniş destek bulmasının gereğine" işaret eden Grundberg, “Ateşkesin başlamasından bu yana, "siviller arasındaki şiddet ve kayıplar önemli bir yüzdede azaldı. Hudeyde limanlarından daha fazla yakıt aktı. 2016 yılından bu yana ilk kez Sana Havalimanı'ndan ticari uçuşların gerçekleştirilmesine yönelik hazırlıklar başladı” dedi.
Taiz ve diğer illerde yolların açılması için tarafları bir araya getirmeye çalıştığına dikkati çeken Temsilci, “Ancak ateşkese rağmen, özellikle Marib çevresinde "endişe verici" askeri operasyonlar olduğuna dair haberler var. Ateşkes tarafından oluşturulan mekanizmalar bunu acilen ele almalılar” diye konuştu.
Yemenli taraflara bu anlaşmaya varmak için liderlik gösterdikleri ve tavizler verdikleri için teşekkür eden Grundberg, anlaşmaya yol açan müzakereleri desteklemek için Suudi Arabistan Krallığı ve Umman Sultanlığı'nın oynadığı “kritik rollere” dikkati çekti. Temsilci, iki ülkenin oynadığı bu rolün tutukluların değişimi de dahil olmak üzere "güven inşası alanında ilerleme kaydetmenin diğer olumlu göstergelerine" işaret ettiğini belirtti.
BM Elçisi, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin Riyad'da, Yemenliler arasındaki müzakerelere ev sahipliği yapma girişiminden bahsetti. Riyad’da “askeri çözümlerden kaçınma ve Birleşmiş Milletler himayesinde siyasi diyaloga girme ihtiyacı” konusunda fikir birliği sağlandı. Grundberg, “Bu, Birleşmiş Milletler'in barış çabalarını desteklemede bölgesel örgütlerin önemini gösteriyor.” dedi.
Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin tüm yetkilerini Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'ne devretme kararını memnuniyetle karşıladığını ifade eden BM yetkilisi, bunun istikrar yolunda önemli bir adım olduğunu da sözlerine ekledi. Grundberg ayrıca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin açıkladığı ekonomi paketi karşısında memnuniyetini ifade etti.
BM Temsilcisi, “Ateşkes, Yemen'i yeni bir yöne götürmek için bir fırsat. Yemenliler çatışmanın müzakere edilmiş bir çözümünü tanımlaması ve buna sahip olması gerekir. Çok yönlü sürecimin bir parçası olarak ateşkes unsurlarının üzerine inşa etmek üzere taraflarla temaslarımı sürdüreceğim. Ramazan ayından sonra daha çok müzakerelerde bulunacağım”.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, 7 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin kurulmasının ardından Suudi Arabistan Krallığı tarafından ilan edilen yeni mali desteği memnuniyetle karşıladığını söyledi. Toplam üç milyar dolarlık ekonomik destek paketinin iki milyarının Suudi Arabistan Krallığı ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından Yemen Merkez Bankası'na ortaklaşa gönderileceğini açıklayan Griffiths, “Bu duyurudan bu yana, hükümet kontrolündeki bölgelerde Yemen riyalinin değeri yaklaşık yüzde 25 artış kaydetti. Aynı şekilde Suudi Arabistan’ın, BM yardım çabalarına 300 milyon dolarlık katkı sağlayacağını açıklaması memnuniyet verici. Ancak Suudi Arabistan’ın taahhüdüne rağmen Yemen'deki insani ihtiyaçlar hala çok büyük”.
BM müdahale planı, geçen Mart ayındaki hayal kırıklığı yaratan taahhüt konferansından sonra hala önemli ölçüde yetersiz finanse ediliyor. Birleşmiş Milletler'in bu yıl Yemen için talep ettiği 4,2 milyar dolardan sadece 1,3 milyar dolar toplandı.
Griffiths ayrıca, Kızıldeniz'de Husilerin kontrolü altındaki Ras İsa Limanı açıklarında büyük bir petrol sızıntısı veya patlama riski altında olan arızalı "Safer" tankerinin oluşturduğu felaket riskini çözmek için gösterilen çabalardan da bahsetti.
Çok sayıda ülke temsilcisi BM elçisinin Yemen'e barış getirme çabalarına, Suudi Arabistan Krallığı, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Körfez ülkelerinin siyasi süreci desteklemek açısından yaptıkları önemli katkılara övgüde bulundu.
Bu ayki Güvenlik Konseyi Başkanı, İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward şunları söyledi: “Suudi Arabistan Krallığı, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ve Yemen hükümetinin ciddi müzakereler ve önemli siyasi reformları ilerletme çabalarını özellikle takdir etmeliyim. Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin oluşumu hayati bir adım. Cumhurbaşkanı Hadi'yi "gücün barışçıl transferini kolaylaştırdığı" için takdir ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin "siyasi müzakereler için ciddi ve hızlı bir şekilde çalışmasını" umuyorum. Husileri "Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi ile çalışmaya devam etmeye" çağırıyorum.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.