Mısır’dan Nahda Barajı’nın üçüncü dolum aşamasına yönelik önlem

Yetkililer, Nil’deki ihlaller ile dijital bir sistem aracılığıyla mücadele edecek.

Abdulati, Sulama Bakanlığı’nın dijital dönüşüm çabalarındaki ilerlemeye yönelik toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)
Abdulati, Sulama Bakanlığı’nın dijital dönüşüm çabalarındaki ilerlemeye yönelik toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)
TT

Mısır’dan Nahda Barajı’nın üçüncü dolum aşamasına yönelik önlem

Abdulati, Sulama Bakanlığı’nın dijital dönüşüm çabalarındaki ilerlemeye yönelik toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)
Abdulati, Sulama Bakanlığı’nın dijital dönüşüm çabalarındaki ilerlemeye yönelik toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)

Mısır yeni bir dijital sistem vasıtasıyla Nil Nehri üzerindeki ihlallerle mücadele etmeye yönelik çabalarına hız verdi. Bu adım, Mısır’ın su kaynaklarından en iyi şekilde faydalanma çabaları kapsamında atıldı. Mısırlı uzmanlar, Etiyopya’daki Nahda Barajı’nın üçüncü dolum aşaması için betonarme çalışmalarının başladığını belirtti. Mısır, su ihtiyacının yüzde 90’ında Nil nehrindeki 55,5 milyar metreküplük su payına güveniyor. Ancak Nahda Barajı’nın tam kapasiteyle işletilmeye başlanmasına yaklaşırken su payında bir azalma olması öngörülüyor. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı’na göre Mısır, su kaynakları konusunda sıkıntı yaşıyor. Zira Mısır’ın su ihtiyacı yaklaşık 114 milyar metreküp iken su kaynaklarının 74 milyar metreküp olması sebebiyle ciddi sıkıntı yaşıyor.
Mısırlı su kaynakları uzmanı Abbas Şaraki yaptığı açıklamada “Özellikle barajın batı tarafında betonarme çalışmalarının başladığına yönelik raporlar var” dedi. Uzman, inşaat işlerindeki ilerleme hakkında doğrulanmış ayrıntılı bir veri bulunmadığını vurguladı. Şaraki, Facebook hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kulandı:
“Uydulara göre barajın mevcut su miktarı, deniz seviyesinden 575 metre yükseklikte, yaklaşık 7 milyar metreküpe ulaşıyor. Bu, 12 martta drenaj kapısının açılmasından bu yana bir milyar metreküp, ekimdeki selden sonra 580 metreye ulaşan en yüksek seviyesine göre 3 milyar metreküplük bir düşüş anlamına geliyor. Selin sona ermesinden sonra su miktarı 576 metre yükseklik ile yapılan 8 milyar metreküplük dolumla istikrarlı bir hal aldı. Bu miktar, geçtiğimiz iki yılda yapılan birinci ve ikinci dolumun toplamına denk geliyor. Barajın bir önceki gün çekilen uydu görüntüsü, 10 numaralı tribünün çalıştığını, drenaj deliklerinden birinden sürekli su akışı olduğunu ve barajdaki suyun azalması sonucunda bazı adaların ortaya çıktığını gösterdi. Etiyopya, baraj yüksekliğini yaklaşık 1,3 milyon metreküp betona eşdeğer olan 20 metre kadar yükselterek yaklaşık 10 milyar metreküplük üçüncü bir dolum yapmayı hedefliyor. Bu yeni bir sele kalan süre (üç aydan kısa bir süre) içerisinde imkansız bir durum.”
Nil Nehri suyunun paydaşları olan Kahire ve Hartum, Addis Ababa’ya barajın beklenen olumsuz etkilerinin sınırlanmasını garanti eden bağlayıcı bir yasal anlaşma imzalanmadan önce, baraj havuzunun doldurulması veya işletilmesine yönelik tek taraflı herhangi bir önlem almaktan kaçınılması çağrısında bulunuyor. Baraj krizi 10 yıldan uzun bir süredir kesintilerle de olsa sürüyor. Ancak henüz bir sonuç alınamadı.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, Mısır Bakanlar Kurulu’nun aktardığına göre bakanlığın ‘dijital dönüşüm’ alanındaki çalışmalarındaki ilerlemenin ele alındığı toplantıda şu açıklamada bulundu:
“Bakanlıkta dijital dönüşümden sorumlu olan, iş otomasyon programının tasarımı ve uygulanması ile belgelerin dijitalleştirilmesi üzerinde çalışacak olan merkezi bir birim oluşturuldu. Su kanalı ve bakım çalışmaları veri sistemi, Nil Nehri üzerindeki adaları, nehir çapalarını ve ihlaller takip sistemi, su kanalı ağları ve tarım arazileri üzerindeki ihlalleri tespit etme sisteminin yanı sıra Mısır şehirleri düzeyinde sel tehlikelerinden korunma tesisleri sistemi gibi uygulamalar hazırlandı.”
Abdulati bu adımın, Mısır’ın 2030 Vizyonu’nun yanı sıra devlet kurum ve kuruluşlarına yönelik ‘dijital dönüşüm’ kapsamında atıldığını vurguladı.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.